Trabzonspor’un bu borcu bir günde olmadı. Eski başkanlardan İbrahim Hacıosmanoğlu, Muharrem Usta’dan tutun da Ahmet Ağaoğlu döneminin toplamıdır.
Ancak Ahmet Ağaoğlu göreve geldiği zaman bir yayın organına verdiği demeçte, "Trabzonspor'un takım maliyetinin 15-20 milyon Euro arasında kalmalıdır" ifadelerini kullanmıştı. Ne olduysa oldu, Abdullah Avcı ile imzaladığı sözleşme sonrasındaki 27 ayda takım maliyetini Avcı ve Ağaoğlu ikilisi 42 milyon Euro’ya çıkararak, Trabzonspor 'un mali durumunu çökerttiler. Takımı deplasmana gidecek parayı dahi bulamaz hale getirince de ikisi de gemiyi terk eden oldular. Ağaoğlu’nun, Asbaşkanlığını yapan şu anki Başkan Ertuğrul Doğan döneminde, Ağaoğlu’nun yaptığı yabancı transferlerin birçoğundan haberi dahi olmamasına rağmen, geçmişte yapılan borç şu anki başkan ve yönetimin sırtına yıkılmış durumda. Bu çok büyük borcun üstesinden gelebilmek için Başkan Doğan ve yönetim gecelerini gündüzlerine katarak borcu aşağıya düşürmeye çalışıyor.
Bir baba düşünün, kazandığı para ile ailesinin şehrin ortalama semtlerinden birinde yaşatması gerekirken, aile ve çevre baskısıyla en lüks semtte geçiyor. Borç alıyor, borcu borçla ödüyor ve aile üyelerine de en iyi giysiler, son model telefonlar, lüks arabalar alınırken tek kelime etmezken, sadece parasız kaldıklarında "Paralar nerede?" diye soruyorlar. Trabzonspor 'a “yıldız" transferler yapılırken kimse para nereden bulundu diye sormuyor! En dramatik nokta da burası. 11 yıl aradan sonra 2010-11 sezonunda şampiyon olan Şampiyonlar Ligi'nden elenip, UEFA kupasına kalan, burada dikiş tutturamadan, umutları konfederasyon kupasına bağlayan, ardından burada da hayal kırıklığı yaşatarak toplam 19 milyon Euro’yu avucunun içindeki kuş gibi uçuruyor. Biz ta o zamanlar üzerimize vazife gibi, ‘’bu gemi batar" demiştik. Görünen köyün klavuza da ihtiyacı yoktu. Birçok yanlış yapıldı, paralar kontrolsüzce harcandı v.s ama en büyük yanlış başarıyı koruyamamak oldu. Başarı sürdürülebilir olmalı.
Örneğin dönemin Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, "Oynatacağım sisteme uymuyor, şahsi oynuyor" diyerek Anthony Nwakaeme’nin gitmesine değil de kalması için bir çaba gösterseydi takımı şampiyonluğa taşıyan en önemli futbolcuların başında gelen Nwakaeme kalacaktı, belki de ön eleme gecikip, Şampiyonlar Ligi'ne katılıp, oradan gelecek gelir de heba olup girmezdi. Bununla birlikte belki de Trabzonspor takıma çok iyi adapte olmuş ve başarılı olmuş bir futbolcuyla başarısını da arıtacak, bununla birlikte geliri de yükselecekti. O dönem Nwaekame istediği rakam 3 milyon avro iken örneğin Trezeguet'e takımına ve kendisine ödenen ücret 10 milyon Euro'yu geçti. Peki, Trezeguet takım oyunu mu oynuyor, ya da sistem oyuncusu mu? O dönem kadro planlamasında çok büyük hatalar yapıldı. Bu hataların yapılmasında bir takım amaçlar için atılan adımlar da oldu mu? Bu yeteri derecede sorgulandı mı? Bence hayır. Ayrıca Nwaekame’nin takımda kalması sağlansa idi Şampiyonlar Ligi'ne kalınması halinde marka değerini de çok yukarılara çıkarabilecekti. Hadi Anthony Nwaekame de hata yapıldı, o olaydan ders alınsa, Edgar Ie - Alexander Sörloth kadrosu korunsa yine üst üste başarılı sezonlar yaşanırdı. Hep işin kolayına kaçıyoruz. "Anthony Nwaekame'ye 3 milyon euro veremeyiz" deyip onu gönderdikten sonra yerini doldurmak için daha fazlasını harcadık. Daha fazlası ne kelime, Nwakaeme’nin istediğinin 3 katından fazlası sadece Trezeguet 'e ödendi, ödeniyor! Peki, Trezeguet şu ana kadar takıma ne verdi? Ayağa kırılan ve sözleşmesini karşılıklı fes edilen stoper Edgar Ie, Sörloht ve diğerleri için de durum böyle. Yatırım yapıyoruz ama meyvesini almadan vazgeçiyoruz ve yeni yatırımlara yöneliyoruz.
Acayip bir kısır döngü bu! Kabul edilebilir ve sürdürülebilir değil. Sonu ne olur derseniz? Tüm camianın ortak hareket etmesi şartıyla işler düzelebilir, diye düşünüyorum. Daha doğrusu umut ediyorum. Bunun için birlik olmak şart. Ancak birliği sağlamak için eleştiriye açık olmak gerekir. Doğru ve yapıcı eleştirilerden de mutlaka ders çıkarılmalıdır. Trabzonspor kurulları ve o kurulların temsilcileri, görevlerini tam olarak yapmalıdır. Divan Kurulu Başkanı Ali Sürmen de görevini yapıyor. Olayı böyle görmek ve diyalog kurmak gerek. Doğan ve Sürmen'in daha sık bir araya gelip, Trabzonspor 'un bu büyük mali sorunu konusunda görüş alışverişi yapmaları gerektiğine ben inanıyorum. Bu yeni yönetimin sorunların üstesinden gelmede iyi bir başlangıç olur düşüncesindeyim.
KURTLAR SOFRASINDAKİ FEDAİ
Ertuğrul Doğan, Trabzonspor Başkanı olduktan sonra deyim yerindeyse "ateşten gömlek giydi"... Ahmet Ağaoğlu ile kader birliği yapıp asbaşkanlık görevini üstlendiğinde bile aynı misyonu üstlendi. Hiçbir zaman "söğüşleyen" olmadı, bilakis "katkı sunan" bir profil çizdi, "veren el alan elden üstündür" şiarıyla kulübe hizmet verdi, hala daha kem küm etmeden nitekim veriyor da. Ağaoğlu döneminden kalan eksik gedik ne varsa kapatmak için ter döktü. Yolundaki en büyük engellerden biri de kulübün borcuydu ve Doğan bunun farkındaydı.
Bu zamana değin rakam belirtmeyeceğim, ama milyon TL üzerinde borç ödeyerek Trabzonspor’un yeni sezon öncesi transfer tahtasının kapanmamasını sağladı, bir bakıma babacan tavrını ortaya koydu. Borcun çoğunu kendi cebinden, bir bölümünü yönetim kurulu aracılığıyla, küçük bir kısmını da kulübe yapılan bağışlarla ödedi. Ama borç bu kadarla sınırlı değil... Haziran ayında bir miktar daha borç ödemeye hazırlanan başkan Doğan Trabzonspor'un düzlüğe çıkması için elinden gelen çabayı sarf ediyor. Yalnızca elini değil gövdesini taşın altına koyan Doğan, Trabzon ve ülke futbolunun mihenk taşı olan bordo-mavili kulüp için bulunmaz bir velinimet. Puslu havada kurtlar sofrasına oturduğunun farkında olan başkan Doğan, takımın aldığı kötü sonuçlara ve bu sezonun iç edilmesine rağmen camiada sevilen sayılan bir portföy çiziyor. Eski mevkidaşı ve yol arkadaşı Ahmet Ağaoğlu ve takımın eski hocası Abdullah Avcı döneminde elde edilen şampiyonluğa karşın bırakılan enkazı temizleyip geleceğe güvenle bakmak için canhıraş biçimde çalışan Ertuğrul Doğan Trabzonspor'u melankolik hislerle seviyor. Popülist söylemlerle demagoji yapmadı, camiaya tepeden bakmadı, olaylar karşısında at gözlüğü takmadı. Onun için ne ailesi ne de mesleği... Doğan her şeye rağmen "Önce Trabzonspor" diyor. Biliyor ki fırtınalı havada tüm badireleri göze alarak görevinin başındaydı. Ve son söz C. Kwindnel'den; "Rüzgârın yönünü değiştiremiyorsanız yelkenlerinizi değiştirin. Çünkü dünya sizin karşılaştığınız fırtınalarla değil gemiyi limana ulaştırıp ulaştırmadığınızla ilgilenir."
Y.SELİM SAHASINI UNUTMAK MÜMKÜN MÜ?
Trabzon’un en değerli yerleri göz göre göre peşkeş çekildi. Trabzon’un ayağına kendi insanı kurşun sıktı. Bunlardan bir tanesi Trabzonspor’un efsanelerinin yetiştiği YAVUZ SELİM FUTBOL SAHASINI... Arkada görünen binalar kimine göre karayolları, kimine göre 90 evler kimine göre de 40 evler denir. Bu evler dimdik ayakta ama futbolun yıldızların yetiştiği ve doğduğu yer Yavuz Selim sahası yok olmuş..
Trabzonspor’un şampiyon olduğu yıllarda Bordo- Mavililer futbolun doğduğu yer, Yavuz Selim sahasında, Trabzonspor defansını oluşturan rakiplerin korkulu rüyası olan Necati Özçağlayan, kaleci Şenol Güneş, Rahmetli Kadir Özcan, Turgay Semercioğlu, rahmetli Dozer lakaplı kaptan Cemil Usta bir idman öncesi YAVUZ Selim’in toprak zemininde fotoğraf çekilmişler, Rahmetli Kadir Özcan’ın cenaze törenini binlerce sporsever ile bu sahada toplanmıştı. Trabzonspor’un efsanevi kadrosunu ve defansını oluşturan 5’li silahşoru elbet paylaşmak yaşamın en güzel duygusu, geçmişi hatırlamak ve hatırlatmak adına... Yavuz Selim, Avni Aker Stadı’nın olduğu yerler bir çırpıda silindi gitti.
ÜZDÜN BİZİ İBRAHİM BAŞKAN
Futbol Federasyonu önceki dönem Başkan Vekili, Trabzon’un sevilen iş insanı İbrahim Usta aramızdan çok erken ayrıldı. Trabzon futboluna çok şey kattı. Tüm kulüplere yardım etti. Bir elin verdiğini diğer el görmedi. Ankara’ya Trabzon’dan kim giderse gitsin herkesi en güzel şekilde ağırlayıp dertlerini dinler, yardımcı olurdu. İbrahim Usta’yı tanıyın yeter! Çorak futbol tarlasının m e y v e l i ağacıdır o. Doğrulara yakınsanız o zaten yanı başınızdadır, en büyük destekçinizdir. Hele o yakasına yapışan illete rağmen hayata tutunmak için çok mücadele verdi. Ama takdiri ilahi ona bu kadar ömür biçmişti. 30 Mayıs Salı günü sosyal medya hesaplarına Türk futboluna büyük hizmet veren Trabzon’un başarılı iş insanı genç yaştaki kardeşimiz İbrahim Usta’nın vefat haberleri düştü. Ölüm haberi bizleri derinden üzdü.
İnşaat Mühendisi olarak genç yaşta Trabzon’da imza attığı çağdaş yenilikçi inşaat projelerine daha sonra Ankara’da devam eden başarılı müteahhit İbrahim Usta, Başkent’te binlerce konuta imza attı. Adeta Ankara’da güvenin sembolü olmuştu. Trabzon’da İnşaat Mühendisleri Odası Başkanlığı yanı sıra, Amatör Ligden aldığı Arsinspor’u 3.Lige taşıma başarısını göstermişti. Arsinspor 3. Ligde uzun yıllar mücadele ederek Trabzon ve Türk futboluna çok önemli futbolcular kazandırma başarısı göstermişti. Arsinspor’un amatör ligde yapılandırmasında ve 3. lige çıkarılmasında birlikte mücadele eden ve geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan gazeteci arkadaşımız Cevat Ocak da İbrahim Usta gibi aynı hastalıktan ebedi aleme göçmüştü. İki kadim dost birer yıl arayla aramızdan erken ayrıldı. Kaderin cilvesi böyle bir şey olsa gerek. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
CRATOS 1 HAZİRANDA KAPILARINI AÇIYOR
Cratos Premium Türkiye'nin değil Akdeniz'in en gösterişli, muhteşem oteli. Cratos yenilenen konsepti ile bugün (1 Haziran Perşembe gününden) itibaren tüm müşterilerin hizmetine kapılarını açıyor. Ada’nın en güzel muhteşem oteli içine girdin mi sanki kendini başka bir dünyada zannediyorsun.
Bozoğlu ailesine ait Cratos Premium Otel, Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyet’inde bulunan 5 yıldızlı oteli. İşletme sahibi Murat Bozoğlu oteli yeniden dizayn etti. Cratos gerçek bir Las Vegas oteli gibi.. Tesiste, otel, casino, Port ve Spa bulunuyor. 26 adet panaromik asansörü, 1 kilometre uzunluğunda sahil şeridi, 11.000 metrekarelik plaj ve 35 farklı şekilde dizayn edilmiş 6 farklı konaklama çeşidi yanı sıra denizin içerisinde Maldivler plajı bulunuyor. Sahil şeridine kurulan Marina’dan her 15 dakikada bir özel yat ile Girne merkeze shuttle servisi yapılıyor.
Trabzonspor’un duayen yöneticilerinden Utku Bozoğlu ve başında büyük oğlu Murat Bozoğlu'nun bulunduğu Cratos Otel, Yavruvatan Kıbrıs’ta en iyi oteller arasında ilk sırada yer alıyor. Murat Bozoğlu, ‘Cratos Premium Hotel, sadece tatil için değil özel toplantı ve davetlerinde gerçekleşe bileceği özel davet ve toplantı salonlarına sahip olan bir tesistir. İş toplantınızı ve özel davetinizi prestijli bir ortamda yapmak isterseniz, tüm salonlar içerisin den en beğendiğinizi seçebilirsiniz. Cratos Premium Otel’ de zaman geçirmek ayrıcalıklı olmak demektir” şeklinde konuştu.