Trabzonspor –Gaziantep maçından sonra  İstanbul’a dönen Bordo-Mavili  bazı taraftarlar aynı uçakta bulunan Gaziantep Teknik Direktörü  Erol Bulut'a; 'Yatsana Erol Bulut, yatsana' diye bağırınca tartışma çıkmış , yolcular arasındaki  başkan Ahmet Ağaoğlu ile Yusuf Yazıcı olayı yatıştırmaya çalışmış, bu arada  bir yolcu acil çıkış butonuna basmış ve  pilot kabinden çıkarak yolcuyu indirmeye çalışınca olay  daha da büyümüş..

Özellikle de İstanbul’un 3 büyüğü ile  oynayıp mağlup olduğu maçlardan sonra sesi ,sedası çıkmayan ancak Trabzonspor maçlarına aşırı motive olup kazanınca şampiyon olmuşçasına sevinip, kaybedince feryat eden birkaç teknik adamdan birisidir bu Erol Bulut.

Antalyaspor’un Hocası Nuri Şahin gibi..

                                               

Rakip kontrataklarda zaaf yaşayan Trabzonspor karşısında takımın 2-0 öne geçmiş, becerip beraberliği bile kurtaramamışsın ,sonra da kalkıp ‘penaltı , faul’  vs hikaye anlatıyorsun Hocam..

Vakit geçirmek için çeşitli yollar vardır ancak tüm Türkiye sayenizde bunun yeni bir uygulamasını daha öğrendi.

Neydi o;

Yatarak kazanmak..

Hesap ortada zaten..

Maçın ikinci yarısı uzatmalarla birlikte 57, 5 dakika sürmüş..

Bunun 28. 4 dakikasında top oyunda olmamış..

Yani, yarım saate yakın yatmışsınız..

Bu yüzden hakemin verdiği 9 dakikalık uzatmanın 8. dakikasında 3. golü yemişsiniz..

Biraz daha az yatsaydınız bu maç en fazla 5 dakika uzardı ve de o gol olmaz , bir puanı kurtarırdınız..

Bu kadar basit..

Umarım olur ders..

Yoksa işler gider ters..

Gaziantep taraftarları arasında sosyal medyada homurdanmalar başladı bile..

Bu arada  hadi  biz taraflıyız da, bakınız herkesin saygı duyduğu Ömer Üründül Bey TRT Radyo’daki yorumunda  size nasıl cevap vermiş; Maçta sürekli yerde yatarsan kaybetmeye mahkum olursun. 2-0’dan maç verirsen suçu hakemde değil kendinde bulacaksın. Maçta hakemlik bir şey de yoktu. Trabzonspor’un penaltısı ve 3.golü temizdi. Trabzonspor, bugün bensiz yarışamazsınız mesajını verdi.

TABELA YALAN SÖYLEMEZ..

Şu bir gerçek..

Halen en iyi futbol oynayan iki takım; Başakşehir ile Fenerbahçe..

Başakşehir’i pek öne çıkarmıyorlar ama Fenerbahçe için methiyeler diziliyor.

Erman Hoca’ya göre ( Toroğlu)  Süper Ligin üzerinde oynuyorlar..

İtirazımız yok, doğrudur..

Lakin henüz yolun başı ve bu köprününaltından  daha çok sular akacak.

Ayrıca  Trabzonspor henüz bilinenin,beklenenin yarısı bile değil..

Ancak bu durumda bile puanı 13.

Yani yere göre sığdırılamayan Fenerbahçe ile aynı..

Üstelik takımın yarısı sakat.

Yeni gelenler tam hazır değil ve de uyum sorunu var.

Buna rağmen 13..

Başta Visca olmak üzere sakatlar döndüğünde, uyum sorunu aşılıp  taşlar yerine oturduğunda ne olacak?

Olacağı şu;  Puanları 3’er 3’er toplayacak.

Birileri de ,  ,‘Yine mi bunlar!’ diyerek  hoplayacak.

Üstelik erken kalkan yol alır ama..

Futbolun gerçeği de şudur: Erken form tutan bunu uzun süre devam ettiremez.

Özetlersek, Trabzonspor bu sezon da kesinlikle  en güçlü adaylardan biri olarak  sonuna kadar şampiyonluk yarışının içinde yer alır.

Halep oradaysa, sahalar burada.

BÜYÜK ŞEF VARSA SORUN YOK!

Hüseyin Avni Aker’de oynanan Türkiye- Irak  Ordu Milli Maçında benim de çocukken  seyretme imkanı bulduğun Beşiktaşlı  usta  orta saha oyuncusu rahmetli Yusuf Tunaoğlu için ,‘Öyle paslar atıyor ki, rakip kadar bizim oyuncuları da şaşırtıyor’ denirdi.

Gaziantep karşılaşmasının ikinci yarısında Marek Hamsik’in Umut’a gönderdiği, hazırlıklı olsa kaleci ile karşı karşıya kalacağı pası görünce birden bu geldi aklıma.

Seyirci, futbolcu, antrenör, yönetici, Gazeteci, spor yazarı, yorumcu, TFF Temsilcisi olarak her tarafında bulunduğumuz yarım asrı aşan futbol mazimizde kuşkusuz çok çok yetenekli oyuncular, gördük, izledik..

Ancak,  bu Marek Hamsik gibi hem oynayan, hem de oynatanını az gördük.

(Bu arada Köksal Mesçi Abimiz de kendisini unuttuğumuzu sanmasın)

 ‘Marek’li Trabzonspor ile Marek’siz Trabzonspor’un farkı ne?’ derseniz.

Onsuz Trabzonspor, şefsiz orkestra gibi.

Herkes bir şey çalıyor ancak ortaya sizi alıp  götüren bir şarkıdan daha çok,  kulak tırmalayan   bir cızırtı çıkıyor..

O, sahada olunca’ Her an her şey olur’ diyor, umudunuzu kaybetmiyorsunuz..

2-0 geriye düşseniz bile, ‘Yapar bir şeyler kurtarır gemiyi’ diyorsunuz.

Sağ olasın büyük usta..

Tüm camia hemfikiriz bu hususta..

Ramazan Dursun’u tanır mısınız?

Ramazan Bey, Rize Pazarlı ve o bir görme engelli Trabzonspor taraftarı.

Rize’den Trabzon’a maçlara geliyor.

Maçı kulaklıkla radyodan, seyirci tepkilerini stattan dinleyerek canlı maç heyecanı yaşıyor.

Sıra dışı bir Trabzonspor sevgisi

Ne diyelim: Helal olsun..

( Sami Ayan’dan alıntı)