Yeni bir eğitim öğretim yılına daha başladık. Tam yaza alışmışken eylülün gelmesiyle o koşuşturmaca yeniden başlıyor. İlk uyum haftası geçti bile. Okul öncesi, 1. sınıf,  ortaokul 5.sınıf ve lise 9. sınıflar kademeli olarak başladılar.

Daha dün gibi oğlumun ilkokul günlerini ve heyecanını hatırlıyorum. Bu yıl Mustafa’m 4. sınıfa giderken Elif’im de 1. sınıfa başlayacak ve aynı heyecanı yaşayacak inşallah. Yeniden “Ela ile Lale el ele” aynı fişlerde aynı sayfalarda bizlerle buluşacak.

Akşam eve gidene kadar sağ olsun eşim çocukların ödevleriyle ilgilenip en azından beni o dertten kurtarıyor. Kimileri her ne kadar en az 3 çocuk yapın deseler de; onu diyenlerin o çocukların bakım ve okul masraflarını tam anlamıyla bildiklerini sanmıyorum.

Okul çantaları, beslenme kutuları, sulukları, kırtasiye malzemeleri, ayakkabıları, okul giysileri, servisleri ve harçlıkları derken bir çocuk okutmanın bugün gerçekten ağır bir maliyeti var. O maliyet ki hele o evde okula giden başka öğrenciler de varsa sayıya göre katlanıyor.

Her şeyin gittikçe fiyatının arttığı şu günlerde, okul alışverişi velileri gerçekten kara kara düşündürüyor. Maddiyatı bir tarafa, nerdeyse her yıl değişen sisteme adapte olma stresi de bir tarafa. Bu yıl da Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli sistemine geçilecek.

Mevcut hükümeti başarılı bulanlar olsa da maalesef eğitim konusunda ben hep başarısız buluyorum. İktidar başa geldiğinden beri değişmediği sistem ve model bırakmadı. Netice itibariyle geldiğimiz noktada çocuklarımız ne kadar başarılı ya da başarısız olduğu herkesin malumu.

Eğitimde çok eskilere göre ilerlediğimiz yönler olsa da istenilen başarıyı yakalayamadığımız sürekli değişen eğitim sistemimizden belli. İlle de herkes okuyacak diye temel bir yaklaşımla neredeyse her ile birer üniversite kuruldu.

İşte bu durum maalesef üniversiteyi bitirip neredeyse dört işlemi yapamayan oturup bir dilekçe yazamayan diplomalı işsizler ordusunu zamanla doğurdu. Oysa eskiden ilkokulu okuyanlar şimdilerin üniversite mezunlarıyla yarışır nitelikte eğitim görürlerdi.

Her okul açıldığında karşılaştığımız problemler bu yıl da devam ediyor. Okulların temizlik ve güvenlik konusunda bu yıl da dışarıdan eleman temini konusunda sıkıntı var. Hem kayıt parası almayan müdürler dertli hem de sınıf mevcudunun çoğunluğundan yakınan öğretmenler dertli.

Veliler, servisçiler, kantinciler dertli. Bir yıl da okul açıldığında herkesin mutlu olacağı bir dönem yaşayacak mıyız acaba? Biraz zor gözükse de imkânsız diyemeyiz. Çünkü bütün bu şartlar altında bu işi layıkıyla başaranlar da var.

Başarıyı uzaklarda aramaya gerek yok. Veli ve öğretmen işbirliği ile bu işi Çaykara’da yıllardır yapıyorlar ve her yönüyle de başarılı oluyorlar. Herkesin mutlu olması dileğiyle yeni eğitim ve öğretim yılımız hayırlı olsun.

Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de de soykırım var, unutma, unutturma! Sağlıcakla kalın.