Trabzon artık alarm veriyor.

Trabzon artık kendi kendine yetmiyor.

Yetebilmesi için yeni yatırımlar almalı, dışardan yatırımcı çekmeli ve özellikle de turizmin çeşitliliği ve zenginleştirilmesi için çareler aramalı.

Her ne kadar bu konularda geç kalınsa da özellikle son aylada yapılan çalışmalar gelecek için ümit vadediyor.

Ne fındık, ne çay, ne tütün, ne hayvancılık ve ne de tarım artık Trabzon’un ekonomisi için çok fazla da önem arz etmiyor artık.

Eskiden fındığıyla, çayıyla, tütünüyle, hayvancılığıyla ve tarımıyla Karadeniz’in kalkınan yüzü olan bu şehir, günümüzde ekonomik olarak kendi kendine yetemeyen bir noktaya gelmiş durumda.

Bu yalnızca Trabzon’un değil, aynı zamanda bölgenin de içinde bulunduğu sosyo-ekonomik yapının bir yansımasıdır.

Zamanında atılması gereken adımlar atılmadı, gelen fırsatlar iyi değerlendirilemedi.

Yatırımcı çekme konusunda geç kalındı, turizmi çeşitlendirme adına yapılan girişimlerse sadece yüzeysel kaldı.

Trabzon-Soçhi feribot seferleri, Trabzon-Tiflis ve Trabzon-Bakü uçak seferlerinden ve sağlık turizminden her ne kadar istenilen düzeye ulaşamamışsa da başlatılan seferlerin birkaç ay sonra iptal edilmesi verilen çabanın boşa gittiğini gösteriyor.

Trabzon’dan Soçhi, Tiflis, Bakü gibi önemli destinasyonlara başlatılan seferler büyük umutlarla yola çıktı ama birkaç ay içinde ilgi görmediği için iptal edilmesi önemli bir olumsuzluk yaratsa da Bakü seferleri canlı tutuluyor o kadar.

Trabzon-Özbekistan uçak seferleri planlanıyor ama o da diğerleri gibi istenilen ilgiyi göremeyecek gibi duruyor.

İç turizmde bile Van ve Diyarbakır gibi kentlerle kurulan direkt uçuşlar ne yazık ki sürdürülebilir olamadı.

Bu gelişmeler, Trabzon’un sadece bir "gezi noktası" olarak görülmesinden öteye gidemediğini açıkça ortaya koyuyor.

Tüm bu başarısız girişimlerin ardından şimdi gözler Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Trabzon tanıtım günlerine çevrilmiş durumda.

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in öncülük ettiği bu organizasyon, belki de uzun süredir Trabzon için atılan en kapsamlı ve umut vadeden adımlardan biridir ancak umarız amacına ulaşır.

En azından öyle umut ediyoruz.

Ancak buraya da yalnızca "umut" bağlamak yeterli değil.

Asıl mesele, bu tanıtımların kalıcı yatırımlara, sürekli turist akışına ve sürdürülebilir ekonomik modellere dönüşmesidir.

Bu noktada sadece belediyelere ya da sivil toplum kuruluşlarına görev düşmüyor.

Şehrin iş dünyası, üniversiteleri, halkı ve en önemlisi siyasetçileri elini taşın altına koymak zorunda. Artık kaybedecek zaman kalmadı.

Trabzon’un geleceği için atılacak her adımın planlı, vizyoner ve iş birliği odaklı olması gerekiyor.

Evet, belki geç kaldık.

Ama hâlâ her şey için geç değil.

Trabzon’un potansiyeli büyük, tarihi zengin, doğası eşsiz güzelliktedir.

Bu değerleri ekonomik bir güce çevirmek ise bizlerin elindedir.

DOHA’da yakılacak kıvılcım belki de Trabzon’un yeniden doğuşunun ilk adımı olur umarım.

Bu kez yapılanlar günü kurtarmaya değil, geleceği inşa etmeye yönelik olmalı.

Kısacası özetle;

Trabzon, geçmişin tarım ve hayvancılık şehri olmaktan çıkıp geleceğin yatırım ve turizm merkezi olma yolunda geç kalmış adımların bedelini ödüyor.

Umarım Doha’daki Trabzon tanıtım günleri, şehre yeni bir nefes olur

Sadece tanıtımla değil, kalıcı ve güçlü adımlarla desteklenmedikçe sonuç yine hüsran olur. Trabzon için mücadele edenler var ama daha fazlası lazım.

Geç kalmış olabiliriz, ama hâlâ çok geç değil.