Dört günlük Azerbaycan gezisinde bulundum. İş insanı amcaoğlu Sefa Ağırman ve oğlu Önder Ağırman ile birlikte. Bulak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Turan Bulak ile de orada buluştuk.

Birlikte Azerbaycan’ı baştan aşağı dolaşmaya çalıştık.

Bugünkü yazımda da izlenimlerimi aktarmaya çalışacağım.

Kardeş ülke Azerbaycan’ı daha yakından tanıyalım.

Sizlere anlatmaya çalışayım.

Azerbaycan, resmî adıyla Azerbaycan Cumhuriyeti Batı Asya ile Doğu Avrupa’nın kesişim noktası olan Kafkasya’da yer alan bir ülkedir. 

Güney Kafkasya’nın en büyük yüz ölçümüne sahip ülkesi olan Azerbaycan'ın doğusunda Hazar Denizi kuzeyinde Rusya, kuzeybatısında Gürcistan, batısında Ermenistan ve güneyinde İran ile komşudur. Kendisine bağlı olan Nahçivan Özerk Cumhuriyeti'nin ise kuzey ve doğusu Ermenistan ile güneyi ve batısı İran ile çevrilmiştir,

Türkiye ile de 17 km'lik sınırı bulunmaktadır ve bize uzaklığı 1.125 kilometredir.

Azerbaycan 1918 yılında kurulmuştur, ancak iki yıl sonra 1920, 26 Nisan'da Rusya’nın Kızıl Ordusu Azerbaycan'a girmiş, 28 Nisan 1920'de Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuş ve ardından Sovyetler Birliği topraklarına katılmıştır.

Ülkenin tekrar bağımsızlığını kazanması ise 1991'de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla gerçekleşmiştir.

Yüzölçümü 86 bin 400 metre karedir

Nüfusu ise 10 milyon 128 bin

Halkın yüzde 95’i Azeri, geriye kalan kısmıLezgi, Taliş ve Rus’lardan oluşuyor.

Para birimi Manat’tır

Başkenti Bakü’dür.

Bakü demek Azerbaycan demek

7 milyon nüfusu var.

Bakü Azerbaycan’ın kalbidir.

Sadece başkent olmakla kalmayıp ticaretin de merkezidir.

Geriye kalan nüfus Abşeron, Şirvan, Küba, Nahçivan, Kazah, Mil Muğan,  Zengezur, KelbecerLaçin, Şeki, Gence, Lenkeran, Karabağ ve Merkezi Aran gibi bölgesel yerleşim yerlerinde yaşar.

Ekonomik bölge olarak adlandırılan bu yerlerde köy ve mahalleler vardır.

Yönetim şekli Cumhuriyet olmasına karşın şehirleri İcra Hakim’leri yönetiyor. Yani bizdeki Valiler onlarda İcra Hakimi.

Ülkeyi Cumhurbaşkanı-İcra Hakimi ve Muhtarlar yönetiyor

Belediye başkanları var ama hiçbir yetkileri yok sadece göstermelik. Tapu kadastro işleriyle uğraşıyor Görevleri sadece o. Yatırımla, kanalizasyonla, suyla hiçbir işleri yok.

Azerbaycan Petrol ve Doğalgaz zengini bir ülkedir aynı zamanda.

Bugünkü teknoloji ile kanıtlanmış 1,5 milyar ton petrol ve 2,2 trilyon metreküp doğal gaz rezervleri bulunuyor.

Yıllık petrol üretimi 50 milyon ton düzeyindedir.

Ülkede en az 100 yıllık petrol rezervi bulunuyor.

BP, Total ve Statoil gibi şirketler ülkedeki petrol yataklarına hakim.

O kadar petrol ve doğalgazı ile yer altı kaynaklarına sahip olan Azerbaycan’da halk o kadar zengin değil.

Zengini zengin, fakiri fakir, arada kimse yok. Yani bizim gibi orta direk yok.

Asgari ücret 300 manat yani bizim 5 milyon lira civarında.

Onların para birimi olan Manat bizim Türk lirasından daha değerli.

Bir manat 17 Türk lirası ediyor.

Bir dolar 1.69 Manat ediyor, bizdeki gibi 28 bin lira değil.

Ama buna rağmen vatandaşların çoğunluğu yoksul.

 Ülkenin ileri gelen ve söz sahibi olan büyük aileler Aliyev ve Paşayeva sülaleleridir.Zenginlik bakımından da öyle. En zengin iki aile diyebiliriz.

Azerbaycan alt yapı sorununu yüzde 80 seviyelerinde çözmüş. Yol, su elektrik sorunları yoktur.

Özellikle şehir içi ve şehirlerarası yollar muhteşem bir şekilde asfaltlanmıştır. Çoğunu da Türk firmaları yapmış. Şehirlerarası yolda 5 kilometrede bir radar kamerası vardır. Hız sınırına aşırı riayet ederler. Sol şerit sadece sollama esnasında kullanılır bunun dışında araçlar hep sağ şeridi kullanır. Yol boş olduğu halde üst üste üç kameraya sol şeritte yakalanırsanız cezayı yiyorsunuz.

Binaları daha çok Rus’lardan kalma. Yeni mimari örnekleri de Rus mimarisi şeklinde yapılıyor. Otoparkları yok ancak hiçbir dükkanın önünde işgaliye yoktur. Bir kasa bir masa dahi göremezsiniz.

32 yıllık bir geçmişi olan Azerbaycan’da Rusların izleri hala silinememiş, insanların bundan çok da bir rahatsızlığı yok.

Temizlik işlerinde bayanlar çalışıyor. Yani bizim buradaki sokak çöpçülerin işini orada bayanlar yapıyor ve her taraf pırıl pırıldır.

Türkleri çok seviyorlar.

Gardaş deyip sarılıyorlar.

Düşünün bizleri durduran bir Yol Polisi’ne Türk’ün dediğimizde büyük bir hürmet ve saygıda bulundu.

Kültürler arasında küçük farklılıklar yaşansa da Türk, Rus ve İran geleneklerini yaşatıyorlar.

Filistin-İsrail savaşından haberleri bile yok.

Halk, Devlet politikası deyip ilgilenmiyor bile.