Ülkeleri ayakta tutan Maliye Politikalarıdır. Maliye iyi çalışırsa Hazine boş kalmaz.. Türkiye’de yıllar içinde Maliyenin topladıkları har vurup harman savrulmuş. Bu sadece mevcut iktidarda değil, hepsinde olmuş.
Bakanlıklar paylaşıldıktan sonra adrese teslim ihaleler olurdu. Bu ihaleleri alanların bazıları da, bir otel lobisinde aldığı işi bir başka otel lobisinde satarak yüzdesini cebine indirirdi.
Türkiye ekonomisi bunun için hep açık verdi. Üstüne son 40 yılda yazarkasa ve Anayasa kitapçığı olayı, 2007 muhtırası, 2008 AK Parti kapatma davası, 17-27 Aralık ekonomi darbesi, 15 Temmuz Fetö Darbe girişimini unutmayalım.
Bunlar yaşanınca son yıllarda Maliye politikaları ve bakanları sıkça değişti. Ve sonunda da Mehmet Şimşek yeniden Ekonominin başına geldi. Şimşek’in gelmesi ile ne değişti diyebilirsiniz.
Uyuyan dev uyandı. Devlet işlemeye başladı.
Fazla kazanandan fazla vergi almak için start verildi. Maliye, Ticaret ve Tarım Bakanlığı çalışanları odalarından dışarıya çıktılar.
Fabrikalardan, Depolara, Marketlerden, Kuyumculara kadar her yeri denetlemeye aldılar
Bir esnaf ile konuşuyorum.
Sordum, gelen giden var mı?
‘Abi nefes aldırmıyorlar’ dedi.
Nelere bakıyorlar?
‘Önce Tarım müdürlüğünden geliyorlar, gıda güvenliğini kontrol ediyorlar. Arkasından ise Maliyeciler gelip tek tek etiketlerden post cihazlarına kadar denetliyorlar.’
Bunları öğrendikten sonra Mehmet Şimşek ve ekibini takdir etmedik değil. Vergisini vermeyen, çok kazanıp da kazancının tamamını kendi kasasında tutmaya çalışanların peşindeler.
Gıda güvenliğine yönelik denetimler de arttı. Özellikle Köfteci Yusuf olayından sonra her tarafa ani baskınlar yapılıyor.
Tahriş edilmiş, hijyen olmayan gıdalar insanları tehdit ediyor. Tüketim fazla olunca, Eşek etine At etine yönelenler var.
Hollanda’dan getirilen ucuz krema tereyağının içine katılıyor ve kısa sürede büyük paralar kazananlar oluyor.
Erzincan’ın özel peynirini taklit edip satanlar yeni yakalandı.
Aydın’dan Konya’ya getirilen binlerce litre sahte zeytinyağı alıcı market sahibinin test yaptırmasıyla ortaya çıktı.
Türk toplumu nasıl böyle bozuldu anlamak zor.
Kimse bugün nasıl alın teri ile para kazanırım diye düşünmüyor.
Bugün Havadan nasıl para kazanırım diye sahtecilik peşinde kafa yoruyor..
BU LÜKSE CAN DAYANMAZ
Bakıyorum, sitelerin tamamının önü dolu. Her evde birkaç otomobil.
Tabakhane vadisine Kadınlar Pazarının oradan girin Cudi bey’i geçtikten sonra ta Kuş parkına kadar otomobiller sağlı sollu park halinde.
Moloz, Meydan, araç koyacak yer yok.
Her memurda bir veya iki otomobil var. Ama yine de refah payı istiyorlar!
Memurlar refah payı istiyorsa Asgari ücretli ve emekli ne istemeli?