Öyle sıradan bir sözcük değil. TDK'ya baktım... “Bireyin edindiği bilgi ve deneyim...” “Toplumun ekonomik yapısını oluşturan ve insan bilincinden bağımsız olarak biçimlenen üretim ilişkilerinin hepsi; üstyapı karşıtı...”

Mahallî, bölgesel ve deplasmanlı liglerde yer alan tüm takımların minik, yıldız ve genç takım sporcularını kapsayan yapı...”
Bir yerleşim yeri veya bir yapı için gerekli olan yol, kanalizasyon, su, elektrik vb. tesisatın tümü...”

İşte bizim başımızın belası da bu...

***
Son dönemde adını sıkça duyuyoruz.
O kadar ki Bakanlığa kadar yükseldi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı...

Gerçi bir tereddüt de yaşanmadı değil…

Öyle ya "altyapı”         denilen kavram Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına daha yakın sanki.

“Sanki”si fazla, bizzat “şehircilik” sayılır “altyapı”…

Anayasada yapılan değişikliklere uyum sağlanması amacıyla yeni adlandırmalar olsa da…

Ciddi ciddi üzerinde kafa yorulması gereken bir konu…

Altyapı ki şehirciliğin şah damarı, birbirinden ayrı düşünmek eşyanın tabiatına aykırı. İzaha muhtaç bir konu olarak öylece bekliyor.

***

Günlük konuşmalarda  başköşede…

TDK da anlam üstüne anlam yüklemiş.

Hemen hepimiz altyapının her türünden şikayetçiyiz.

İnsanın, spor kulübünün, şehrin ve ülkenin...

Fakat sorunun üzerine cesaretle gidildiğine ne yazık ki yeterince tanık olamıyoruz.

***

Trabzon Taksim Park bitişiğinde “mini sergi” düşündürücü olduğu kadar sağlığımızla nasıl oynandığını da gözler önüne seriyor.

Önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu; altyapıdan çıkarılan ömrünü tamamlamış içme suyu borularını vatandaşlarla paylaşmıştı.

Yıllardır bu borularla gelen suyu içmek, kent sakinlerine acı gerçeği hatırlatmış olmalı.

Bence “altyapı” için pek çok noktada benzeri mini sergiler açma zamanı geldi de geçiyor bile.

Şehrin altından ne haber?”

***

“Dış görünüş” hastası olup çıkmışız.

Kalbimize iyi bakıyor muyuz, midemiz ve karaciğerimiz ne durumda?

“İç görünüş” nasıl yani?

Oysa bizi hayatta başarılı ve güçlü kılan da bu.

Kostümle makyajla gerçek hariç; çok şey örtülebilir, gizlenebilir, o kadar.

***

Üç gün önce Karadeniz hızla bastıran yağmura teslim olduğunda gördük.

Bu altyapıyla buraya kadar…”

Çok güzel binalar konduruyoruz her tarafa…

Yollar, köprüler, bahçeler…

Fakat yıllardır ötelenen, görmezden gelinen “altyapı” SOS vermeye başladı.

Yaşadık, gördük ve anladık ki bu terazi o kadar sıkleti çekmiyor.

***

Yaya kaldırımları üzerinde…

Yer yer ana yolların kenarlarını zorlarcasına doğalgaz, kanalizasyon, elektrik, su vb. yazılı kapaklar var.

Hem görüntü kirliliğine yol açıyorlar hem de birine müdahale edince diğerinde sorun yaşanabiliyor.

Halbuki Paris ve Berlin gibi kentlerde olduğu gibi alacaksın hepsini aşağıdaki galeriye, son vereceksin bu karmaşaya...

Bugün başlamazsak bir gün daha geç kalacağız.

***

“Altyapı” denildiğinde aklımıza “sığınak” da gelmeli.

Nükleer serpintiye maruz kalsak…

Ya da üstümüze yanlışlıkla(!) bir bomba düşse…

Sirenler çalsa, anonslar yapılsa…

Sığınağa gidileceğini bilmek güzel de ortada sığınak filan yok.

***
Görünen köy kılavuz istemiyor.

“Altyapı” karnemiz “zayıf”, sınıf tekrarının ardından dışarıdan bitirmeye kadar gider bu iş.

Belediyeler, “olmazsa olmaz” sayılan işler dışında ne varsa bırakıp altyapıya yönelmeliler.

Bir an önce “makyaj” denilen iş ve işlemlere son vermeliyiz.

Öncelik ve önem sırasına göre bir liste hazırlamalıyız.

Gerçeklerle yüzleşmek zaman zaman işe yarıyor ve kent sakinleriyle yöneticiler, üzerlerindeki ölü toprağından bir anlık kurtuluyor.

***

“mış” gibi yapıldıkça her şey daha çetrefilli hale gelecek…

Çözüm maliyeti için bütçe imkânları asla yeterli olmayacaktır.

Yağmur ve kar hatırlatıyor…

Deprem ve savaş…

“ALTYAPI” hemen hiçbirini tek başına etkisiz hale getiremese de…

Faturanın ağırlaşmasını engelleyebilir, özellikle can kaybının azaltılması konusunda fikir verebilir.

*** 

Yerel yöneticiler için Japonya, Almanya ve Norveç gibi ülkelere, turistik geziler dışında inceleme araştırma gezileri düzenlenmesi …

Her kente “ALTYAPI KARNESİ” verilmesi…

Merkezi hükümetin de “ALTYAPI” konusuna özel bir hassasiyet göstermesi, yeterli kaynak sağlaması sorunun daha erken çözümüne katkı sağlayabilir.

Uygarlık, ülke geneline yayılabildiği ölçüde mutluluk getirir ve en önemli göstergesi de altyapıdır.