Türkiye’den çok yabancı futbolcu geldi geçti. Bu isimlerle ilgili herhalde Hagi’nin Galatasaray’a, Alex’in Fenerbahçe’ye; Şota ve Sörloht’un Trabzonspor’a, Batalla’nın Bursaspor’a katkıları ilk aklımıza gelenlerdir. Beşiktaş’ı Şampiyon yapan Alman milli takımının da santraforu Mario Gomez’i de ekleyelim.

Bu yıl çok farklı bir ismi izledik, izliyoruz da. Galatasaray’ın Santraforu Osimhen.

Bonservis bedeli an itibariyle 100 milyon Euro olan Osimhen bazı yabancılar gibi ‘Ben paramı tanırım’ demiyor. Sahaya çıktığında bir işçi gibi ter akıtıyor, 90 dakika tam konsantre oynuyor, rakip Trabzonspor olmuş, Hatayspor olmuş buna hiç bakmıyor ve sonuna kadar formanın ve aldığı paranın hakkını veriyor.

Osimhen Napoli’nin futbolcusu. Muhtemelen gelecek yıl Real Madrid’de oynayacak ve Napoli’nin koyduğu satış bonservis bedelinin 100 milyon Euro olacağını konuşuluyor.

Osimhen’in sadece futbolu değil, onun futbol ahlakı, onun mücadele azmi yabancı oyuncularımıza değil, yerli futbolcularımıza da örnek olsun.

Türkiye liginin bir seviye üzerinde olan Osimhen hani ligimizde kalsa. Rakibimiz olsa bundan mutluluk duyacağımızı belirtmek isterim.

Çünkü sahada yatan, dışarıda Türkiye’nin aleyhine atıp tutan futbolculardan olmadı. Kupa finalini Galatasaray ile oynarsak zorlanacağımızı görüyor olsak da güzel futbol da önemli ve anlamlıdır.

ALACAKSAN BÖYLESİNİ AL

Sevgili okurlar, her hocanın bir takıntısı vardır. 40 yıllık futbol takibinde olan birisi olarak bunu net söylemem gerekir. Mourinho’nun da inadı takımını şampiyonluktan ettiğine kanaat getirdim.

Ligin ilk yarısı tamamlandığında Maximen gibi bir oyuncu son 30 dakikalarda oyuna sokuldu. 3-3’lük Kayseri por maçında seyrettiğim Maximen için Brezilyalı Ronaldinho’nun bir tık altı diyorum. Onun gibi geçiyor onun gibi vuruyor. Fener ligin devre arasında geri gönderecekti. Akyazı’yı ayağa kaldırır.

İSİMLERİNİZİ EZBERLETTİNİZ

Trabzonspor U-19 takımı Avrupa Gençler liginde yarı finale kalmıştı. Son 4 takım ki, Trabzonspor-Salzburg, Barcelona ve AZ Alkmar şampiyonluk için mücadele edecek.

Trabzonspor takımı İsviçre’ye uçtu ve kampa girdi. Bugün saat 15.00’da Salzburg takımı ile çok önemli bir maça çıkacak. Kazanırsa çok şey kazanırız ama kaybedersek gençler hiçbir şey kaybetmez.

Bir taraftan Süper Ligde zirvede olacaksın diğer tarafta ise yüzlerce takım arasında son dörde kalacaksın, bu büyük başarıdır. Trabzonspor ve U-19 adını herkese öğrettiniz. Teşekkürler çocuklar.

TRABZONSPOR’UN EN MİNİK ÜYESİ

Aleyna’nın doğduğu günü bilirim. Zihni Ağırman bize müjdeyi verdiğinde tebrik etmiştik. Adını sorduğumda ise 90’ların ortalarının en popüler ismini ‘Aleyna’ koymuşlardı. Kızımız kadar sevdiğimiz Aleyna, Cudibey’de okudu, arkasından Yavuz Sultan Selim Anadolu lisesinden mezun oldu ve KTÜ Makine Mühendisliğine girerek aynı bölümde araştırma görevlisi olarak kaldı. Güzel kımız, Makine mühendisliğinden sınıf arkadaşı güzel insan Rizeli Talip Kalça ile evlendi. Aleyna ile Talip’in 6 ay önce bebekleri oldu.

Kız bebeğine Gökçe adı verildi. Talip Rizeli olmasına rağmen Aleyna baskın çıktı ve Trabzonspor’un en minik üyesi Gökçe Kalça oldu. Gökçe, 12186 numara ile üye kabul kartını eline alan ve babasının kucağında ‘ben de buradayım’ mesajını verdi. Zihni Ağırman’a hep şunu söylerlerdim, ‘babalık başka dedelik bambaşka duygu.’ Ağırman da ‘O kadar da değil’ cevabını verirdi. Ama torun kundaktan çıkıp kucağa aldığında hemen ‘torunun sevgisi başka’ diyenlerin tarafına geçti!! Maşallah Maşallah.

BAŞARININ SIRRI, İNANMAK

Trabzonspor Basketbol takımı büyük bir başarı elde ederek Basketin Süper Ligine yükseldi. Trabzonspor’un takipçisi Muhabirimiz Salih Bıyık zafer sonrasında takımın antrenörü Faruk Beşok ile güzel bir söyleşi yaptı. Beşok, Trabzonsporluları çözmüş, ‘Trabzonspor’a geliyorsanız başarmak zorundasınız’ dedi.

Faruk Beşok özetle şöyle dedi: ‘Çok keyifli bir sezon geçirdik. Taraftarımız bize çok büyük destek verdi. O destek her gün yükselerek arttı. İnancım önümüzdeki sene zaten bu heyecanı yaşamış, bu keyfi almış bir taraftarla her maç 2-3 bin değil her maç burada 6-7 bin kişiyi görüp bu sene başardığımız 16 galibiyeti, Süper Lig'de biraz daha zor olacak ama 15 maçta 8, 9, 10’lara çıkarabilirsek biz zaten o bahsettiğimiz hedeflere ulaşmış oluruz.’

HAYATA OBJEKTİFTEN BAKIYOR

Şemsettin Öztürk ile Nurgül Günaydın’ın dostlukları Karadeniz Gazetesi’nden beri devam eder. Öztürk, Günaydın’ın başarısını kaleme almış ve bana göndermiş. Ben de özetledim:

‘Birbirinden farklı ve özelliği olan ilginç ayrıntıları karelere dökmek için fırsatları değerlendiren Foto muhabiri Nurgül Günaydın Trabzonspor’un gözdesi oldu.

Yaklaşık 25 yıldır Trabzon basınında kendisine önemli bir yer edinen Nurgül Günaydın, 15 yıldır futbol müsabakalarında Foto muhabiri olarak görev yapıyor. Türkiye’de sayılı, Trabzon’da ise halen tek kadın foto muhabiri. Nurgül Günaydın ‘maçlarda foto muhabirliği yapmak yaşantımızın bir parçası haline geldi. İlerleyen teknolojik imkanlar sayesinde elinde cep telefonu olan herkes fotoğraf çekebiliyor. Zaman zaman o karelerin sosyal medya aracılığıyla da geniş kitlelere ulaştırabiliyor. Ancak maçlarda foto muhabirliği yapmak bambaşka bir duygu. Taraftarın gol sevinci kulaklarınızda çınlarken siz sevinç halinde olan futbolcuların en çarpıcı anını yakalamak için düğmeye basıyorsunuz. Bu bambaşka bir haz.’

BİRAZ DA NOSTALJİ

ÖNCE SATRANÇ SONRA MAÇ!

Trabzonspor’un şampiyon olduğu yıllardaki kültür seviyesi ve şampiyonluğundaki en önemli temellerinden bir tanesinin göstergesi eğitim. Teknik direktör Ahmet Suat Özyazıcı, Masör Hayrettin Şiranlı, Malzemeci Kuş Mehmet Yazıcı lobide satranç oynuyorlar.