Biri Abdullah Avcı, biri İhsan Derelioğlu, 10'u da Şenol Güneş yönetiminde olmak üzere bu sezon deplasmanda 12 maç oynayan Trabzonspor, küme düşmesi neredeyse kesinleşmiş Hatayspor ile birlikte dış sahada galibiyet alamayan iki takımdan biri olurken, futbolseverleri şaşırtıp, taraftarını da kahretmeye devam ediyor.
Teknik Direktörü İlhan Palut’un sürekli istikrarsızlıktan yakındığı Çaykur Rizespor’u bile deplasmanda 5 galibiyet alırken, bir hafta önce bu Rizespor karşısında özellikle karşılaşmanın ilk yarısında mükemmel denecek bir futbol sergileyip 5-2 kazanan Bordo-Mavililer ise eski gücünden çok şeyler kaybetmiş, beraberliğe razı Konyaspor kalesine koskoca bir ilk yarı boyunca tek bir şut bile çekemediler.
Kimsenin umursamayıp alınmalarını da pek sevinerek karşılamadığı Batagov ile Mustafa Eskihellaç, ayağının tozuyla çıktığı maçlarda Trabzonspor’un en yararlı isimleri olurken, büyük para ve beklentilerle alınan Sikan gayretli Zubkov hamuru iyi dedirtti lakin sakatlık yüzünden henüz sahada görülmeyen Folcerelli ise muamma özelliğini sürdürüyor.
İşin tuhafı, bu durumda tüm umutlar 33'lük Savic, 35'lik Nwakaeme ve Visca ile baştan "Bunu da neden buldular?" dediğimiz 33'lük Lunstram’a bağlanırken, attığı 16 golle Bordo-Mavililerin en golcü ismi olup Onuachu’yu geride bırakan Simon Banza’da neredeyse etliye sütlüye karışmayıp takımı 10 kişi bıraktığı için gol atamadığı maçlarda hiç çekilmiyor.
Ben şahsen büyük takım, milli takım ve Avrupa tecrübesi olan Ozan Tufan’dan çok umutluydum başlangıçta.
Kendisini yeniden ispatlama fırsatı bulacağı Trabzonspor’da yararı olacağı inancındaydım.
Ancak, "Ha oldu ha olacak" diye beklerken sanki "Bana boş yere umut bağlamayın" dedirtmek için adeta çırpınıyor.
Çaykur Rizespor maçında attığı muhteşem frikik golüyle alkışlanıp kendisi için "Trabzonspor’un oyuncusu değil" diyen teknik direktör Tolunay Kafkas’a mesaj yollayan Cham ise Kafkas’ı haklı çıkartmak için adeta özel çaba harcıyor.
Genç umut Cihan Çanak’ı anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum, çünkü Trabzonspor gibi bir takımda eline geçirdiği nimet’in farkında değil gibi.
Çok hareketli ama pek az bereketli futboluyla pozisyonları sonlandırma zaafını sürdürürken verilen şansları da heba etmek için sanki özel çaba harcıyor!
Diğerleri için de yazacak şeyler var ama burada keselim, Uğurcan gibi bir kaleciye sahip olduğumuz için şükredelim.
Boşuna demiyoruz Kaptan için "Sen Allah’ın bir lütfusun" diye...
Bu Trabzonspor’da Uğurcan’ın da olmadığınızı düşünsenize...
Allah korusun!
Tabii bütün bu yaşananlar sonunda büyük bir umut ve beklentilerle Trabzonspor’un başına gelen teknik direktör Şenol Güneş’te çok büyük tepkileri üzerine çekmekten kurtulamıyor.
Öyle ki, başlangıçta Güneş’in böyle bir ortamda en ideal isim olduğunu düşünenler bile "Acaba yanıldık mı?" demeye başladılar.
Herkesin görüşüne katılmasak da saygılıyız ve böyle düşüncelere de söyleyecek lafımız asla olamaz, fakat bu durumda yapılacak bir teknik adam değişikliği işi daha da çıkmaza sokacağı gibi geleni de yıpratacağına inanırız.
Bu yüzden "Bitse de kurtulsak" dediğimiz böyle bir sezonda Trabzonspor’un öncelikli işi, ağırlığı kupaya verip diğer işleri sezon sonuna bırakmak olmalıdır.
Sayın Başkan Haksız Mı?
Ahmet Celal Ataman: Anadolu ihtilali yapan Trabzonspor’un çıktığı ve futbolun mabeti sayılan Ziya Bey Sahası'na apartman diktiğimiz gün biz "sarı öküzü" verdik. Sonra Avni Aker'i de yıktık. Trabzon'un ve Trabzonspor'un futbol hafızasını sildik. Bunlar beni kahrediyor.
