Trabzon bu güne kadar Doğu Karadenizin incisi olarak kalmayı başarmış tarihi ve doğası ile Şarkta dikkatleri daima üzerine çekmeyi başarabilmiş bir şehirdir. Bu özelliği nedeniyle Mssoniklerden Bizansın son kalıntılarına kadar pek çok millete ev sahipliği yapmıştır. Şarkın incisi diye daima belleklerde derin izler bırakmıştır. Bunca zaman akışında onlarca kez istila edilmiş, yağmalanmış olmasına rağmen yinede bu olağanüstü güzelliğini koruyamamıştır. Her “güzelin düşmanı çoktur “ misali Trabzon da aynı kaderi yaşamıştır. Şehir bu önem ve güzelliğine rağmen zamanın akışında bu özelliğini ve sosyal işlevini kaybetmiştir.
Şehirlerin tarihlerinin öğrenilememesinde en büyük handikaplardan birisi de şehrin arkeolojisinin bilinmemesidir. Ne yazık ki, Trabzon da bu talihsizliklerden nasibini almış bir şehirdir. Şehrin belli yerlerinde yapılmış arkeolojik çalışmalar sadece bir edütten ibaret kalmış, şehrin tarihini, özellikle Bizans ve Roma dönemlerini ortaya çıkaracak bir kazı 1916 yılına kadar bilinmiyordu. “Bir süre sonra Trabzon civarında ele geçtiği belirtilen bir altın takı gömü bulunması” (Rudolph 1978) dışında yeterli somut arkeolojik verilere ulaşılması tamamen tesadüfler ile sınırlı kalmıştır.
Rus işgali ile birlikte F. İ. Uspenski başkanlığındaki arkeolojik bilim heyeti bu bağlamda ilk local çalışmaları o zaman başlatmış ve Yenicuma, Ortahisar camii ve etrafında, Ayasofya’da yaptığı kazı alanı belirleme çalışmaları Rusların bolşevik ihtilaliyle beklenmedik şekilde son bulması ile sonuçlanmıştır. Uspenski, konu ile ilgili hazırlamış olduğu kazı raporları ile Trabzon’da arkeoloji çalışmalarının kapısını aralamıştır. Konuyla ilgili bu bilgiler tarafımdan Trabzon tarih severleri ile paylaşılması sonucu (Enver Uzun, Trabzon Tarihi, Trabzon 2003) Trabzon okuyucusu konu ile haberdar olmuş ve 2009 yılında ise söz konusu raporları Türkçeleştirerek yayınlamışım, böylece konuyla ilgi duyanların harekete geçmesni sağlamıştık (Enver Uzun, Rus Hesabatlarında Trabzon, Tabzon 2009). Ne yazık ki, konuyla ilgili daha sonra defalarca yazdım ama bu gerçek ısrarla görmezlikten gelindi. Bu veriler için teşekkür bekleme hakkımız olmalı.
Konu ile ilgili bahçecik surlarında İç Kale’de Ağustos aynın ilk günlerinde bir arkeoloji çalışması başlatıldı. Bu girişim Trabzon tarihi açısından önemlidir. Ancak anlaşılan o ki konunun mahiyeti tam anlaşılmamış olduğu da ortadadır. Böyle önemli bir çalışma için bu denli basit bir güvenik alanı oluşturulmuştur. Bu kazı Trabzon tarihini değiştirecek öneme sahip olduğundan ciddi bir güvenlik önlemi alınmalıydı. Tüm kazı kayıt altına alınmalı. Yol tafiğe kapatılmalı. Yarın için çok geç olmadan bu sorunun çözülmüş olması hayati önem arz etmektedr. Ahaliye açık bir alanda arekolojik kazı yapılması ciddi bir hatadır.
Planlama hatalı ve eksik olsa da elde edilecek verilerin ne denli önemli olduğu düşünüldüğünde Trabzon tarihini aydınlataçak bu girişimin bir an önce sonlandırılması gerekmektedir. Arzu edilen verilere ulaşıldığında şüphesiz dünyanın dikkati yeniden Trabzon’un üzerine yönelecektir.