Sevgili okurlar Abdullah Avcı ile çıktığımız ikinci maç kağıt üzerinde hiç de zor değildi. 

Olimpiyat Stadı’nda seyirci üstünlüğü de bizdeydi. 

Hepimizin beklentisi Cumhuriyet’in 100 yaşına bastığı bu anlamlı günü 3 puan ile taçlandırmaktı. Maça da iyi başlamıştık. İlk yarı topun hakimiyeti bizdeydi. 

Daha ilk dakikalarda yakaladığımız bir pozisyonun dışında golle sonuçlanacak organize bir atak bir türlü oluşturamadık. 

Oysa fizik olarak da iyi olduğumuz bu yarıda mutlaka gol ya da goller bulmamız gerekiyordu. 
Ne yazık ki gol bulma şöyle dursun pozisyon bile bulamadan ilk yarıyı öylece bitirdik.

İkinci yarı için takımımız hakkında bilinen kondisyon zaafının işimizi zorlaştıracağı belliydi. 

Nitekim özellikle 70. dakikadan sonra biz oyundan düşerken rakip üzerimize gelmeye başladı. 
Artık galibiyet kontra toplara kalmıştı. Ancak o da olmayınca son 10 dakikada beraberliği kurtaran taraf olduk ve maç başladığı gibi bitti. 

Sevgili okurlar, eldeki kadroya bakınca hocanın işinin bir hayli zor olduğu görünüyor. 
Rakiplerin namağlup götürdükleri ligde işimiz çok daha zor. 

Sıra takımlardan da puan alamayan takımımız klasmanda Avrupa için yer bulması ne derece gerçekçi bir yaklaşım olur, onu da yaşayarak göreceğiz.

Hocaya gelince eldeki kadronun bir bölümünü o oluşturmamış olsa da sorumluluğu bile bile aldı. Kamuoyuna yansıyan herhangi bir şart da olmadığına göre takımı olması gereken yere getireceğine inanmış olmalıdır. 

Başkandan devre arası transferi için bir söz almış olsa bile yine de işinin çok kolay olmadığı görülüyor. 
Sonuç olarak takımımız ona yakışan futbolun çok uzağındadır. 

Kondisyon zaafını da ilave edersek bu takıma nasıl bir sihirli elin değmesiyle yol alacağını doğrusu çok merak ediyorum. 

Bence işe Trabzonspor bilincini aşılayarak başlanmalı. 

Yenilgiyi kabullenmeyen bir anlayış hakim olursa işin yarısı aşılmış olur. 

Bu gayret görülürse taraftar da desteğini esirgemez ve yarınlar için umut ışığı yakılmış olur. 
Bizlere de düşen hiçbir ön koşul öne sürmeden ancak eleştirilerimizi saklı tutarak desteklemektir.
Bitirirken Cumhuriyetimizin 100. yılı Atatürk’ün izinde nice yüzyıllara ulaşması dileğiyle, kutlu olsun. İyi haftalar.