Seçim bitti, artık herkesin önüne bakma vaktidir. Milletvekilleri yeminlerini ettiler, meclise kayıtlarını yaptılar, odalarında koltuklarına oturdular.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mazbatasını aldı, yeminini etti. Şimdi iş zamanı, artık icraat vaktidir.

Fakat burada yaşanan bu süreç, hiç de unutulacak bir süreç değil. Başarılı olmak isteyen, bir sonraki seçimde kazanmak isteyen, bu seçim sürecini, Cumhurbaşkanının yemin törenini ve kurulan yeni kabineyi iyi okumalıdır.

Şunu görmek gerek, bu ülkede artık demokratik düzende ve devletin tepe noktasında birileri bariz bir değişim istiyorsa, kendi oyunun yanında karşı tarafın oyunu da, güvenini de alması gerektiğini öğrenmesi gerek. Bu da ilk olarak kaybedenin kazanana saygı göstermesinden geçtiğini bilmesiyle başlar.

 Maalesef bu dönem de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan meclise yemin için geldiğinde karşı taraf yine ayağa kalkmadı, hiç istifini bozmadı. Recep Tayyip Erdoğan bu milletin iradesinin temsilcisidir, ona yapılan her saygısızlık, ona söylenen her kem söz bu millete edilmiş sayılır. Muhalefet maalesef yine buradan alınması gereken dersi alamamıştır.

Yemin törenine 78 ülkeden temsilci katıldı.21 Cumhurbaşkanı ve 13 Başbakanın da katılımıyla muhteşem bir yemin merasimi oldu. Beştepe’de yapılan merasime baktığımızda, Türkiye’nin artık Türkiye’den ibaret olmadığını ve yapılan seçimin önemini bir kez daha gördük.

Geçmiş yemin törenlerine göre katılımın gittikçe arttığını ve heyecanın en üst perdede olduğunu katılımcılardan gördük. NATO’nun ve İslam İşbirliği Teşkilatının üst seviyelerde katılımı, Türkiye’nin konumunu ve gücünü görmek isteyenlere bir kez daha göstergedir bence.

  Bir tespih taneleri misali Müslüman ülkelerin törende olması imamenin kim olduğunu sizce de göstermiyor mu? Diğer taraftan baktığınızda Avrupa ve dış basında da Türkiye’nin bu seçim sürecinin takibi, Türkiye’nin ne derece önemli bir yere sahip olduğunu yine gösteriyor görmek isteyenlere.

Türkiye Yüzyılını en başarılı şekilde tamamlayacak kabine oluşumu da tamamlandı. Bu kabineyi ben çok beğendim doğrusu. Hemen hemen hepsi işin içerisinde bulunmuş, tabiri caizse mutfaklarında yetişmiş kimseler.

Genel olarak kabineye baktığımızda birçok bakan kendi bakanlığında işi en ayrıntılarıyla bilen tam donanımlı kişilerdir. MİT başkanı Hakan Fidan’ın ise Dışişleri Bakanlığına getirilmesi, başlı başına atağa kalkmaya çalışan Türkiye için büyük bir hamledir.

Hepsi önemli tabi ama en önemlileri arasında Ekonomi Bakanı geliyor bence. Mehmet Şimşek’in deneyimi ve başarılarını bir kısım muhalefet kabul etmese de yabancı girişimciler ve uluslararası piyasa temsilcileri başarılı olacağı görüşünde.

Artık bütün gözler hükümette ve en başta ekonomide, yani parada, enflasyonda. Millet kemerleri yeterince sıktı, sabretti, feragat edilmesi gerekenlerden feragat etti. Kısa sürede enflasyona ve sıkışan piyasaya çare bulurlarsa Türkiye Yüzyılı altın dönemini yaşayabilir.

Yeni bir felâket, salgın, başka bir darbe veya büyük bir olay olmazsa bu hükümet için başarısızlıktan söz etmemiz olası bile değil. Çünkü artık başarıdan başka seçeneğin olmadığını herkes biliyor. İnşallah bu dönem yediği ayazları unutmayan kurt dönemini yaşayacağız. Allah herkesin yardımcısı olsun, yeni dönem, yeni kabine hayırlı olsun.

Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Kalın sağlıcakla.