1920’li yılların başında Trabzon şehri çok hareketli günler geçirmiştir. Bu hareketliliğin temel noktası ise Trabzon’da yaşayan Rumlar ile Yunanistan’da bulunan Türklerin yer değiştirmesini esas alan nüfus mübadelesidir.
Trabzon’un yakın tarihine damga vuran olaylardan olannüfus mübadelesinin ortaya çıkışı ise 20 Ocak 1923’te Lozan’da imzalanan Türk-Rum ahali mübadelesine dayanmaktadır. Bu anlaşmaya göre Türkiye’deki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler’in mübadelesine karar verilmişti. Aslında çok çetrefilli bir mesele olan bu konunun kendi içinde iki boyutu vardı. Birincisi Trabzon’daki Rumların gönderilmesi, ikincisi ise onların yerine Yunanistan’dan gelenlerin yerleştirilmesi.
Giden Rumların durumuna değinmek gerekirse, Rumların bir kısmı daha Milli Mücadele yıllarında şehri terk etmeye başlamıştı. Geri kalanlar ise Yunanistan’dan gelen gemilerle Trabzon’dan ayrılmıştı. Mesela 26 Nisan 1924 günü bir Yunanvapuru Trabzon Limanı’na yanaşmış ve bu vapurla 3.000 Rum, Trabzon’dan ayrılmıştır. Anlaşıldığı kadarıyla Rumların gönderilmesine bu tarihten daha önce başlanmıştı ve dönemin gazetelerinde yer alan haberlere göre, mübadele edileceklerin arkası alınacak gibi değildi.
Diğer taraftan çevre ilçe ve vilayetlerdeki Rumlar da Trabzon Limanı üzerinden Yunanistan’a sevk edilmiştir. Bu durum, limandaki kalabalığı daha da arttırmıştır. Bu arada emniyet yetkilileri, gitmesi gereken Rumların hazırlıklarını yapmaları gerektiği yönünde uyarılar yapıyordu. Bu uyarılardan biri şu şekilde idi:
Türk tabiiyetini hâiz bilumum Ortodoks dinine mensup Rumların hiçbir sebep ve vesile ile Türkiye’de kalmayarak mübadeleye tabi ve binaenaleyh kâffesinin Yunanistan’a sevk edilmeleri ahkâm-ı ahdiyeden olduğundan ve on beş güne kadar bir vapur daha gelerek buradaki mevcudu götüreceğinden, bütün Rumların o vakte kadar hazır bulunmaları ve şurada burada ilişerek kalanlar olursa bunlar tahakkuk ettikçe kendi tarafından ihtiyâr-ı masrafla derhal gitmeye mecbur olacağı gibi, bunları her ne sebep ve vesile ile olursa olsun gizleyenler hakkında dahi ahkâm-ı kanuniye tatbik olunacağı ilan olunur.
Bu şekilde Trabzon’dan gönderilen Rumların karşılığında, Yunanistan’dan Müslüman Türkler getirilerek iskân edilmiştir. Fakat şöyle bir durum var ki, mübadele sonucu Trabzon’dan gidenlerin önemli bir kısmı meslek sahibi ve şehirli insanlardı. Buna mukabil, gelenlerin önemli bir kısmı fakirdi. Üstelik bazılarının uğraştıkları meslekler, Trabzon yöresine uygun değildi. Bu durum Cumhuriyet’in ilk yıllarında Trabzon’un sosyal ve ekonomik hayatını olumsuz bir şekilde etkilemiştir.
Rumların Trabzon’dan ayrılmasıyla Pontusçu faaliyetler de son bulmuştur. Zira bilhassa Mondros Mütarekesi sonrasında Doğu Karadeniz’de bir Rum devleti kurmak için harekete geçen bölge Rumları, bu konuda Avrupalı devletlerin desteğini sağlamaya çalışmışlardır. Hatta Rumların dini liderlerinden Metropolit Hrisantos, Paris Barış Konferansına katılarak sözde Pontus Rum Devleti için Avrupalı dostlarından yardım talep etmiştir.
Beklediği yardımı alamayan Hrisantos eli boş bir şekilde Trabzon’a dönmek durumunda kalmış hatta en çok güvendiği kişi olan Yunanistan Başbakanı Venizelos dahi bu konuda ona destek vermemiştir.
Neticede Rumların, Trabzon’dan gidişi ekonomik olarak Trabzon’u olumsuz etkilemiştir. Fakat diğer yandan Trabzon’un kesin olarak Türk yurdu olarak kalmasını sağlamıştır.