Hiç şüphesiz trafik güvenliği için yapılan uygulamalar bizlerin can güvenliği içindir. Fakat son zamanlarda öylesine uygulamalar yapılıyor ki can güvenliğinden ziyade abartılı uygulamalar bizi canımızdan bezdiriyor.
Yazın Ortalama Hız İhlal Tespit Sistemleri kurulum çalışmaları Karadeniz’e boydan boya kuruldu. Samsun’dan yola giriyorsunuz ta Artvin’e kadar yolda radar, EDS, şehir içi radarlı hız sitemleri ne ararsan var.
Yoldan ziyade yol kenarında ki radar levhalarını kolluyorsun resmen. Nerede radar var, nerede başlıyor, nerede bitiyor? Nerede kaç hız yapmam lazım bu gibi durumları yol boyu düşünüp de seyahat ediyorsunuz.
Şunu da belirteyim bence koyulan hız limitleri çok düşük. Şöyle bir etrafınıza bakın trafikteki arabalardan belki de onda bir eski araba görürsünüz. Yol ve arabalar yeni, hatta son sistem çoğu arabalar fakat uygulamalar ve hız limitleri hala eski dönemlerden kalma.
Yol yaptık, TOG yaptık, dört şeritli otobanlar yaptık ama vatandaşı tam rahata erdirecek uygulamalardan imtina ediyoruz. Niye? Çünkü kesilen cezalar maliyeye kaynak oluşturuyor. Yalan yok, vatandaşı hız konusunda caydırıcı olmak yönünde değil de sanki pusu kurup vatandaşa ceza kesmek niyet.
Özellikle Karadeniz’de yapılan bu uygulamalar artık dikkat çekici ve vatandaş bu durumu sorguluyor. Güneydoğu’ya zaman zaman seyahat ediyoruz oralarda böyle adım başı radar yok. Oralarda yollar hız yapmaya daha müsait ama yine de Karadeniz kadar EDS göremezsiniz.
Elbette yapılan uygulamalar Karadeniz’e özel değil ama sanki bizim bölgemizde daha sıkı bir takip var. Sadece Trabzon’da yapılan günlük birkaç radar uygulaması yazayım size şimdi siz karar verin.
Vakfıkebir’den Trabzon’a gelmek için yola çıkıyorum Vakfıkebir’de uygulama, Yalıköy’de radar, Çarşıbası Kerem Mahallesinde EDS sistemi, Mersin Akçaabat dolmuş durağının orada radar, Akçakale’de radar.
Akçaabat 7M Hastane önünde EDS sistemi, Akçaabat ilçede polis kontrol noktası, Haçkalı Baba Devlet Hastane önünde yine radar, Yıldızlı’da radar ve EDS, Akyazı Tünele girmeden trafik kontrol noktası, tünel içerisinde de bazen gezici radar sistemi var.
Hele şu tünel içerisindeki 60-70 hız limitini de bir türlü anlamıyorum. Oraya kadar trafik akıcı olurken hız limitinden ötürü tünel içerisinde trafik yığılmasını bariz bir şekilde fark edebiliyorsunuz. Tünel içerisinde akıcı bir trafik mi daha güvenli ya da yığılma olan trafik mi daha güvenli diye düşünmüyor değilim.
Yine tünel çıkışında iç yoldan devam edersen Orman Bölge Müdürlüğü önünde radar, dışarıdan sahil yolundan gidersen Ayasofya cepte yine bir sabit radar sürücüleri bekliyor. Şehrin içerisindeki Tanjant ve Ayasofya’da her gün kurulan radarları da cabası.
Trafik kazalarını asgariye indirmek için daha güzel daha farklı uygulamalar olabilir. Maksat trafik güvenliği ise amenna fakat fazlası hem dikkat çekiyor hem de devlet ile vatandaşı birbirinden soğutuyor. Burada kesilen yüksek miktarda cezaları vatandaş sandıkta unutmuyor bilesiniz ey yetkililer!
Son olarak trafik kurallarına uyaralım uymayanlara da hiç bulaşmayalım ortalık koltuk altında levyeyle dolaşan canlı bomba gibi insanlarla dolu.
Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de soykırım var, unutma, unutturma! Sağlıcakla kalın.