Geçen seneye kadar Süper Lig’de sezona isim verilirdi. Bu sene bu uygulama rafa kaldırıldı.

Özellikle son haftalarda zirvede iddialı  bazı takımlara  reva görülen  hakem kaynaklı saçmalıkları! görünce, eğer bu uygulama bu sene de devam etseydi bence en uygun isim ‘ Ağlayana meme sezonu’ olurdu.

Hani o, Trabzonspor şampiyon olurken 20 puan geride olmasına rağmen en çok ağlayanlar mutlu sona daha kolay ulaşsınlar diye yollar temizlenip engellerin bir bir ortadan kaldırılarak önlerinin açıldığı bu sezona  da çok da yakışırdı bu isim;
‘Ağlayana meme sezonu’
Trabzonspor – Konya maçında  ’17 kamera 5 dakika inceledi ama yine de ele çarpan topu görmedi’ diye çok eleştirdik, yazdık ya..
Meğer haksızlık yapmışız!.


Sivasspor maçında Fenerli Serdar’ın eline çarpan topla, ceza sahası dışında yapılan penaltıyı da   görmedi bu kameralar..
Lakin çok küçük bir ayrıntı var.
Biri ‘Sen sıranı savdın’ denilenin aleyhine..
Diğeri ‘ Bu sene sıra sende’ denilenin lehine..      

                                         

Maçtan sonra ben en çok Rıza Hoca’mızın ne diyeceğini merak etmiştim.
Hani o, özellikle de yenildikleri Trabzonspor maçlarından sonra hayali pozisyonlar için ‘Hakem, hakem’ diye yakınıp duran Rıza Çalımbay bu sefer  ne demiş acaba? Şunları söylemiş:
‘Fenerbahçe çok iyi takım. 10 kişi kaldıktan sonra penaltı olayı kötü oldu.
 Eğer olmasaydı netice farklı olurdu. 
Güzel bir lig maçıydı, tebrik ederim’
İşe bu..
Sana da bravvo!..

BASKI, iNAT VE COŞKU GERi GELMELi

Trabzonspor’un kendisine her zaman ters gelen Konyaspor karşısında 2-0 öne geçmesine rağmen 90 dakikayı 2-2 tamamlayarak Akyazı’da kaybettiği 2 puan, sadece Trabzon’daki değil, il dışındaki Trabzonsporluları da çok üzdü. 
Maçtan sonra telefonumuz susmak bilmedi.. 
‘Abi niye böyle oldu?’ ile başlayıp hakeminden hocamıza, futbolculardan tribündeki taraftara kadar herkes bu eleştiri salvosuna tutuldu.
Bunlardan biz de payımızı almadık değil..
‘Aha da senin yere göğe sığdıramadığın Trabzonspor’un’ dedi İstanbul’dan arayan adını bile unuttuğum eski bir tanıdık.
İçlerinde doğrular da var, yanlışlarda..
Lakin  özellikle de  Trabzon’da, çok daha baskın tartışılmaz  bir  futbol gerçeği vardır..
Eğer sonuç istenildiği gibi olmamışsa, bundan herkes nasibini alır, herkes herkese sallar.
Çünkü insanların yüreği yanmıştır.


Ve en az bir haftasını karalar bağlayarak geçirecektir..
Ta ki ilk maçta alınacak bir galibiyete kadar..
Bu gerçeği bilmeyen, bilip te yakınan Trabzonspor’a gelmesin..
Gelmişse, sahaya çıkarken  bu mantıktaki insanların takımında forma giydiğini akıldan çıkarmasın..
Hem baskı hedefi olan büyük takımlarda olur.
Ki bu baskıdır futbolcuyu büyük hedeflere motive eden.
Bıraktık işin manevi yanını, günlüğün primler hariç ortalama 100 bin (Milyar’ liraya gelecek, 100 metre koştuktan sonra havlu atacaksın..
İnsanlar tribünde, TV başında kahrolurken yeni imzaladığın sözleşmeye rağmen yan gelip yatacaksın..
Başkaları da  var ama  özellikle soralım bu Djaniny’ye;
Efendi zorun nedir?
 Niye sahaya silah zoruyla çıkarılmış gibi oynuyorsun?..

DEPLASMAN CENNETİ!

Son zamanlarda bir de yeni bir moda çıktı.
Özellikle de sosyal medyada.
Tertip, tektik, değişiklikler vs gibi konularda Hoca’ya iki kelime edelim diyorsunuz, hemen saldırıya geçiyorlar;..
‘Ne yani o gitsin de kim gelsin’
La, sen Trabzonspor’u eleştirdiğinde ‘Trabzonsporluluktan istifa mı ediyorsun?
 Gitmesin kardeşim, gitmesin..
Niye gitsin?
Ancak bir müteahhit çok güzel bir bina yaptı diye sonrasında yamuk yapılanları görmeyecek miyiz?
‘Sen onu bırak, meydandaki bina nasıl ama’ mı diyeceğiz..
Öncelikli olarak da şunu diyelim..
Yense de yenemese de Trabzonspor kurulduğundan beri en karakteristik özelliklerinden yoksun olarak oynuyor.
Baskı , inat ve coşku kayıp..
İşte bu yüzden  gerekirse hakemleri de yenemiyoruz..
Çünkü ‘Madem öyle işte böyle’ diyemiyoruz..

Ayrıca Akyazı Stadı, Avni Aker gibi rakip için cehennem değil.
Takımlar Trabzon’da  adeta keyif yapıyor.. 
Deplasmanda oynamanın zorluğunu hissetmiyorlar da ondan..
Ne takımını gayrete getirecek, ne de rakibi hatta hakemi etkileyecek bir ambiyans yok.
Hoparlörden çalınan şarkılardan, tribündeki taraftara kadar lay lay lom..
Kale arkaları istisna, kapalı ve eski adıyla Maraton tiyatroda!..
Gol olacak ta, bağıracaklar.
La, ben zaten golü atmışım, bağırsan ne olur?
Bu yüzden rakipler de dışarıdaki en rahat maçlarını oynuyor, hakem de düdüğünü bildiği gibi öttürüyor.

Bütün bunlara rağmen alınan 22 puan çok iyi....
 Visca bildiğimiz Visca  olarak döndüğünde..
Şimdilik yoklukları ile varlıkları farksız  Gomez ile Umut  golcü  diye alındıklarını hatırladığında..
Ve de bu yerli oyuncu zafiyetine bir çözüm bulunursa Trabzonspor son ana kadar ama yakından, ama az uzaktan şampiyonluk yarışının içinde olur..