Sevgili okurlar, Şenol Hoca takımı ile üç beş antrenmandan sonra (milli takım oyuncuları yokken) ligin en formda takımı Beşiktaş’ın karşısına çıktı.
Tüm camia Şenol Hoca’nın elinin değmesiyle oynanacak futbolu merakla bekliyordu.
İlk on dakika seyirciyi de arkasına alan takımımız Beşiktaş’a nefes aldırmazken maçın devamı için umut yaratmıştı.
On üçüncü dakika geldiğinde futbolun içinde olan ancak bizim için bir şansızlık her şeyi alt üst etti. Sadece takımın değil belki de ligin en centilmen futbolcusu olan Visca bir topa müdahale etmek isterken yaptığı faullü hareketle kırmızı kart görüp oyun dışında kaldı.
Kalan uzun süre için Şenol Hoca yeniden çözüm üretmeliydi.
On kişi oynamamıza rağmen duran toptan öne geçtik.
Ancak dakikalar ilerleyince Beşiktaş bir kişi eksik takımımız karşısında oyuna hakim olmaya başladı. Devreye az bir süre kala attıkları golle beraberliği sağladılar.
İkinci devre yine topa ve oyuna hakim taraf Beşiktaş’tı.
Bu oyun anlayışı devam ederken kontralarla rakip sahaya gidememiş olmamız en zayıf tarafımız oldu. Ne var ki bir kişi eksik olduğumuzu da dikkate alarak yenemiyorsan yenilme anlayışını başarı ile uygulayarak maçın berabere bitmesini sağladık.
Sevgili okurlar, Şenol Hoca ile çok kısa bir süre geçmesine rağmen ilk on dakika oynanan futbol ilerisi için umut verdi.
Belli ki hoca kulüp ve camianın beklentilerini futbolculara anlatarak işe başladı.
Belli bir süre sabırla ve de destek vererek kuruluşunda hiç katkısı olmayan bu takımla hocanın bize daha iyi günler göstereceğine inanıyorum.
İyi haftalar.