Bağlanma stillerimiz sadece romantik ilişkilerimizi değil, iş hayatımızı da büyük ölçüde etkiler. İş yerinde yaşadığımız stres, otorite figürlerine yaklaşımımız ve ekip içindeki rolümüz, bağlanma stillerimizin bir yansıması olabilir.
Güvenli bağlanan bireyler, iş ortamında uyumlu, iş birlikçi ve problem çözmeye odaklıdır. Kaygılı bağlanan bireyler ise patronlarından veya çalışma arkadaşlarından sık sık onay bekleyebilirler. Sürekli olarak takdir edilmek ve değerli hissetmek isterler. Kaçıngan bağlanan bireyler ise iş yerinde bağımsız çalışmayı tercih ederler, ekip çalışmasından kaçınabilir ve iş ortamında duygusal mesafe koyma eğiliminde olabilirler.
Bağlanma stilimizin farkında olmak, iş yerinde yaşadığımız zorluklarla daha bilinçli bir şekilde başa çıkmamızı sağlayabilir. Örneğin, bir yönetici olarak çalışan bir birey, eğer kaygılı bağlanma stiline sahipse, ekibinden sürekli takdir bekleyebilir ve eleştirileri kişisel algılayabilir.
Bir çocuğun güvenli bağlanma geliştirebilmesi için tutarlı sevgi ve ilgi görmesi gerekir. Ebeveynler çocuklarının ihtiyaçlarına duyarlı olduğunda, çocuk kendisini güvende hisseder ve dünya ile sağlıklı bir ilişki kurar. Ancak duygusal olarak ulaşılmaz bir ebeveyn, çocuğun kaçıngan bağlanma geliştirmesine neden olabilir.
Bağlanma stilleri değişebilir mi? Kısa cevap: Evet! Ancak bu, bilinçli bir çaba ve zaman gerektirir.
Bağlanma stilimizi değiştirmek için ilk adım, kendimizi ve kalıplarımızı fark etmektir. Neden sürekli aynı tür ilişkileri yaşıyoruz? Neden bazı durumlara aşırı tepki veriyoruz? Bu soruların cevaplarını aramak, değişimin kapısını açar.
Terapiler, bilinçli farkındalık çalışmaları ve sağlıklı ilişkiler kurarak bağlanma stilimizi güvenli hale getirebiliriz. Travmalarımızın, korkularımızın ve çocuklukta öğrendiğimiz kalıpların farkına vardığımızda, gerçek iyileşme başlar.
Merak ettikleriniz için [email protected] mail adresinden ya da psikologmerveak adlı instagram hesabı üzerinden benimle iletişime geçebilirsiniz.