Art arda yaşadığımız o iki büyük deprem, kıyamet gibi, mahşer gibi. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı, duyguların karmakarışık olduğu, sanki mahşerin provası gibi bir deprem ve sonrası yaşananlar.
Bağrışmalar, çığlıklar, feryat,figân, o ne büyük bir acıdır Allah’ım. Çocukları anasından babasından, eşleri eşlerinden, koyunları kuzusundan, aynı yerde ayrı ayrı acı yaşatan o büyük iki deprem.
Ne kadar yazsam da anlatamam aslında. Orada o an yaşananları ancak yaşayanlar bilir anlar. Böylesi bir acı, böylesi bir deprem, böylesi bir felaket yaşanmadı daha. Her şey saniyeler içerisinde oldu. Bir deprem geldi, yıkıldı bütün dünya sanki. Ölüm kol gezdi her evde ayırt etmeksizin.
Ve her canlı nasibini aldı bu büyük felaketten, insanından hayvanına, bitkisine dek her canlı tattı o an ölümü. Öyle bir ölüm ki, ölenler öldü gitti belki ama kalanlar baktıkça gördükçe her gün ölüyor.
Tarifi imkânsız duygular, tarihi günler içerisindeyiz.Aynı günde iki büyük yıkıcıdeprem herkeste şok etkisi yaşadı. Fakat öyle bir büyük milletiz ki hemen yaraları sarmak toparlanmak için amansızca bir koşuşturma başladı ülkede.
Başta devlet kurumları olmak üzere bütün sivil toplum örgütleri de harekete geçti. Deprem öncesi bölgede çok yoğun bir hava muhalefeti ve yıkılan yollar, köprüler nedeniyle bölgeye ulaşmak çok zor oldu ve maalesef biraz da geç oldu.
Öylesi bir deprem ki on ili birden etkiledi ve yıkımlar dehşet vericiydi. Deprem sonrası müthiş bir seferberlik başladı ülkede. Kimi grupla, kimi bireysel, kimi mahalle arkadaşını alıp deprem bölgesine enkaz altında kalanları öncelikle kurtarmaya koştular.
Özellikle şehrimizden gidenleri gördükçe Trabzonlu olduğumla bir kez daha gurur duydum. Çaykara’dan, Of’tan, Sürmene’den, Araklı’dan, Arsin’den,Vakfıkebir’den depremi duyar duymaz aracına kazmasını, küreğini,hiltisini krikosunu alıp gidenleri gördükçe, ne güzel bir millet olduğumuzu bir kez daha anladım.
Deprem bölgesine gidenler enkaz altından canlarını hiçe sayarak müthiş bir kurtarma operasyonları geçekleştirdiler. Her enkaza, her cana,her sese, yetişmeye çalıştırlar. Nice canlar kurtardılar, vefat edenleri de enkazdan çıkardılar. Devlet millet el ele yardımlaşmasının kaynaşmasının en güzel örneğini sergilediler.Allah onlardan razı olsun.
Öylesi birâlicenap milletimiz var ki, hiç düşünmeden maddi manevi her türlü yardım yağmur oldu deprem bölgesine aktı. Tırlar, kamyonlar, iş makineleri, akın akın yola koyuldu. Öyle ki, bir ara Kahramanmaraş’a yardım tırları kilometrelerce kuyruk oluşturdu.
Hiç düşünmeden herkes elinden gelen yardımı yaptı, yapıyor da. Her ilde yardım seferberliği var. Özellikle Trabzon’dan giden yardım konvoyları ulusal kanallarda bile dikkat çekti. Hamamizade’de gelen yardımların anında tasniflenip, paketlenip tırlarla gönderilmesini hiç unutmayacağım.
Şu süreçte özellikle tırların,tırcıların önemini bir kez daha gördük. Meğerse memleketinulaşım ağında ana damarlarını özellikle tırcılarınoluşturduğunu fark ettik.
Bu asrın felaketi bize çok şey anlattı, belki kayıplarımız fazla ama kazandıklarımız da bir o kadar anlamlı. En azından yitirmek üzere olduğumuz insanlığımızı yeniden kazandık. Birlik ve beraberlik ruhunu yeniden inşa ettik. Allah bir daha böyle afet bizlere yaşatmasın. Kalın sağlıcakla.