Hani sanatçı Emre Aydın’ın bir şarkısı var ya;

Ne yapsan sen beni unutamazsın

Sen beni ölsen de unutamazsın!

Sözleriyle devam ediyor..

Trabzonspor’un bu sezon ki şampiyonluğu da aynen öyle olacak.

2011’deki Dünya’nın kabul ettiği ancak kupası başkasının müzesinde duran şampiyonluğunu saymazsak, Trabzonspor 38 yıl sonra öyle muhteşem bir şampiyonluğa imza atıyor ki, birileri bunu 40 yıl geçse unutamayacak.

Bakar mısınız şuraya; Süper Ligin 9. Haftasında sahasında Fenerbahçe’yi 3-1 yenerek liderliği ele geçiren Fırtına  tam 21 haftadır zirvede rakipsiz olarak bayrak sallıyor. En yakın takipçisiyle arasındaki 15 puan farkı da düşünürsek şampiyon olduğu sezonun 30 haftasında liderliğini koruyan ilk ve tek takım olacak.

Ayrıca 1987-88 sezonunda 90 puanla şampiyon olan Galatasaray’ın ikinci sıradaki Beşiktaş’a yaptığı  12 puanlık farkla elinde bulundurduğu rekoru da tarihe gömecek.

Takipçileri bütün maçlarını kazansa bile Bordo-Mavililer 4 galibiyet aldığında Fenerbahçe’nin bitime 3 maçlık  en erken  şampiyonluk rekorunu da elinden alacak.

Bütün bunların yanı sıra bu sezon geride kalan 29 maçın 10'un da geriye düşen (ikisi 0-2) Fırtına  bu 10 maçın  7'sini kazanıp 3'ünü berabere bitirerek 24 puan topladı. Ki böyle bir istatistiği de Türkiye Liglerinde hiç bir takım yakalayamadı.

 ‘Trabzonspor'a karşı oynamak çok zor’

Nitekim 4-2 kazanılan son Göztepe maçından sonra İzmir Ekibinin teknik direktörü Tomas çok iyi oynayıp iki de gol atmalarına karşın aldıkları yenilgiyi tek bir cümleyle özetledi:

‘Trabzonspor’a karşı oynamak çok zor.’

Durum bu kadar aşikarken siyasisinden, sanatçısına yorumcusundan, yazarına kadar birileri hala daha bu gerçeği kabul etmekte zorlanıyor..

Boğazına takılmış  kılçık, midesine oturmuş kemik gibi hazmedemiyor..

Gargara yapıyor, çaresiz..

Soda içiyor faydasız..

Sonunda bir futbolcu eskisi gibi saçmalıyor..

Neymiş?

Bazı hakemler ‘Trabzonspor’a yardım edin ‘teklifini kabul etmediği için hakemliği bırakmışlar.

Şu mantığın, mantıksızlığına bakar mısınız?

Hal böyleyse  Trabzonspor bu duruma iddia ettiğiniz gibi  koruma kollama olmadan gelmiş demektir..

Çünkü böylesine bir teklifi kabul etmeyen hakemler, şimdiye kadar işlerini doğru düzgün yapmışlar..

Ve de  29 maçta 1 kez, o da kendi kalesine attığı golle yenilen rakipleri tüm maçları kazanırken kendisi 5  maç yenilse  bile şampiyon olacak Trabzonspor’un bu saatten sonra  yardıma ihtiyacı olur mu?

Biz senin futbolculuğunu da biliriz ya..

Demek onun için hiç bir yerde dikiş tutturamadın.

Lakin birilerinin kulağına üflediği palavrayı yumurtlayıp çuvalladın.

Hakkında kanuni  işlem başlayınca afallayıp özür mesajları atmaya başladın..

Neymiş; Beni yanlış anladınız. Ben Trabzonspor’un ne şahane oynadığını, puanları hakkıyla alıp şampiyonluğu hak ettiğini söyledim’ diye kıvırdın..

Ee Trabzonspor bu, hem oynar, hem de adamı böyle kıvırtıp oynatır.

Bize değil,  savunmanı hakime yap..

Süper Ligin değerinin 500 milyon dolardan 15 milyon dolara düşmesinden Trabzonspor’u sorumlu tutan siyasi bile var bu memlekette.

İstanbul takımları nal toplayınca böyle olmuş..

Ondan olmadı efendi, ondan olmadı..

Hani bütün siyasiler bir araya gelipte şike yasasını bir gecede değiştirip sorumlularını kurtardınız ya..

Türk futbolunun marka değerini o gece aslında sizler katlettiniz..

Çay markasından farksız hale getirdiniz..

Yetmez ama evet!

Zamanlama tartışılabilir.

‘Sezon sonu beklenebilirdi’ denilebilir..

Ancak sonuçta yapılan hakem operasyonu geç kalmış, yetmez ama evet denilecek bir uygulamadır bana göre..

Lakin ‘Kör ölür badem gözlü olur’ misali, şimdiye kadar bu hakemleri yerden yere vuranlar.

‘Bu lig bunlarla bitmez’ diyenler

 ‘Bakmayın boyuna posuna, bunun sahalarda ne işi var. Futboldan gelmediği için oyunun ruhunu okuyamıyor’ dedikleri bile olmuş Collina!

İşi dramatize edip ‘Bazıları gözyaşlarına hakim olamayıp ağladı’ diyen de var.

Alacakları paraya güvenip yatırım yapmıışlar..

Belli bir hayat standardı yakalamışken bunlara  nasıl veda edeceklermiş..

Elbette kimse ağlamışın da, bunların hatalı kararlarıyla günlerce  ağlayan taraftarların döktükleri göz yaşı değil mi?

Ya da  bunların hatalı kararlarıyla kaybeden takımların oyuncularının çoluk çocuğu yok mu?..

Ve onlar bunlar yüzünden havaya uçan yüklü maç primlerine ihtiyaç duymuyor mu?

Uzun süredir oyuncularına ödeme yapamayan takımların  havaya uçan 2.8 milyon liralık maç  primleri ne olacak?

Sonuçta bu isimlere sezon sonunda 5-6 kişi daha eklenmeli ve uzun zamandır terfi bekleyen bir alt kademedeki genç hakemlerin de önleri açılmalıdır.

Süper Lig’e göre çok daha zor şartlarda maçlar yöneten çok iyi genç hakemler olduğunu benim gibi yetkililer de biliyor.

Acın önlerini..

Bile bile insanlara acı çektirenler de görsünler günlerini..

Başkalarına da kıymayın!

Yorgun mermi ile yaşamını yitiren Emir Yuşa Atıcı’nın (15) babası Mustafa Atıcı: "Birinin bir anlık sevinci, evladımı benden aldı. Havaya sıkılan her mermi, katil mermidir; cinayet adayıdır. Sevinç ve üzüntünüzde lütfen silaha sarılmayın." demiş..

Az bile söylemiş..

Allah aşkına, hadi bizleri dinlemiyorsunuz bir ömür boyu yüreğinde taşıyacağı büyük acıyla  yaşayacak   bu babaya kulak verin.

Trabzonspor’u bahane edip silaha sarılmayın.

Galibiyetlerde sevinçten uyuyamayan, şampiyonluğu kutlamak için pır pır atan minicik yüreğiyle sabırsızla beklerken kara toprağa giren Emir gibi başkalarına da kıymayın!..

Yine bir mart ayıydı!

Trabzonspor’un efsane takım kaptanı Cemil Usta , sağbekten solaçığa kadar her mevkide başarıyla  forma giyen Mustafa Gedik ile şampiyon kadroda yer alan  Selahittin Diyadin’i kaybetmiştik geçmişin mart aylarında..

 Futbollarının yanında gönüllere taht kurmuş kişilikleriyle de  hafızalardan bir an bile silinmeyen Cemil Usta, Mustafa Gedik ve Selahittin Diyadin’i saygı, sevgi, ve büyük bir özlemle anıyoruz.

Rahmetleri  bol ,mekanları cennet olsun..