TBL’de ilk iki maçını kaybeden Trabzonspor, yeni transferler İsmail Cem Ulusoy ve Okben Ulubay’ın da kadroya dahil olmasıyla konuk ettiği Ankaragücü’nü 98-92 mağlup ederek galibiyetle tanıştı.

Yabancıların ilk maçta, Okben ve İsmail Cem’in ikinci maçta olmadıklarını düşünüp  kaybedilen ilk iki maçı yok hükmünde sayarsak,  Ankaragücü maçını ligin başlangıç maçı olarak görebiliriz.

Eski koçumuz Halil Üner’in Süper Lig hedefiyle oluşturduğu Ankaragücü çok kaliteli ve çok tecrübeli oyunculardan oluşan bir ekip ve Süper Lige en yakın adayların başında geliyor.

Trabzonspor ise biraz daha genç ve daha dinamik bir kadroya sahip. Boyalı alanı saymazsak; son yapılan Okben ve İsmail Cem takviyeleri ile Süper Lig ayarında bir kadro yapısına bürünmüş durumda.

Haliyle Süper Lig hedefi olan iki takımın karşılaşması, basketbol anlamında keyif veren oldukça üst düzey ve süper lig ayarında bir mücadeleye sahne oldu.

İlk iki periyotu oldukça tempolu oynayıp dış atışlarda da oldukça yüksek isabet bulan Trabzonspor, hücum ribauntlarında 7-2, asistlerde ise 17-11 üstünlük sağlayarak soyunma odasına 54-49 önde girdi.

Üçüncü periyot savunmasını çember dışına taşırarak oldukça sertleştiren Ankaragücü, hücumlarda da boyalı alan üstünlüğünü kullanıp çembere yüklenince farkı da eritip öne geçmeyi başardı.

Oldukça çekişmeli geçen final periyotunda İsmail Cem Ulusoy’un parkedeki liderliğine Gordon, Okben ve Can Uğur Öğüt eşlik edince karşılaşma da Trabzonspor’un 98-92 lehine bitti.

Ankaragücü gibi kaliteli bir takıma karşı alınan bu galibiyette önemli detaylar vardı elbette. En barizi tabii ki İsmail Cem’in parkedeki liderliği. Lider takımını hatasız yönetince Okben ve haftanın oyuncusu seçilen Gordon gibi diğer parçalar da skor üretmekte zorlanmadılar. Diğer detaylar ise; ribaund ve asistlerdeki üstünlüğün yanında, %100 gibi bir oranla serbest atış çizgisinden sayı üretmek oldu.

Zamanla aşılması gereken eksilere gelince; boyalı alanı savunmakta oldukça zorlanırken, rakibin baskılı ve hareketli savunmaları karşısında da panik havası hakim oluyor takıma.

FARKLI BİR PENCERE

Bu karşılaşmada ilk kez forma giyen Okben Ulubay ve İsmail Cem Ulusoy’a bir parantez açmak gerekir.

Süper Lig oyuncusu olan İsmail Cem ve Milli oyuncu Okben’in Trabzonspor’a gelişi ve verdikleri katkı ile takımın Süper Lig seviyesine evrildiğini söyleyebiliriz rahatlıkla.

Açıkçası ben ilk maçta bu kadar katkı verebileceklerini düşünmemiştim. Pozisyonları farklı olan her iki oyuncu da geçiş dönemlerini atlattıklarında daha da katkı vereceklerdir.

Bence daha da önemlisi; her iki oyuncunun Trabzonspor’a gelişi gözlerin bir anda bize dönmesine sebep olurken, basketbol kamuoyunda bilinen kötü imajımızın silinmesine de manevi anlamda katkı yapacaklarını düşünüyorum.

FIBA YASAĞI 

EBBL Şampiyonu olarak bir üst lige çıkan Trabzonspor TB2L’de mücadele edecek derken TBF’nin ısrarı ile kendimizi bir anda TBL’de buldu.

Hal böyle olunca yabancılar dahil çok kısa sürede kadro oluşturmak gerekirken, bir anda geçmişten kaynaklı FIBA yasağı gündeme gelerek yabancı oyuncularımıza lisans çıkaramaz olduk.

Şu anda FIBA’nın masasında hukuki süreci devam eden 17 dosya ve 3,5 milyon USD’lik bir borç var ve muhtemelen arkası da gelecek.

TBL davet ısrarını kabul ederek Süper Lig bütçesine eşdeğer yaklaşık 3 milyon EURO’yu geçecek bir organizasyona girişen kulüp, sanki bile bile lades olmuş gibi bir durumla karşı karşıya.

Köşemiz kısıtlı olduğu için bu konuyu bir dahaki yazımda daha detaylı ele alacağımı belirterek; transfer yasağını “GEÇİCİ” olarak kaldıran FIBA’nın, bu kararı verirken Trabzonspor’a yaklaşık 5 milyon TL ceza kesmeyi de ihmal etmediğinin notunu da üşeyim.

GEÇ ALINAN BİR KARAR 

Şimdilik detayına girmeyeceğim ama Muharrem Usta dönemi sonrası göreve gelmeyi düşünen Ağaoğlu yönetiminin ağır topları, futbolun bozuk mali yapısının sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulmasının yanında, basketbolun da mali yapısının düzeltilerek kaldığı yerden, yani Süper Ligden yoluna devam etmesini düşünüyordu.

Aradan yıllar geçti ama bu düşünce futbolun kaosu ve gölgesinde unutulup gitti.

Üstelik dün ve bugün kulübü yönetenlerin tamamına yakınının basketbol yöneticiliğinden geldiklerinin bilinmesine rağmen.

Bu zaman dilimlerinde en kötü ihtimal takımın TB2L’de olmasının basketbolun devamı açısından önemli olduğunu vurgulamamıza rağmen, aradan geçen koca 6 yılda altyapı faaliyetleri dışında hiç bir adım atılmayarak bir anlamda basketbolun altı boşalıp, 6 yılın sonunda  gerek basketbol  kültürü gerekse  de yetişmiş insan kaynağı anlamında çok şey kaybetti bu şehir.

Sonuç olarak geçtiğimiz sezon EBBL’ye katılarak ligde şampiyon olarak TB2L’ye çıkan takım, Başkan Ertuğrul Doğan’ın inisiyatif alması ile yıllar sonra profesyonel anlamda parkelere döndü.

Parantez içerisinde, basketbol ateşinin tümden sönmemesi için mücadele eden altyapıdaki arkadaşlarımıza ve yönetici arkadaşlarımıza da teşekkür etmek gerek. Çünkü bu emek sonucu bedava bütçeyle harmanlanan EBBL şampiyonluğu olmasaydı bugün TBL’de takım da olmazdı.

Sonuç olarak profesyonel liglere adım atmak her ne kadar geç alınan bir karar olup organizasyonun yürürlüğe sokulmasında da bir takım sıkıntılar olsa da,  taşlar zamanla yerine oturacaktır.

ALT YAPI OYUNCUMUZ NEDEN YOK? 

Bir şehirde basketbol varsa ve bu şehirde üst düzey basketbol yaşanıyorsa bu şehrin çocuklarının en büyük hayali, aynı zamanda da altyapının gelişmesinin en temel kaynak ve dayanağıdır A takımda altyapı oyuncusu bulundurmak.

Ancak mevcut kurulan kadroya baktığımızda süre alması bile çok zor olabilecek dahi olsa, sırf antrenman için bile altyapıdan bir oyuncu katmak oldukça önemliydi ama göremedik, göremediğimiz gibi de altyapımız için üzüldük açıkçası.

İKİNCİ KÜCE DÖNEMİ

TS Basket’in profesyonel liglerde boy gösterdiği dönemden günümüze kadar tam 69 kişilik teknik ve idari kadro hareketimiz var ki basketbol organizasyonu açısından muazzam bir insan sirkülasyonu.

Bu 69 kişinin içerisinde 2012 yılında aramıza katılarak küme düşme ve devamında şampiyonluk yaşadığımız Cömert Küce’de var.

Küce tam 12 yıl sonra tekrar aramıza katıldı. Kendisine tekrardan hoş geldin diyorum.

Ve gelir gelmez hiç açık kapı bırakmadan hedefini lige çıkmak olarak belirleyen sayın Küce, bu söylemiyle bir anlamda kendini de bağlamış oldu.

Hep söylüyorum. Bizim basketbolumuzda çıta; son salisede kaybettiğimiz Avrupa finalinde duruyor.  Hal böyle olunca profesyonel anlamda organizasyona girişen Trabzonspor’un ilk hedefi elbette ki süper ligdir, her hangi bir sebeple bu hedefe ulaşamamak bizim için elbette başarısızlık olacaktır.

UFAK BİR JEST YAKIŞIRDI

TBL ilk hafta maçında Bodrumspor, evinde konuk ettiği ve geçmişte kulüplerinde forma giyen Ankaragücü takımından Hakan Yapar, Alperen Demir, Caner Ercan ve Soner Şentürk’e jest yapıp birer plaket vererek onurlandırdı.

Basketbıol kültürünü bir tarafa koyup insana değer vermek penceresinden baktığımızda çok ince ve nezaket kokan bir düşünce.

Bu hafta ise aynı Ankaragücü’nü biz konuk ettik ve Ankaragücü’nde forma giyen Hakan Yapar, Deniz Kılıçlı ve koçları Halil Üner bizde de görev yapmışlardı. Özellikle Halil Üner kulübün en zor döneminde göreve gelerek Başkan Ertuğrul Doğan, Asbaşkan Zeyyat Kafkas ve Genel Menajerimiz Cömert Küce ile birlikte görev yapmıştı.

Demem o ki; Bodrumspor’un yaptığını biz de yapabilmeliydik.