Eğri oturup doğru konuşalım. Antalyaspor galibiyeti helalinden hak etti. Baştan söyleyelim, bu yenilgi ne Nwakaeme'nin sakatlanması ne Fredy'nin Trabzonspor'un üzerine kabus gibi çökmesi ne Antalyaspor'un hocası konumundaki Nuri Şahin'in efsunu ne de Bakasetas ya da diğerlerinin durağan futboluyla ilişkilendirilebilir.
Trabzonspor'un haftalar, hatta aylar sonra aldığı bu mağlubiyetin faturası bana göre Abdullah Avcı'ya aittir. Bir teknik adam düşünün...
Tamamen yönlendirmelerle gaza gelmiş bir rakiple oynuyorsunuz. O gün hava yağmurlu ve saha zemini ıslak, yer yer kaygan. Ve takım şampiyonluğa oynuyor. Maçtan bir gün önce Antalya'ya geliyorsunuz. Oranın iklimini soluyor, havasını ciğerlerinize çekiyorsunuz. Orada ısınıp motive oluyorsunuz maça. Üstelik maç öncesi bulduğunuz taraftar desteği de cabası. Adamlar bilet fiyatlarında her türlü dampingi yapıp taraftarlarını stada çekmişler. Tabii ki bu onların tasarrufu. Buraya kadar herhangi bir sorun yok. Sıkıntı bundan sonra... Kaç haftadır efsane hoca Ahmet Suat Özyazıcı'nın kalıbına girip "kasket" ve "boş çerçeve" metaforlarıyla şampiyonluk algısı yaratan Abdullah hocanın sahada oynattığı futbol ve oyuncu tercihleri pes dedirtti. Haftalardır sergilediği futbolla camiayı peşinden sürükleyen, yaptığı driplinglerle ve verdiği incelik kokan paslarla takımının aldığı galibiyetlere doğrudan katkı sağlayan Abdülkadir Ömür'ün ödemi olduğu mazeretiyle kulübede tutulması inisiyatif midir, futbolcunun sağlığını düşünmek midir, kulübede çeşitlilik yaratmak mıdır, yoksa öznesini kaybetmiş bir cümleye gizli özne uyarlamak mıdır? Maçın 23. dakikasında sakatlanıp sahayı terk eden Nwakaeme'nin ödemi olduğu açıklandı.
Eeee, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Cornelius'un golünden önce sakatlanan Nwakaeme'nin yerine alınacak oyuncu Yusuf Sarı mı olmalı, yoksa forsa (kürek mahkumu) Abdulkadir Parmak mı? Bir de orta sahayı defans hattında kurmak da neyin nesi? Var mı böyle bir terim futbol literatüründe? Marek Hamsik gibi ofans gücü yüksek bir futbolcunun sürekli defansa dönük oynatılması nasıl bir akıl tutulması? Keza yanlış kanatta oynatılan Bruno Peres'in ofansif futbolu düşünmeyip ıslak zeminde kaleci Uğurcan'ı hataya zorlayan geri pasları Nakapiripirit teknik direktörü ile ilişkilendirilemez değil mi? Rakip takımdan Fredy'nin Trabzonspor defansıyla adeta kafa bulması zeminden mi kaynaklandı? Gole ihtiyacın olduğu bir anda Cornelius'u oyundan alıp bal vermeyen kısır arı Koita'dan medet ummak, çölde kutup ayısı tarafından öpülen bahtsız Bedevi rolüne soyunmak değil de nedir? Dikine toplarla değil de yan toplarla safariye çıkma, rakip takımı defans hattında bekleyip kontratakla gol bulma taktiği üzerine kurulu sistem çöktü Sayın Avcı çöktü! Kasket düştü kel göründü. Artık ezberleri bozma vakti. Bu saatten sonra rakiplerin nasıl taktik uyguladıkları, ne çirkeflikler yaptıkları değil, bizim nasıl bir strateji uyguladığımız ve aldığımız sonuç önemli. Abdullah Avcı'nın ofisindeki boş çerçevenin şampiyon takımla doldurulması için bu geçer akçedir.
SARISOY VE ULU’YU DİNLERKEN
Gümüşhane Emniyet Müdür Yardımcısı Celal Sarısoy ve Cemil Ulu’nun konuğu olduk geçtiğimiz günlerde. Yanımda Trabzon'un fenomen teknik adamlarından İsmail Batur ve özel bir firmada müdürlük yapan can arkadaşım Süleyman Arslan da vardı. Çaylar, kahveler derken koyulaşan sohbete zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Ülke ve şehir gündeminden söz ne ara dönüp dolaşıp futbola girdi inanın anlamadık. Konu bir anda Trabzonspor'a çevrildi. Nüfus kütüğünde doğum yeri olarak Sürmene yazan Sarısoy ve Beşikdüzü’lü Ulu hasta Trabzonsporlu. Amasya'dan Gümüşhane'ye gelen Celal Sarısoy'la deyim yerindeyse iki lafın belini kırdık. Zigana ile Trabzon'a dostluk eli uzatan Gümüşhane'nin her açıdan küçük ama global bir şehir olduğunu söyleyen Sarısoy'a göre, burası tarihle günümüz arasında kurulan bir köprü. Trabzonspor'un bu sezon gösterdiği başarıdan son derece umutlu olan Sarısoy'un da beklentisi mutlak şampiyonluk. Kalbi pır pır atan Sarısoy'un gözlerinin içi gülüyor Trabzonspor'dan bahsederken. Abdullah hocaya da bir mesajı vardı başarılı emniyet amirinin: Yenilsek de puan farkı kapansa da asla vazgeçme. Sonuna kadar devam hocam! Diğer taraftan Sarısoy'un yakışıklı mı yakışıklı, akıllı mı akıllı oğlu Burak için Trabzonspor dendi mi akan sular duruyor. Bordo mavi onun yaşam biçimi. 7 yaşında olmasına rağmen Trabzonsporlu futbolcularla yakından tanışmak en büyük özlemlerinden biri. Uzun zamandır istediği Trabzonspor'un yeni sezon formasına da biz kavuşturduk kendisini. Dünyalar onun oldu. Sırtına geçirdiği formayla "Bize Gümüşhane de Trabzon" der gibiydi. Gümüşhane'den ayrılırken heybemizi yöreye özgü lezzetler pestil ve köme ile doldurmayı da ihmal etmedik.
HORONU DİK OYNAMAYA DEVAM
Trabzonspor’un 27 maçlık yenilmezlik serisi Antalyaspor maçında sona erdi. Açık söylemek gerekirse Antalya bizden daha istekliydi. Galibiyeti sonuna kadar hak etti. Belli ki rakip takım dersine iyi çalıştı. Ancak bu yenilginin bizi yıkmaması, aksine daha da gaza getirmesini diliyorum ve Hatay maçına tam gaz gitmeyi umuyorum. Fırtına zirvede farkı açamadı. Ancak neyseki rakiplerimiz de farkı kapatamadı. Antalya önde baskı yaparak bizim çıkmamızı engellediler fakat bir gol atmayı başardık. Genel itibariyle geçen haftaki maçta beklentim yoktu. Maçın ilk dakikalarında Nwakaeme'nin de çıkmasıyla ciddi bir moral düşüklüğü yaşandı, maçın sonucunu değiştirme şansı vardı. İkinci golu de maalesef kendi kalemize atarak 2_1 mağlup duruma düştük. Ancak her nekadar yenilmiş olsak da rakip bize bileğinin hakkıyla gol atamadı biri penaltı diğerini de biz attık... Puan alamadan Antalya'dan geri döndük. Artık Antalya maçını unutup önümüzdeki maçları kazanmaya bakacağız. Bundan sonraki tüm iç saha maçlarında tüm Trabzonspor taraftarlarını tribünlerde bekliyoruz. İnşallah bende her daim orada olmaya ve takımımızı yürekten desteklemeye devam edeceğim.. Kaldığımız yerden Horonu dk oynamaya devam edelim. Ayrıca Gaziantep seyircisine burdan çok selam gönderiyorum ve verdikleri desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. İnşallah o sene bu sene olacak. Efe Kaan ÖZTÜRK
TRABZON’A DEPREME DAYANIKLI DEV TESİS
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Hayalim" dediği vizyon projelerden biri de Trabzon Ortahisar'ın Akyazı mevkisinde inşa ediliyor. Şenol Güneş Spor Kompleksi'nin hemen yanındaki dolgu alanına yapılacak olan 900 yatak kapasiteli hastanenin 2023 yılında hizmete açılması planlanıyor. 5 yıldızlı otel konforunda olacağı söylenen hastanenin inşaat alanını enine boyuna arşınladık. Bizi Saha Proje Müdürü Toygun Keskin karşıladı. Keskin son derece mütevazı, işinde uzmanlaşmış biri. Hastane ile ilgili önemli bir detayı Keskin'le sohbet ettiğimiz esnada öğrendik. Trabzon Şehir Hastanesi Japonya'daki tetkonik depremlere dayanıklı bir kompleks olacak. Şili'den Japonya'ya kadar uzanan hat boyunca görülen bu depremlere dayanıklı binalar olası can ve mal kaybını yok ediyor ya da en aza indiriyor. Hastane deprem simülatörü ile 8 şiddetinde depreme dayanıklı olarak inşa edildi. Bu sayede, cerrahlar ameliyat esnasında şiddeti ne olursa olsun herhangi bir sarsıntıyı hissetmeden operasyonlarını tamamlayabilecekler. Bu dev komplekste teşhis ve tedavi hizmetleri son modern cihazlarla verilecek. Ayrıca burası yağmur sularının geri dönüşümü ve kendi elektriğinin bir kısmını üretmesiyle de ön plana çıkacak. 24 saat vardiya usulüne göre 450 kişinin çalıştığı alanda personel sayısının mayısta 4 bine çıkacağını söyledi.
Keskin, hastanenin planlama dahilinde tamamlandığında Trabzon dahil Doğu Karadeniz Bölgesi'nde sağlık alanında büyük bir ihtiyacı karşılayacağını sözlerine ekledi. Kelimeler ağzından diksiyon eğitmeni maharetiyle özene bezene dökülen Keskin'e teşekkür ederek ayrıldık alandan.
FAROZLU MEŞHUR TOTO SALİH
Trabzon futbolunda geçmişte o kadar yıldız oyuncular vardı ki. Biz bunlara yetişemedik, ancak mahallemizin büyükleri bizlere bu isimlerden bahsederken ağzımız açık dinliyoruz.
Bunlardan bir tanesi meşhur Toto Salih.
Toto lakabını alması ise o zamanki İtalyan Başbakanına çok benzediği için arkadaşları ona Salih yerine toto demeye başladı. Onunda bu lakap çok hoşuna gidiyordu.
Toto Salih Aslan Özçilingir bugün 85 yaşında (CHP eski ilçe başkanı Murat Özçilingir’in babası) birlikte Yalıspor’da futbola başladılar. Aslan Özçilingir orta sahanın sağ tarafında oynardı. Toto Salih Yalıspor’da sağ, sol açık ve santrafor oynardı. Eski futbolculardan Kaptan Özçilingir, Toto Salih anlatırken, ‘Onu seyretmekten büyük zevk alırdık. Bugün olsalar Toto Salih parayla alamazsınız. Topu önüne attın mı kimse ondan topu alamazdı. Onu yetişmek mümkün değil. O kadar süratli ve top tekniği yüksek bir oyuncu idi. Yalıspor’da oynarken Hacettepe istedi gitmedi. O Yalıspor’da kalmayı tercih etti. Sonra Askere gitti. Kayseri hava gücünde oynadı. Askerden döndükten sonra tekrar Yalıspor’da oynamaya devam etti. Daha sonra Trabzonspor ilk kurulduğunda eski Teknik Direktörlerimiz den A. Suat Özyazıcı, rahmetli Çolak İbrahim, sağbek Şevki abim doktor lakaplı Zeki Özçilingir ile Kırmız Beyazlı Trabzonspor’da oynadılar.
BİZİM HALA UMUDUMUZ VAR
Ne kanatlanıp uçan döviz kurları taşa çeviriyor kişinin sevgi çeperini ne de zemheri ayazında çıplak ayakları donmak üzere olan Kibritçi Kız'ın yanıp tükenen son çöpü... Mum alevinde yalnızlığı ciğerlerine çekmek bile tüketmiyor gönül pınarını. Dağarcığına mıh gibi çakılmış bir kere iyilik, özümsemiş karşılık beklemeden vermeyi. Allah'ın lütfunu kuldan esirgemek mi zenginlik, yoksa onun aşkıyla kavrulup İlahi sırra ermek mi? Sıcacık bir ekmeğin kokusu bile Zekeriya sofrası kadar haz veriyor insana. Haldaşlık, yoldaşlık ediyor bu kutsi yolculukta ona yüreğindeki ışıltı. Merkezi Trabzon'da bulunan KTÜ (Karadeniz Teknik Üniversitesi) B Kapısı civarındaki Cooking adlı pastane tarzında işletme, tam manasıyla "Veren el alan elden üstündür" atasözünün vücut bulmuş hali. İş insanı Necati Ardıç'ın üniversite öğrencilerinin yoğun olduğu bir muhitte hizmete açtığı pastanenin camındaki yazı hani derler ya insanın avuçları patlarcasına alkışlayacağı sıcaklık ve ulvilikte: "Açsanız ve paranız yoksa çekinmeyin. Olduğunda veya yolunuz düşerse ödersiniz. Olmazsa helal olsun. İnsanlık öldü deseler de bizim hala umudumuz var." Evet, bizim hala umudumuz var. Dünyayı iyiler kurtaracak. Geriye dönük bir yatırım aracı olan iyiliği de zarafetle yapmak en güzeli. Tıpkı kendi dünyasında Babil'e nazire yaparcasına kurduğu asma bahçelerinden özene bezene topladığı yemişleri ihtiyaç sahiplerine dağıtan Necati Ardıç'ın yaptığı Salih amel gibi.