Muharrem Usta yönetimi kabul etmek gerekir ki bu sezondan bir şey beklemiyordu.
 
Feda dönemini başlatarak orta ölçekte bir kadro ile 50. yıl hedefi için bir çekirdek kadro hedefi oluşturmak istedi.
Geldiğinde borç tablosunu da bu denli karmaşık beklemiyordu.

Usta yönetiminin bir dizi acemilikler sergilediği gerçeği var.

Geçen sezon üstü üste alınan 4 maçta 1 puandan sonra Sadi hoca ile yollarını ayırdı Hami Mandıralı ile lige devam etti.
Trabzonspor ligi 40 puanda tamamlayarak 7-0, 6-0 gibi tarihi yenilgiler aldı.

Gelecek yılın kadrosu yapılacak ve bu yıl da geçiş dönemi olacak, UEFA’nın kılıcı da tepede sallanacak olmasından ötürü 7 yabancı transfer yapıldı.
Az paralar ödenmedi.

Karabük, Alanya gibi takımlar da yeniyken ligi bu iki takımla aynı puanda bitirdik, evet hakem hataları da vardı; ama takım 16 maçta 12 gol atmıştı, Trabzonspor’un Beşiktaş dışında iyi futbolunu hatırlamıyoruz.
Devre arası geldi 6 oyuncu daha alındı. Trabzonspor buna mecburdu.

Forveti gol atmıyor, lider oyuncusu kulübe küsmüş, büyük beklentilerle alınan isimler sahada yokları oynuyordu.
Trabzonspor için sıkıntılı bir süreç işliyordu.

Araya sağ selamet giren Trabzonspor sol ve sağ beke iki oyuncuyu monte ediyor, Olcay, Medjani ve Rodallega hamlesi ile kan tazeliyordu.

Ligin 2. yarısı ve transferler merak edilirken sürpriz kupada yaşanıyor ve son 16’ya kalamadan Avrupa’ya çıkış ve kupa ümitleri başlamadan sona eriyordu.

Trabzonspor futbol olarak belki ilk yarıdaki seviyenin sadece bir tık üzerine çıktı, bakalım zamanla Antalyaspor gibi bir seri yakalayıp 2 puandan hiç olmazsa 5. liğe kadar yükselebilecek bir irade ortaya koyabilecek mi?
Kulübün içinde olduğu ağır ekonomik krizi gayet tabii kabul etmek gerekir, bunun için de yönetimde kim olursa olsun desteklemek gerekir; ama paraları da sokağa atarcasına sıfır katkısız isimler alırsanız buna da ‘’SABIR’’ la açıklamaya kalkarsanız arkanıza aldığınız rüzgarı kaybedersiniz.

Şu an alınan isimlere göre Trabzonspor 22 milyon Euro borçlanırken 4 milyon Euro (giden oyuncular) ek ödemeden kurtuluyor.

Ligde alınan 2 galibiyet ve bu galibiyetlerin deplasmanda olması son derece kıymetli.
Stat sponsor geliri, sonuçlar iyi giderse tribün geliri, maç başı gelirleri vs. derken, dilerim UEFA kriterlerini yakalarken 600 milyonluk borcun 3-5 yıl içinde 200 milyon gibi sürdürülebilir rakamlara çekilmesini arzu ediyoruz.
 
Veda Edip Giderken!

Avni Aker stadı açılalı 68 yıl oldu. Orada nice başarılar elde edildi. Avni Aker zaferleri sorulunca Barcelona, Liverpool, İnter, Bursaspor zaferlerini öne çıkar. Bir kuşak 1974 ile 1984 arasını yaşadı. Diğer bir kuşak 1996’yı, 2005’i ve 2010-2011’i. Hepsi Avni Aker’den geldi geçti. Ali Kemal, Necmi Ahmet’i izlediler, Hami, Şota, Ünal’la şampiyonluğa yaklaştılar, Fatih Tekke, Gökdeniz, Yattara ile lig kupasına uzandılar ki Cem Papila’yı karşılarında gördüler. Elbette ki Onur, Colman, Selçuk, Burak ve Umut’la kazandığımız şampiyonluğu şike ile almaları. Avni Aker dendiğinde duygulandıran, gözleri dolduran, taraftarın burnunu sızlatan anons ne derseniz, Radyo maç yayınları deriz. Mikrofonlarımız Hüseyin Avni Aker’de. Dakika 61, Gol Hüseyin.’

Bir Parçada Sen Sök!

A.Aker’e veda ediyoruz. Yıllar önceydi, Berlin duvarı yıkıldığında millet adeta yıkılan duvarları yağmalıyordu. Herkes duvardan bir parça alıyordu. O an bir anlam veremedik. Sonra yıllar aktı, baktık ki, duvar parçacıkları tarihin sembolü olarak hem maddi hem de manevi anlamda değer kazandı. Şimdi duvardan parçalar şekli ve özelliğine göre “Karaborsa” da. Avni Aker’de de son günümüz bugün. Buradan açık çağrıda bulunuyoruz, A.Aker’den yağmalama mantığı ile değil ama gelecek yıllar için bir anınız olsun istiyorsanız, bir şeyi yanınıza alın. Ama kırarak, dökerek asla değil. Mesela bir çim, kale ağından bir parça, koltuktan bir parça. Bir koltuk numarası. Ya da sahanın ortasında A.Aker bütünlüğünde çektiğiniz bir fotoğraf. Bir tahta parçası. Bir koltuk kolu, futbolcunun bir kramponu, şortu. Reklam panosundan bir parça, tribündeki pankartlardan bir bölüm. Ne aklınıza gelirse, alın yanınıza; anılarınızı geleceğe taşıyın. Öte yandan A.Aker yıkıldığında sembolik olarak bir duvarının yıkılmamasını ve orada yapılacak şehir parkı içinde kalmasını ve A.Aker tabelasının da yıkılmayan o duvar parçasında durması, çok daha anlamlı olacaktır. Bunu da öneriyoruz.

Belgeselci Özkarabekir

Belgesel gazeteciliğini severim. Cengiz Özkarabekir’de belgeselcilerden birisi. Ayasofya’nın evladı. Türkiye ve Trabzon adına önemli işler çıkardı. Dozer Cemil belgesilini yaptı ve bu akşam da ‘Efsane: Avni Aker’e veda’ belgeselinin Forum’da galası var. Devrimin çocukları anısına. Trabzonspor ilk yarıda başarısız sonuçlar aldı ama saha dışında güzel işer yaptı. Kazım Koyuncu belgeseli, Avni Aker belgeseli v.b. Cengiz Özkarabekir ve ekibini tebrik edelim, son transferde iyi bir sınav veremeseler de Medya bölümünü. 

Celil Hekimoğlu ne demek istedi?

Öncelikle Adnan Sungur’u kutluyorum. Spor basınının duayeni ama gençler kadar özel haber peşinde. Sonnokta gazetesi güzel bir transfer yaptı. Adam özel haber üretme makinesi. Celil Hekimoğlu ile yaptığı sohbette Hekimoğlu’nun ‘bir daha Trabzonspor’a aday olmayacağını’ söylemesi önemlidir. Adnan Günnar’ın kayınpederinin cenazesinde bana da ‘Medyadan çekildim aday değilim’ dedi ama ben espri sandım. 

Hekimoğlu önemli bir sanayici, düzgün bir isim. Sağduyu sahibi. Bu açıklama şudur: Bu şartlarda Trabzon’dan bir ismin borcun altından kalkması mümkün gözükmüyor. Hekimoğlu bir daha Trabzonspor’un başkan adayı olmayacak diye düşünmüyorum. Zamanı zemini geldiğinde olacak. Ya da potansiyeline siyasi ve ekonomik olarak ciddi destek verecekler olursa sahaya o zaman çıkacak. Bugün Trabzonspor’a başkan adayıyım demek usturaya yumruk atmak gibidir! 
  
Rodellega Patlattı!

Trabzonspor Akyazı Şenol Güneş stadına bu hafta kavuşuyor. Trabzonspor tarftarları da tribünde yerlerini almak için bilet kuyruğunda. Avni Aker’de, Sadri Şener’de. 
Rodellega imzalayana kadar kuyruk yavandı. Ama o imzadan sonra kuyruklar uzadıkça uzadı. Ve dün itibariyle şikayetler de gelmeye başladı. Tanıdığım bütün berberler Trabzonspor fanatiğidir. Ahmet de onlardan birisi. Abi Sadri Şener’de tek görevli var, yazarmısın dedi. Yazalım Ahmet dedik. Önce taraftar!
 
Şen’in Notu

Trabzonspor'un 1996 yılında kaybettiği dramatik şampiyonluğun yıllar sonrasında yaptıklarını anlatarak bordo mavililerin tepkisini çeken dönemin Fenerbahçe başkanı Ali Şen yine bir Trabzonspor açıklaması yaptı. İki kez şampiyon olurken rakibin Trabzonspor olmasına üzüldüğünü söyleyen Ali Şen Şenol Güneş'i de çok sevdiğini söyledi. Şenol Güneş'in Türk futbolunda iz bırakan bir antrenör olduğunu vurgulayan Şen, "Şenol Güneş'e 10 üzerinden 10 veriyorum. Ben Şenol'un yöneticiliğini yaptım, 1976 yılında, milli takım sorumlusuydum. Çok yakından tanıyorum. Üzüldüğüm şu ki ben iki defa Fenerbahçe'ye başkan oldum. Her ikisinde de şampiyon oldum, her ikisinde de karşıma Trabzon geldi. Kadere bak. Öğretmen, eğitmen, sporcu, dünya üçüncüsü, Kore'de ciddiyetiyle iz bırakan bir isim Şenol Güneş" ifadelerini kullandı.’
Haber bu. Ali Şen Güneş’e 10 üzerinden 10 vermiş. 

Keşke vermeseymiş. Şen’in notu Trabzon’da geçersizdir.

Biraz Da Nostalji

1-Hatay Yurdakul, Recep Çetinkaya ve diğerleri, hakem odasının önünde. 
2-Trabzon basınının önemli reklam müdürlerinden Nuri Gündüz ve arkadaşları