Avcılık her ne kadar tasvip etmediğim bir spor olsa da hüner işidir. Bir kere avına göre malzemen olacak. Aslanın avlandığı ekipmanla Kartal, kartalın avlandığı ekipmanla kanarya avlanmaz.
Avcı dediği adamın iyi bir Stratejisi olacak. Kendisinin en güçlü olduğu anı ve yeri, avının da en zayıf olduğu anı ve yeri hatasız, nokta atışı belirleyecek.
Avcı dediğin adam tuzak kurmayı, pusu atmayı bilecek. Avını yemleyecek, tuzağına çekecek. Büyük bir sabırla pusuda bekleyecek ve ağına düşen avının işini bitirecek.
Bunlara ek olarak kararlılık ve sabır da bu işin anahtar kelimeleridir. sabırsızlık avın kaçmasına, tereddüt ise avcı iken av olmanıza neden olabilir.
Bu bağlamda Fenerbahçe'nin hem kadro kalitesi, hem puan cetvelindeki yeri, hem camianın gücü dikkate alınınca bir avcının karşılaşacağı en zor avlardan biri olduğunu aşikar.
Maçın kaybedilmesi durumunda hocasının ayağı kayacak, belki de birçok oyuncusu kadro dışı kalacak ve en önemlisi şampiyonluk yarışından kopacak.
Eminim Abdullah hoca böyle bir Fenerbahçe ile oynamaktansa, 3 puan kaybının dünyanın sonu olmayacağı iki, üç haftadır kazanan bir Fenerbahçe ile karşılaşmayı yeğlerdi.
Ama seçme hakkımız yok. Bu maç rakip için çok kritik bir dönemde çıktı karşımıza..
Şimdi geçelim maça; bakalım av ne yaptı, Avcı ne yaptı..
İlk yarı Trabzonspor ile Fenerbahçe mi? Yoksa Trabzonspor ile hakemler mi maç yaptı anlayamadık. Maçın başında Ekuban'ın gördüğü sarı kart, Serdar Aziz'in faullerini görmezden gelinmesi ve Nwakaeme'ye sert müdahalelere göz yumulması Trabzonspor oyuncularını strese soktu, oyun disiplininden uzaklaştırdı. Hal böyle olunca Avcılığın olmazsa olmazı sabır bizden çok uzaktı. Sabır olmayınca pas oyunu da olmadı, oyuna hakim de olamadı ve sahanın hakimiyetini rakibe bıraktı.
Kafamda ki soru işareti ise; Bu oyun Avcı'nın planı mıydı (avı yemleme) yoksa, kontrolü kaybetmiş miydi (kontrol ava mı geçmişti) ?
İkinci yarı Trabzonspor'u ilk yarıya nazaran biraz daha sakin ve biraz daha oyuna hakim gördük. Tam oyun dengelendi derken kaptırılan bir topta biraz da şansın yardımıyla misafir takım Pelkas ile golü buldu. Golün öncesinde olduğu gibi sonrası da oyunu forse edemeyen Fırtına oyunu çevirmeyi de başaramadı.
Ne diyelim Avcı'nın planı tutmadığı belli, ava giden avlandı diyebiliriz!