Trabzonspor’da yaklaşan divan seçimi gündemdeki yerini işgal ediyor… Eminiz 2 Mart’a yaklaştıkça gündem daha da bu yöne kayacak…
Resmen açıklayan 4 adayla başlayan süreç, Yusuf Ziya Yılmaz’ın çekilmesiyle 3’e düştü… Yılmaz, Divan Başkanlık Kurulu adaylığından vazgeçerken, kulüp başkanlığıyla ilgili mesajlar verirken, “Ertuğrul Doğan bırakırsa” şerhini düşmeyi de ihmal etmedi…
Aralık’a doğru sular daha da ısınacak belli! Ancak Yılmaz’ın, kalabalık adaylı bir yarışı en azından kendi adına frenlemesi adına sergilediği duruşu önemsiyor ve alkışlıyoruz…
Trabzon’da sandık eskiden beri hesaplaşma yeridir… Aday olsun olmasın, listelerde yer bulsun bulmasın herkes geçmişe dönük hesaplarını, geleceğe yönelik planlarını sandık üzerinden görmeye bayılır.. Kulüp burada araçtır; asıl amaç reel ya da sanal rakibinin ayağını kaydırmaktır…
Konu Divan seçimi de olsa yine öyle mi olacak? Bize göre net… Evet…
Uzlaşma ya da uzlaştırma adına yapılan oturumlarda yaşananları bizzat oradakiler tarafından dinlediğinizde her şey tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriliyor zaten…
Şaşırdık mı? Hayır…
Göreve talip olanlar kamuoyu önünde bir seviyeyi tutturma gayretinde görünseler de içten içe öyle değil… Herkes kendinde bir hak görüyor ve daha da kötüsü kendisini haklı zannediyor…
Ortada Divan’ın kendine atfetmeye çalıştığının dışında bir sorumluluk da yok; Başkan ya da yönetici olmanın bir karşılığı da…
Baştan beri konuya bakışımız “o daha iyi yapar, şu beceremez” noktasında değil… Olmaz da… Hedef kulüp yönetmek olsa başka ama değil!.. Konu kulübün geleneği..
Tutmuyor… Örtüşmüyor…
Yarışın üç adayla devam etmesi, şehrin önde gelen isimleri ve kamuoyunda çeşitli tartışmalara yol açıyor. Bu görev için gereksiz…
Oysa divan başkanı, şehrin tüm renklerini temsil eden, farklı gruplar arasında uzlaşma sağlayabilen bir figür olmalıdır. Üç adaylı bir yarış, istemeseniz de adaylar ve taraftarları arasında kutuplaşmaya, gerginliğe yol açacaktır..
Bu durum, divanın işlevini yerine getirmesini zorlaştırabileceği gibi şehrin olmayan ama olması gereken birlik ve beraberliğine zarar verecektir.
Fikrimiz sabit… Daha zaman var… Adaylar ve taraftarları arasında uzlaşma sağlanması için diyalog ve müzakere süreçleri teşvik edilmeli, kulübün hem yaşça hem de tecrübede büyük isimleri bu etkileşim için değerlendirilmelidir…
Kim ne derse desin, Trabzonspor Divan Başkanlık Kurulu seçimi şehrin demokrasi kültürü ile bütünlüğü açısından önemli bir sınavdır...
Demokrasi sadece sandık kurup birden fazla adayın yarışması demek değildir..
Demokrasi, farklı fikirlerin değerlendirilip aynı potada eritilerek ortak mutabakata varabilme yöntemidir…
Tıpkı Trabzonspor’un kuruluş döneminin altında yatan felsefede olduğu gibi…
Kent kültürü bunu ispatlamış ve kolay kolay yıkılmayan bir temel oluşturmuştur.
Üç adaylı yarışın yaratacağı riskleri ve sorunları göz önünde bulundurarak, bu sorunların çözümü için gerekli adımlar atılmalıdır. Kulübün sorunları Divan’da çıkacak sonucun çok daha ötesindedir ve her geçen gün daha da büyümektedir..
Çok adaylı yarış, asıl söz söyleme zamanı geldiğinde büyük bir sessizliğin sebebi olacaktır…
Daha demokratik, adil ve şeffaf bir seçim süreci için uzlaşma odaklı yaklaşım hayati önem taşımaktadır.
O nedenle herkes, dursun, düşünsün ve bir karar versin…
Sizin bugününüz mü, Trabzonspor’un geleceği mi?