Türkiyeçok partili hayata geçtiği 1946 yılından bu yana parlamenter sistemle yönetiliyor.

Zaman zaman parlamenter sistemin avantajları ve dezavantajları tartışılmadı değil.

Kimine göre yararlı, kimine göre zararlı.

Türkiye Cumhuriyeti’nde bugüne kadar kurulantoplam 66 hükümetin 65’i parlamenter sistemle yönetildi.

2017 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle de Türkiye yeni bir döneme geçmiş oldu.

Başkanlık sistemi.

66. Hükümet başkanlık sistemiyle kurulmuş

Yarı parlamenter başkanlık sistemi desek daha doğru olur.

4 yıldır da dimdik ayakta.

Peki, neden başkanlık sistemi yeniden tartışılmaya başlandıveya neden parlamenter sisteme geçilmek isteniyor.

Geçtiğimiz günlerde bir araya gelen 6 partinin genel başkanı güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş noktasında neden ısrarlılar ve ortak mutabakata karar vermişler.

Manidar bir tarihte de 28 Şubat’ta imza altına almışlar.

Parlamenter sisteminin avantajı olduğu kadar dezavantajları vardır elbet.

Ne olabilir bunlar?

En önemli olumsuzluğu istikrarsızlık, kaos, siyasi kriz

Ki çok yakın bir geçmişte bunu çok belirgin bir şekilde yaşadık.

Çok sayıda siyasi partinin parlamentoda yer alabildiği parlamenter sistemlerde hükümet krizlerinin yaşanması olasılığı daha yüksektir.

Hükümetin görevde kalabilmesi için ihtiyaç duyduğu parlamento desteğinin garantisi olmadığından, hükümetler potansiyel olarak sürekli risk altındadır.

Türkiye’de birçok koalisyon hükümetinin kurulmuş olması ve hükümet istikrarsızlıklarının sıklıkla yaşanması sistemin bu özelliğiyle ilişkilendirilmektedir.

Türkiye’de 1961-1981 arasındaki 19 yılda toplam 21 hükümet kurulmuş.

İtalya’da 1948-1992 arasındaki 44 yılda, 50 hükümet değişikliği yaşanırken daha istikrarlı sayılan Hollanda, İsveç ve Norveç gibi ülkelerde bile hükümetlerin ortalama ömrü 22 ay olabilmiştir.

Türkiye’de özellikle 1990’lı yıllardan sonra çok önemli siyasi krizler yaşandı. Post model darbeleri, 28 Şubat süreçleri bu siyasi krizler yüzünden yaşanmıştır.

Türkiye’de AK Parti iktidarından önce tek başına iktidar olma şansını en son 23 Haziran 1991

tarihindeMesut Yılmaz’ın başbakanlığında kurulan 48. Cumhuriyet hükümeti ile yakalamıştı ki o hükümetin ömrü de ne yazık ki 150 gün olmuş.

1991 erken genel seçimlerle DYP-SHP ortaklığıyla kurulan 49. Hükümet ile koalisyon ve azınlık hükümet dönemi AK Parti’nin tek başına iktidar olduğu 3 Kasım 2022 tarihine kadar devam etti.

İstikrarsızlık hep devam etmiş

48. hükümet 150 gün

49. hükümet 15 ay

50. hükümet 27 ay

51. hükümet 25 gün

52. hükümet 128 gün

53. hükümet 114 gün

54. hükümet 12 ay

55. hükümet 15 ay

56. hükümet 137 gün görevde kalabildi.

Yani 11 yılda kurulan 9 hükümet dönemlerinde Türkiye’de siyasi krizlerin ve çalkantıların en yoğun yaşandığı yıllar oldu.

Parlamenter sistemde hükümetin zayıf kalmasının en önemli nedeni, hükümetin her zaman parlamento çoğunluğunun desteğine muhtaç olması, devlet başkanının hükümetle siyasi rekabete girişme ihtimali, hükümet kararlarının kolektif nitelik taşıması ve koalisyon hükümetlerinin kurulmasıdır.

Koalisyon hükümetleri, ayrı siyasi programlara sahip oldukları halde ortaklık kurmuş partilerden müteşekkildir ki bu hükümetler, farklılığın getirdiği uyumsuzlukla maluldür.

Bu farklılığa rağmen üretilecek politikalarda uzlaşı arayışının getirdiği uzun siyasi pazarlıklar, koalisyon hükümetlerinin çalışmasını ne yazık ki yavaşlatıyor.

Ortak politika ve icraat üretme çabasından kaçındıkları için hükümetler hareketsiz kalmayı tercih eder ve yönetme yeteneklerini yitirirler.

Bütün bu sebeplerle birlikte güçsüz parlamenter sistem demokratik niteliği de zayıflattığı önemli bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

İşte bütün bu sebeplerden dolayıdır ki tıkanıklığı önleyen, istikrarı sağlayın, siyasi krizlerin yaşanmasının önüne geçen, anında karar verilebilen sistem başkanlık sistemidir.

Sizce 40 yılda çözülemeyen ve son birkaç yılda önemli mesafeler alınan terör konusundaki başarının altında yatar gerçektir başkanlık sistemi.

Denge ve denetleme meselelerinde başkanlık sisteminin üstünlüğü var. Meclisin görevi hükümeti denetlemektir. Parlamento çoğunluğunu oluşturan parti içinden çıkmış bir hükümetin kendi parlamen­terlerini objektif bir şekilde denetlemesi mümkün değildir.
Başkanlık sisteminde halk, hem yürütmeyi hem de meclisi beliriyor. Hükümet ve koalisyon derdi olmaz. Kriz çıktığında da halka gidilirse milli egemenlik her aşamada devreye sokulmuş olur.

Başkanlık sisteminde Bakanlar Meclis'ten değil, dışarıdan seçiliyor. Dola­yısıyla en iyisini seçme imkânına sahip oluyorsunuz. İçişleriBakanı Süleyman Soylu gibi, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dış işleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gibi…

Başkanlık sistemi ile parlamenter sistemi arasındaki farkı daha iyi anladığımız kanısındayım.

6 Muhalefet partinin lideri bir araya gelmesindeki asıl amaç güçlendirilmiş parlamenter sistemini geri getirmekten ziyade Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gönderme, AK Parti iktidarını indirme girişimidir.