Hayat süreklidir. O jeoloji ve ilk çağlardan şuana kadar devam edebilmiştir. Biyolojik olaylar neticesinde, bir çok kıtalar meydana gelirken, bazı kıtalarda sulara gömülerek kaybolmuştur.
Baktığımızda eski okyanuslar ve diğer küçük denizlerin hepsi bu hayatla doludur. Hayat denizlerin ta derinliklerine kadar ulaşır. Birbiriyle çarpışan dalgalar arasına girer ve her deniz kıyısının kumları içinde bulunur.
Dünya tekâmül ettikçe hayat yavaş yavaş ilerlemiş ve bütün buz devirlerini geride bırakmış, soğuk mıntıkalarda ki bütün gelişmelere karşı güçlü ve muzaffer olarak karşı mukavemet etmiştir. Girintili çıkıntılı olan yer küresinde dağlar yükselmiş, jeologların belirttiğine göre yer yüzü sathı yarılmış ve zerzerelerle sarsılmıştır.
Hayat, suyun yerin ve havanın bütün değişik hallerine üstün geldiği gibi, bitki ve hayvan çeşitleriyle de halen yoluna devam etmektedir. Hayat geçmiş zamanların muhtelif şekil ve biçimlerinde ki yaratıkları aynen devam ettirir. Bu şekilde, sonsuz olarak ve asırlar boyunca tekrar gelebilme kudretini verir.
Hayat, bir tarihçi gibidir. Sicilini kayalara terk etmek suretiyle tarihini sayfa sayfa kaydetmiştir. Hayatın kendisi tarafından yazılan bu tarihin sadece tercüme edilmesi kalmıştır. Hayat dünyaya, annenin yavrusuna olan sevgisine, insanıda oturacağı evi, aileyi ve ölçüye kadarda müdafaa edeceği vatan sevgisini vermiştir.
Hayat her gün yer yüzünden tonlarca suyu buhar olarak havaya çeker, ağaç yapraklarını ve meyveleri yetiştirir. Bilim adamlarının araştırmaları, yeryüzünün en eski canlı varlığının 5000 senelik ağaç olduğunu salik vermektedirler. Görülüyor ki, ferdi hayat geçicidir. Hayattaki her canlı varlık her hareketinin sorumlusudur.
Hayat, duygu ve idrakin tek kaynağıdır. Her ne kadar gözlerimiz üzerinde henüz bir perde varsa da, sun-i ilahi bize idak ettiren ve cemali ilahi karşısında bizi hayrete sevk eden hayattır. Hayat, halik'in maksadına hizmet eden yekane vasıtasıdır. Buna göre hayat, Allah'ın iradesine uygun bir şekilde devam etmektedir.
Hayat olmasaydı ise yer yüzü geniş, verimsiz, boş ve hiçbir faydası olmayan büyük su kütlesinden ibaret olurdu. Bütün bunları yaratan gücü, kuvveti sonsuz olan Allah (c.c)'dir.
