Geçici Heyecanlar, Kalıcı Anılar. Merhaba değerli okurlar bugün  sürekli bir şeylerden haz almayı beklemeyi ve heyecan azalmasının nasıl bir süreç olduğu hakkında konuşmak istiyorum.

Yeni bir ilişkiye başlarken, yeni bir eşya alırken, hayatımızda yaptığımız değişimler bizi ilk başlarda heyecanlandırır. Tanımına baktığımızda heyecan güçlü ve geçici duygu yoğunlaşması olarak geçer. Aslında heyecanın tanımında bile geçici olduğu vurgulanır iken neden sürekli heyecanı yaşama beklentisinde oluyor insanlar ?

Mesela Portekiz’e taşınacağımızı düşünelim Portekiz’e taşınma fikri yeni bir hayat kurma fikri ilk başta yoğun duygular yaşatır. Acaba nasıl bir hayatım olacak merakı sarar dört bir yanımızı. Sonra Portekiz’e taşınarak orada yeni bir hayata başlarız. Oranın ulaşım, market, hastane, okul gibi sistemlerini öğreniriz. Oturduğumuz binada komşularımız olur. Dairemize alışırız,yeni arkadaşlar ediniriz ve zamanla bu hayatımıza kattığımız yeniliğe uyum sağlarız. Bir süre sonra bizi aynı şeyler aynı oranda heyecanlandırmaz.Çünkü normalleşmiştir bizim için. Oraya anlam ve değer katan ‘’yaşanmışlıklar’’ olur. Değerli kılan bir süre sonra oradaki anılarımız, yaşanmışlıklarımız.. .Heyecan ise süreç içerisinde azalır ve yerini yaşanmışlıklar alır.

Kimisi heyecan azalınca eskisi kadar önemli ve değerli olmadığını düşünebilir. Acaba burada bir sorun mu var ? gibi sorularla boğuşurken kendini bulabilir. Hayır sorun yok. Olması gereken ve normal olan zaten buydu. Portekize taşınmış olmak değersiz hale gelmedi ya da Portekiz değer kaybetmedi aksine anılarla daha da anlam kazandı.

Günümüzde ki sürekli yeni heyecan arayışında olan  insanlar bu noktaları kaçırabiliyor.. Hayat sürekli bir şeyleri elde etme çabası içerisinde olup geçip geçici mutluluklar ve heyecan arayışı içinde olarak değil. Sahip olunca yaşanılan anılarınıza sahip çıkılarak daha anlamlı hale gelir.Kalıcı mutluluk ve huzur  böylece yerleşir yaşantınızın içerisine..İnce bir çizgi. Farklı bir örnek vermem gerekirse mesela uzun süredir düşlediğiniz almak istediğiniz o spor arabayı ya da motoru düşünün. Onu alma ona sahip olmak onun üstünde istediğiniz hıza ulaşma fikri, şehirler arası yolculuk yapmak, dağlar, ormanlar gezmek, gezilere çıkıp yeni yerler keşfetmek.. gibi birçok heyecan uyandırıcı düşünce ve fikir. O aracı alınca hep  çok mutlu hep bunların heyecan vereceğini düşünürüz. Bunları gerçekleştirmeye başlayınca ilk başlarda inanılmaz bir zevk, haz, heyecan alırız. Zaman içerisinde bu azalır. Yerini aracınızla yaptıklarınız alır. Anılarınız, yaşanmışlıklarınız. Bir gün aracınızı satmayı düşünürseniz aklınıza ilk gelecek olan onunla gittiğiniz yerler farklı sürüş deneyimleri, yaşadıklarınız olacaktır.  Kısaca belirli bir zamandan sonra yapmanız gereken aynı heyecanı almasanızda o araca sahip çıkmak, dikkatlice kullanmak, çizmeden, çarpmadan, kazaya karışmadan kullanmak ve ona aynı değeri vermeye devam etmektir. Bir şeyi elde edince onun değerini kaybettiğini ve öneminin azaldığını düşünürseniz hayatta gerçek mutluluğu yakalamak sizin için daha da imkansız hale gelecektir.Sahip olduklarınız sizin olduğu için size ait olduğu için daha da değerli görüp o şekilde anlamlandırmak hayatınızı olumlu yönde değiştirir. Deneyin..   İnsan ilişkilerinde de durum tam olarak aynı şekilde işler. Geçici heyecanlar, kalıcı olan anılar..

Psikolog Merve Ak