Her camianın kendine özgü davranış kalıpları ve tepkileri vardır. Galatasaray camiasında Lise faktörü çok etkilidir. Taraftarın ne dediğinden ziyade lise çıkışlı bir grup akil insanın ne dediği daha önemlidir. Bu kitle duygularından ziyade aklıyla hareket eder ve  uzun vadeli planları, stratejileri vardır. Taraftarı kanalize eder, yönetimleri kontrol ederler.

Fenerbahçe camiasında ise bir lider sultası vardır. Kendi alanında lider konumda iş insanları yada  avan kamerası misali nüfuzlu bir grubun etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ali Şen gibi, Aziz Yıldırım gibi güçlü karakterler vardır. Türk futboluna hakim bu insanların camia üzerinde özel bir ağırlığı vardır. Kontrol mekanizması gibi çalışırlar ve duygularından ziyade akıllarıyla hareket ederler.

Beşiktaş kulübünde ise çarşı grubu etkilidir. Çarşı ile ilişkileri iyi olan yönetimler bir nevi dokunulmaz olurlar. Çarşı her ne kadar bir taraftar grubu olsa da yönetim kadrosu itibariyle, örgüt şemasına bakıldığında duygulardan ziyade mantık ve plan dahilinde hareket ettiklerini  görebiliriz.

Trabzonspor’da ise ne bir kişi, ne bir zümre, ne bir grup bu anlamda etkili, nüfuzlu değildir. Bizde işler rakiplerimiz gibi yürümez. Trabzonspor gücünü taraftarından alır. Taraftar mutsuzsa ne hoca kalır, ne yönetim, taraftar mutluysa da ne yönetime kimse dokunabilir nede hocaya..

Fazlasıyla duygusaldırlar. Değişken anlık tepkiler verebilirler ve bu işler bir plan dahilinde yapılmaz.

Trabzonspor taraftarının iki kriterİ vardır birincisi sahada güzel oyun, ikincisi saha dışında adam gibi temsiliyet!!

Geçen sezon ve bu sezon başı itibariyle ortaya konan kötü futbol taraftarın olmazsa olmazı güzel futbol kriterine uymuyordu ve her geçen gün yükselttikleri tepki Avcı'nın istifasına kadar uzandı. Yani Trabzonspor’daki etkin güç kötü gidişe dur dedi, yönetimin yapamadığını yaptı.

Trabzonspor yönetimine de bir nevi sen yapamıyorsan ben yaparım dedi.

 

Yönetim süreci her ne kadar doğru yönetememiş olsa da Avcı sonrası futbolun tüm yetkilerini Şenol Güneş’e bırakarak doğru bir adım attı.

Yılların tecrübesi Şenol Güneş de sanki yıllardır bu günü bekliyormuşçasına radikal hamlelerle hızlı bir başlangıç yaptı. Trabzonspor’un Alex Fergison’u olmaya geldiğini gösterdi. 

96 ruhunun startını verdi sanki. Adı Trabzonspor ile Türk futbol tarihine kazınmış birçok futbol adamını etrafına topladı ve zaman kaybetmeden işe koyuldu.

Bir nevi öze dönüş hereketi başlattı diyebiliriz.

Yeni bir sayfa, yeni bir başlangıç..

Vira bismillah..