Gazetecilik hayatım boyunca çok olaylara şahit oldum.
23 Aralık 1999 tarihinde 10 kişinin hayatını kaybettiği Zigana dağındaki otobüs kazasında ölenlerin isimlerini not alırken gazetemiz muhabiri Atilla Baydar’a rastlayınca şoka uğradığım gibi
500 metrelik uçurumdan cenazeleri yola taşırken bir taraftan fotoğraf çekip diğer taraftan ölülerin yattığı sedyeye el atıp taşıdığım gibi
Tarihini tam olarak hatırlamıyorum ama 1992 veya 1993 yılları olmalıydı. Köprübaşı ilçesinden aldığı bir hastayı Trabzon’daki hastaneye yetiştirmeye çalışan ambulansın Araklı Kaleönü virajlarında geçirdiği trafik kazasında ortalığın savaş alanına döndüğü gözümün önünden geçmediği gibi
12 cesedin yola savrulmuşluğunu gördüğüm gibi.
Ambulansların vızır vızır, gidip geldiğini hatırladığım gibi
Ve gökyüzünü yırtan o acı siren seslerinin kulaklarımda çınladığı gibi.
Kimse başına gelmeden anlayamaz
En son babamı bindirdiğim ve bir daha geri dönüşünün olmayacağını yolculuğuna uğurladığım zaman kulaklarımda çınlayan o siren sesini duyduğum gibi.
Yollar dar geliyor insana
Bütün araçlara üstünüze üstünüze geliyor gibiydi
Kızıyor, bağırıp çağırıyordum
Yolu açın, yolu açın diye arkalarından bağırdığım gün
Ve bugün bir ambulansın sirenini duyduğum zaman bütün bu hatıralar geliyor aklıma
Babam, annem, ablam geliyor aklıma
Ve o günden beri O ambulansın içinde bir yakınımın olduğunu düşünürüm her zaman.
Siren sesi duyduğumda içim ürperir
Hayatımızın her anında var bu siren sesi, ambulans ürpertisi
Ne kadar duyuyoruz ki
Ne kadar saygı gösteriyoruz ki
Kaçımız yol veriyoruz.
Çoğumuz bu sese alışmış hiç önemsemiyoruz bile,
Hatta bazen aldırış bile etmeyiz
Oysa bu sirenin her çaldığında bir hayatın kurtarılmaya çalışıldığı çabası var
Bunu hiç düşündünüz mü?
Belki de o ambulansın içinde anneniz, babanız, çocuğunuz veya en yakınınızdan biri vardır.
Hiç böyle baktınız mı?
Saniyelerin bile hayati önem taşıdığını ne kadar düşünüyoruz.
Her geçen saniye, bir insanın hayatta kalma gücünü artırdığını ya da tam tersine, bir saniye gecikmenin bir can kaybına neden olabileceğini düşündünüz mü?
Siren sesi duyulduğunda çoğu zaman sadece bir gürültü gibi algılanıyoruz.
Oysa o ses, bir insanın hayata tutunma çabasının sesidir.
Bağırışıdır, feryadıdır
İşte bu yüzden trafikte ambulans sesi duyduğunuzda bir an bile tereddüt etmeden çekilin yoldan, boşaltın önünü.
Yol verip de arkasına takılmayın lütfen.
Ambulansa yol vermek sadece bir kural değil, insanlığın bir görevidir.
Unutmayın, bugün bir başkası için açtığınız yol, sizin veya sevdikleriniz için açılacaktır.
Duyarsız kalmak, belki de bir insanın sonunun elinden alınmasına neden olacak. O vicdanla nasıl yaşayabilirsiniz.
Kimse bir gün ambulansa ihtiyaç duyacağını düşünerek yaşamaz ama acil bir durumda veya ambulansın sirenini çaresizce beklemek zorunda kalabileceğini işte o zaman anlarız.
Ambulans sesi duyduğunuzda içerisinde annenizin, babanızın çocuğunuzun veya bir yakınınızın olduğunu düşünün
Ya kendimizden biri varsa?
Hepimiz bir gün ambulansın içinde ya da siren sesi bizi bekleyen tarafta olabiliriz.
Bu nedenle siren çaldığında hiç düşünmeden ve tereddüt etmeden yaşama yol verin.