Türk futbolunu artık kayyumlar yönetiyor… Sadece federasyonu değil, kulüpleri de…

Direkt muhasebe servislerindeki kasalarından devlet bankasına bağlı olan yönetim kurullarının başkanları artık tamamen kendi iradeleriyle hareket edemeyecek hale getirildiler…

Biz bunu biliyorduk da federasyonun son genel kurulu tüm aleme ifşa etmiş oldu…

Baksanıza sezon içerisinde atıp tutan, mangalda kül bırakmayan başkanlar, iş icraata gelince kuzu kuzu “Büyükekşi felaketine” el kaldırdılar…

Hele de bir kaldırmasaydılar…

Türk futbol tarihinin en iş bilmez, en beceriksiz, en niteliksiz yönetimi ufak rötuşlarla ama değişmeyen anlayışıyla yoluna devam edecek…

Hem de 4 yıl…

Vallahi bravo… Bundan iyisi Şam’da kayısı…

*          *          *         

Tek adayla girdiği yarışta dahi kendisinin ve yönetiminin aldığı oylarla aslında mağlup olan Büyükekşi’nin karşısına aday çıkaramayan kulüp başkanları ve delegeleri bundan sonra futbolu bırakıp gidip en iyisi limon satsınlar…

Zaten o günler de yakındır…

Ne dedi Büyükekşi kürsüye gelip, aslında geçmeyen ama sonrasında Allah selametini versin “Köksal Güney usulü” sayımla geçirilen, maddeyi savunurken; “Yabancı şirketlerin Türkiye'de takım alabilmesinin önündeki önemli eksiklerinden biri de başkan veya delegesi yabancı olanların genel kurula katılamamasıydı. Bugün onu değiştirdik. Göztepe'yi yabancı bir yatırımcı aldı ama başkanı genel kurula katılamadı. Takımların marka değeri artarsa Türk futbolunun da marka değeri artar. Manchester City'nin sahibi Abu Dabi'de bir şirket, Inter'in sahibi Çinli bir şirket, PSG'nin sahibi Katarlı bir şirket. Bunlar Türkiye'de niye olmasın? Kimse bu kulüpleri alıp bir yere götürmüyor, yine o ülkede kalıyor

Sonunda oraya da geldik demek… Biliyorduk, bekliyorduk, şimdi de mülaki olduk…

Neyse ki “kulüpleri alıp bir yere götürmeyeceklermiş”, rahatladık (!)…

Sağ olasın Büyükekşi… Görev tüm hızıyla devam ediyor…

Acemi Divan Başkanı Murat Sancak bu maddeyi önce oyladı, yeterli sayı çıkmadı, sonra bir daha saydırdı, hooppp geçiverdi… Tam bizim usul genel kurul…

Kabul edenler - etmeyenler, kaldır - indir, iş tamam…

Mikrofon açık olunca oylamalar da deşifre oluyor; “ha demek karar değiştirdiniz”…

Başkanların hızına da yetişmek mümkün değil…

Saatte, günde, haftada, ayda, yılda değişenine tanık olduk da saniyede dönenini görmemiştik…

Meğerse varmış!...

Güler misin, ağlar mısın Türk futbolunun haline?..

Şimdi anladınız mı yıllar itibariyle kulüpler neden tek merkezden borçlandırıldı?

Malum medya tarafından şişirilen, parlatılan futbolcular aracı menajerler tarafından neden kulüplere dayatıldı?

Açık neden büyüdükçe büyütüldü…

Bu düzene ses çıkarmayan, kurulan düzene uyumlu olacak, arada kendileri de kazanacak yöneticiler neden görevlere seçtirildi?

İşte bunun için…

Millete, “bu iş gitmiyor, satılsınlar” dedirtmek için…

Tek pas”, “double pas” derken sistem kusursuz işliyor…

İşte bunun için futbolu tüccarlar yönetiyor…

İçinden gelenler ne mi yapıyor?

Sadece havanda su dövüyorlar… O kadar…

Hayırlı, uğurlu olsun…