Geçtiğimiz hafta biri evinde Finalspor diğeri de deplasmanda Bordo Bandırma Basketbol olmak üzere iki karşılaşmaya çıktı Trabzonspor.
Aslında her iki karşılaşma da bir birinin kopyası idi ancak evimizde oynadığımız Finalspor maçının son dakikalarında kıpırdayan takım savunmasına Can Uğur Öğüt ve Okben Ulubay’ın aldığı skor inisiyatifine Gordon’un etkili oyunu da eklenince, Trabzonspor’un hanesine galibiyet yazıldı sadece.
Yani Finalspor maçında savunma ve takım oyunu anlamında alarm zilleri çalmaya başlamıştı aslında.
Ve Finalspor maçından 4 gün sonra Bandırma deplasmanında ise, Finalspor maçında çalan alarm zillerine tedbir alınmıştır diye düşünürken, tam tersi bir durumla karşılaşarak resmen parkeden silindik. Üstelik Finalspor maçında sakatlığı bulunan İsmail Cem’in parkeye dönmesine rağmen.
Çok detaylı analize gerek yok aslında. Tempo yapamadığın bir maçta eğer savunma da yapamazsan bırak kazanmayı, nasıl 100 sayı yemeden maçı bitiririm diye hesap yapar duruma gelirsin.
Ayrıca Bandırma’nın kısa ve uzun rotasyonunun uyumuna baktığımız zaman, basketbolda en önemli etkenin, hatta birinci etkenin 1-5 uyumu olduğunu bir kez daha görmüş olduk.
Hep söylüyorum; son yapılan İsmail Cem ve Okben Ulubay transferleri ile Trabzonspor takımı Süper Lig kadrosuna evirilmiş durumda. Ancak, eğer ki takım savunman yok, tempo yapamıyor, top paylaşımı yapmıyor ve içeriden de oynayamıyorsan kazanma şansın koca bir sıfırdır.
Bu maç özeline bakacak olursak; 13 kez içeriden top kullanmamıza rağmen 32 kez dış atışa yönelmişiz. Rakip Bandırma ise tam tersi 22 kez dış atışa yönelirken, tam 37 kez içeriden yüklenmiş. Neden? Çünkü bizim içeride Erik Buckner gibi güçlü bir oyuncuyu durduramayacağımızı bildikleri için dış atışa değil, içeriden yüklenmeyi seçmişler doğru olarak.
Rakip hücumda içeriyi zorlarken, biz ise savunma karşısında çemberi görememişiz neredeyse.
Sonuç olarak savunma kısmında yokları oynadığımız için; atmamızın bir anlamı olmuyor tutamadıktan sonra.
BU LİG BAŞKA BİR LİG
Süper Ligin bir altı olan TBL, isim ve kariyerlerin arka planda olup daha çok tempo, koşa koş basketbol, kondisyon ve savunmanın öne çıktığı bir lig.
Yani TBL’de başarının sırrı set hücumlarından çok koşmak, tempolu oynamak ve savunma yapmaktan geçiyor. Tersi durumda ise tıpkı Trabzonspor gibi ortaya istediğin kadar bütçe koyup hangi oyuncuyu alırsan al, başarı gelmiyor, koşan ve savunma yapan takım olamadıktan sonra.
OLMUYOR KOÇ
En sonda söyleyeceğimi şimdi söyleyeyim.
Hedef tahtasına konan ve hatta istifası istenen Faruk Beşok’un hala daha kredisi olduğunu ve eleştirilerin “şimdilik” biraz ağır olduğunu düşünüyorum.
Ancak böyle düşünmem kendine şampiyonluk hedefi koyan ve TBL’nin en pahalı, hatta Süper Lig takımlarına eşdeğer bütçesine sahip bir takımın koçuna eleştiri yapılmayacağı anlamı da taşımaz elbette.
Örneğin; Bir takımın oyun kurucusunun görevi topu yarı sahaya getirip potaya göndermek midir? Veya takımın toplam top sayısının yarısını iki oyuncunun tercihine bırakmak mıdır? Eğer öyleyse bu durum takım oyununuzu zedelemiş olmaz mı?
TBL’de savunma yapmadan isimlerle maç kazanılamayacağını sağır sultan bile bilirken, Beşok gibi tecrübeli bir ismin Ankaragücü maçı hariç dişe dokunur bir savunma yaptıramamasını ve sadece dış atışlarla sonuca gitmeye çalışmasını anlamış değilim açıkçası.
Bu liste uzar gider ama daha fazla detaya girmeyeceğim.
Ankaragücü maçını saymaz isek (bu maçı da son bölümde soktuğumuz birkaç kritik topla kazandığımızı da belirteyim) bu takım savunmayı çözemez ise basketbol ve koyulan hedef anlamında pek fazla ışık vermez belirteyim.
“BASKETBOLDAN BİZE NE” DEMEDİLER
Başkan Ertuğrul Doğan’ı TS Basket yöneticiliği döneminden beri iyi tanırım. Çok emekleri var basketbola.
Bir dönem kötü günler geçiren TS Basket’e sponsorluk, hatta ana sponsorluk bile düşünmüş ancak olgunlaşmamıştı.
Muharrem Usta sonrası yönetime geldiklerinde ise basketbolun TS bünyesinde kaldığı yerden devam ettireceklerini söylüyordu ancak bu söylemi aradan yıllar geçse de futbolun karmaşası arasında vücut bulamamıştı.
Ancak geçtiğimiz sezon Bölgesel Lig’de şampiyon olarak ikinci lige çıkan Trabzonspor’u federasyonun da daveti ile bir anda TBL’de boy gösterir hale getirme kararını verdi başkan. Bu karar gerek bütçe, gerekse de geçmiş TS Basket borçları nedeniyle olası sıkıntılara rağmen alınan kolay bir karar değildi.
İşte tüm bunlar bilinmesine rağmen takımı TBL’ye çıkarma, ortaya yüksek bütçe koyarak oradan da süper lige yükselme adımını attı Ertuğrul Doğan.
Nitekim TS Basket’ten alacağı olanlar bir anda yüzlerini TBL’de boy gösteren Trabzonspor’a çevirdiler. Çünkü gerek yurt dışında gerekse de yurt içinde geçmiş alacaklıların tamamı Trabzonspor’a dava açmış ve tamamı da kazanmıştı.
Ve ardından gelen FIBA yasakları ve bunlarla uğraşmak zorunda kalan bir kulüp.
Bu kısa özetten sonra Başkan ve Trabzonspor’un basketbol penceresinden kurumsal duruşuna göz atmak gerekiyor.
Öncelikle Ertuğrul Doğan zor olanı seçerek “Basketboldan bana ne” demeyerek bu şehri ve bu şehrin çocuklarını, gençlerini ve ailelerini basketbol gibi güzide bir kültür ile tekrardan buluşturdu.
Ayrıca Trabzonspor Kulübü de kurumsal duruşuyla geçmiş TS Basket kaynaklı sıkıntıların aşılması ve Trabzonspor’un basketbol kamuoyundaki kötü imajının silinmesi için akıllıca ve profesyonelce bir mücadele veriyor, kutlamak gerek.
SEMİH SOĞUKSU
Bu hafta yenildiğimiz Bandırma’nın koçu Semih Soğuksu idi.
Semih hocanın ismi sezon açılmadan önce Trabzonspor ile anılmış, hatta Trabzon’a gelerek bir kaç gün kalmış ve şifahen de olsa anlaşılıp el sıkışılmıştı.
Sonra ne olduysa Trabzonspor, Faruk Beşok ile anlaşırken, Semih Hoca’da Bandırma Basketbol ile anlaştı.
Ve Bandırma maçında aynı Semih hoca, hırstan mı yoksa Trabzonspor’u iyi analiz ettiğinden mi bilinmez, Faruk Beşoklu Trabzonspor’u parkeden sildi.
KUL HAKKI
Geçtiğimiz günlerde eski TS Basket yöneticisi ve Asbaşkanı, şimdinin ise Trabzonspor Kulübü’nün Asbaşkanı Zeyyat Kafkas bir açıklama yaparak, TS Basket kaynaklı borçlar ve uğraştıkları hukuki süreçle ilgili bilgi vererek arkada ciddi borç bırakıp giden TS Basket eski yöneticilerine sitem etti.
Sanırım Muharrem USTA’yı atladı, onu da ben hatırlatayım. Çünkü Trabzonspor Başkanlık hedefi için eski TS Basket başkan ve yönetimini oluşturan sayın Usta’dır. Özetle; borçların tamamına yakını sayın Usta’nın kontrolünde olan kulüpte yaşandı.
Kafkas serzenişinde haklı bence. Kulüp kur, organizasyon yap, transfer yap bir zaman sonra borçları ödeme ve kapat git. Basketbolda bu tarz problemler her tarafta var ve doğru değil.
En basitinden evine ekmek götürmek için sözüne güvenip gelen sporcuların, teknik insanların, kısaca emekçi insanların alın terlerine, ekmek paralarına günah.
FIBA’nın kara listesine bakın Türkiye’den nice şehir ve kulüpler var böyle.
Şehir ve camialara ciddi zararlar veriyorlar.
Ve bu bölümü geçmişten kısa bir anekdot ile bitireyim;
Sn Usta döneminde son topumuz girmediği için bir sürü maçı kaybetmiş ve sn Usta bana “İsmail bu son toplar niye girmiyor?” diye sorunca ben de “Kul Hakkı Başkan” demiştim.
KAPALI KUTU OLMAYIN
Bölgesel Ligde şampiyon olup TB2L’de oynayacak diye beklediğimiz Trabzonspor’u bir anda TBL’de bulduk.
Genel Menajerliğe Cömert Küce, koçluğa Faruk Beşok ve lige bir hafta kala bir anda transferler
Neler oluyor derken FIBA yasakları ile çalkalandık ve lig başladı.
Yani gökten iner gibi bir organizasyonun içinde bulduk kendimizi. Ve o kadar hızlı gelişti ki, çoğu insanın haberi bile yok şehirde. Çünkü arada 6-7 yıl gibi basketbolsuz bir süreç var.
Ancak aradan 6-7 hafta geçmesine rağmen organizasyonu yapan ve yöneten insanların neler yaptıklarını, neler yapacaklarını, hedeflerini, bütçelerini vs. bilgilendiren tek bir basın toplantısı yok.
Bu işe gönül verenler toplama bilgilerle kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyor.
Geçmişte en zor zamanlarımızda bile bu bilgilendirmeler yapılır, şehre haber verilir ve bu şehrin takımı ve basketbolu sahiplenmesi sağlanırdı.
Demem o ki kapalı kutu olmayın; gelin anlatın ve şehrin basketbolu sahiplenmesini sağlayın.
Trabzon Dernekler Federasyonu başkanlığına aday olan Öksüz’den çarpıcı mesajlar
Hepimizin ortak paydası Trabzonspor
Trabzon Dernekler Federasyonu başkanlığına aday olan İsmail Turgut Öksüz, düzenlenen lansman yemeğinde Trabzonlu dernek başkanlarıyla bir araya geldi. Kuzey Yıldızı Trabzonsporlular Derneği Başkanı İsmail Turgut Öksüz, geçtiğimiz günlerde Trabzon Dernekler Federasyonu başkanlığına adaylığını düzenlediği basın toplantısıyla açıklamıştı. Öksüz, düzenlediği lansman yemeğinde Trabzonlu dernek başkanlarıyla bir araya geldi.
2013 yılından beri görev yaptığı Kuzey Yıldızı Trabzonsporlular Derneği’nde beraber çalıştığı gençlerle birlikte tekrar bir yola çıktığı söyleyerek sözlerine başlayan Öksüz, “Hepimizin ortak paydası Trabzon ve Trabzonspor’dur. Hayatım boyunca hiçbir partinin üyesi olmadım. Benim partimin ilki Trabzon, ikincisi Trabzonspor’dur. Yürüdüğüm bu yolda hayalim ve amacım ise o topraklardan buraya gelip, yol bulamayan göçlere ışık olmak, yol göstermek ve onlarla beraber çok güzel işlere imza atmak. Biz birlik, beraberlik ve kardeşlikle birbirimizi kucaklamak için bu yola çıktık.
Birlikte bu yolda yürüdüğüm arkadaşlarıma söylediğim gibi biz bize kötü laf söyleyene biz söylemeyeceğiz. Bundan sonrada Allah nasip ederse kötü söz söylemeyeceğiz. Biz bu yola çıktığımızdan beri yaptığımız şeylerle ön plana çıkmayı hedefliyoruz. Biz yaptıklarımızla ön plandayız. Bütün dernek başkanlarını burada görmekten mutlu oldum. Allah nasip ederse, biz Trabzon’un birliği, gücünü ve Trabzonlunun ne yaptığını bundan sonra hep beraber göreceğiz. Trabzon’un sesi İstanbul’un desteği Trabzon’da hissedilecek. Bizi biz yapan değerlere sahip çıkalım” dedi.