‘Kondisyonumuz yetmedi, organizasyonumuz eksik kaldı, bireysel hatalar yaptık, sistem takımına karşı oynadık vs..’ bunlar son dönemde Trabzonspor teknik direktöründen her mağlubiyet sonrası duymaya alıştığımız cümlelerdi.
Büyük takım futbolu, amatör ruh, takımdaşlık, sevgi iklimi gibi elle tutulup gözle görülmeyen ama takım performansına direk etki eden söylemleri ise uzun zamandır Trabzonspor’un maç sonu basın toplantılarında duyamıyorduk.
Her yıl yapılan onlarca transfer ve harcanan milyon dolara ek olarak bir organizasyon yaratma adına harcanan zamanın olumlu anlamda sahaya yansımaması bazı şeyleri eksik yaptığımızı yada hiç yapmadığımızı anlatır türdendi.
Trabzonspor’un Avrupa arenasına çıktığında bütçesinin onda biri büyüklüğünde tabiri caizse köy takımlarına boyun eğmesi oyuncu kalitesi ile, bütçe ile, organizasyon eksikliği ile tek başına anlatmak doğru olmazdı ama ne yazık ki biz bunu Abdullah Avcı’ya anlatamadık, belki de anlamak istemedi.
Türk futbolunda ihtilal yapan Trabzonspor’u özel kılan hiçbir zaman oyuncu kalitesi ya da bütçesi değildi. Trabzonspor’u özel kılan şey takım ruhuydu, arkadaşlıktı, takımdaşlıktı.
Trabzonspor artık Anadolu ihtilalini yarattığı o ruha geri dönmeli diyerek Avcı sonrası taraftarın dileklerini kağıda aktardım. Şimdi geçelim gecenin müsabakasına;
Müsabakaya önde baskı ile başlayan Eyüpspor ilk on dakika daha fazla pozisyona giren taraf oldu. Bu sürede Trabzonspor karşı kaleye gidemedi dersem abartmış olmam. İlk on dakikanın ardından oyunda denge kuruldu ve Trabzonspor’un da ortak olduğu iki tarafa da gidip gelen bir oyun gördük sahada.
İlk yarıdan akılda kalan zayıf gol girişimlerinin de Eyüpspor’a ait olduğunu söyleyebiliriz.
İkinci yarı da müsabaka farklı oynanmadı. Ortaya konulan oyun için orta sıra iki takımın, denk kuvvetlerin mücadelesi diyebiliriz. Takım market değerleri arasında üç dört misli fark iki takımın ortaya koyduğu oyunda kendini göstermedi.
Hatta son pas, şut tercihleri doğru olsa gol yememiz içten bile değildi.
Avcı döneminden aşına olduğumuz yan pas geri pas öylesine takımın ruhuna işlemiş ki kenarda Avcı varmışçasına üretmekten uzak, silik bir oyun gördük sahada.
Velhasılkelam Avcı gitti oyunu kaldı yadigar diyebiliriz.