Trabzonspor yara almaya ve yavaş yavaş ermeye devam ediyor ama bu durumu düzeltecek olanlar sadece laf üretiyor. Bari maçlardan sonra konuşmayın kardeşim, çünkü her konuşmanız taraftarda travma yaratıyor. Konuşulanları dinleyince Anderson’dan masallar dinliyor gibi oluyoruz.

Trabzonspor gibi hedefi şampiyonluk olan bir takım, maçı 2-0 a getirip on kişi kalan rakibi ile maçı berabere bitiriyorsa sözün bittiği yerdeyiz. Bu takım bunca transfere rağmen oyun olarak hala geriye gidiyor. Teknik sorumlular bu kötü gidişin ya farkında değiller yada bu kötü gidişe çare olamıyorlar.

Ligin en vasat takımlarının performansı bile seyir zevki verirken, Trabzonspor’u izlemek artık acı çekmenin yeni tanımı oldu. Taraftarın her geçen hafta tribünleri terk edişi, bunun en çarpıcı örneği.

Sorun nedir kardeşim, koyun teşhisi vurun neşteri gitsin. Sorun hoca ise hoca gider, oyuncu ise oyuncu gider, hiç kimse bu camiadan daha büyük ve daha değerli değil. Hocanın ve oyuncuların artık çok geç olmadan silkinip kendine gelmesi gerekiyor, buna mecburlar.

Biz yazmaktan yorulduk ama görünen o ki takımı yönetenler inat edercesine anlamamakta direniyorlar. Bir kez daha söylüyorum, bu takımın oynadığı futbol değil, hocadan ricamızdır, bunun adı her neyse bize de anlatsın.