Günlerdir içimiz kan ağlayarak izliyoruz olanları. Saldırılar, bir kere daha düşmanın acımasızlığını gösterdi bize. Çoluk çocuk yaşlı hasta demeden halkın nasıl perişan edildiğini! Savaşın ne kötü bir şey, vatan toprağının ne mukaddes olduğunu!
Çanakkale ve bir çok cephede kurtuluş için mücadele veren atalarımızın acılarını, değerini…
Yurtta barış dünyada barış ilkesiyle kurulan Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yılını kutlamaya hazırlanırken oldu bunlar üstelik!
Vicdan sahibi insanların sinir uçları ile oynanarak!
Bir çok ülke insanı sokaklara döküldü.
Çünkü vahşet, aleni ve pervasızca yapılıyor.
Herkes bu kavgaya dahil olsun ve hep birlikte dünyamız bir savaş ortamına girsin gayreti var.
Hazır olun üçüncü dünya savaşına diyorlar.
İnsan olma özelliklerini çoktan kaybetmiş olanlar kendi çıkarları için öldürmeyi hak görüyor.
Tüm bunlar yaşanırken; vatanımızın, Cumhuriyetimizin, önemi bir kez daha anlaşılıyor.
Tüm ülke 100’üncü yaşı kutlamaya hazır.
Elbette Trabzon da…
Çok sayıda etkinlik var.
Bunlardan biri Trabzon Sanatevi’ de.
26, 27, 28 ve 29 Ekim tarih aralığında.
Söyleşiler, imza günleri, karikatür sergisi, şiir dinletisi ve konserlerle…
26 Ekim’de Sanatevi bahçesinde karma karikatür sergisi açılıyor.
Şairler şiiri konuşup, okurlarıyla imza etkinliği gerçekleştirecekler.
Bekir Gerçek, 100. yılda kent kültürü ve yaşamı anlatıyor.
Araştırmacı yazar, Veysel Usta ise Atatürk ve Trabzon’u.
Etkinlikteki üç konserden ilki, Trabzon Liselerinden Yetişenler Kültür ve Dayanışma Derneği Türk sanat müziği korosu solistlerinin.
Diğeri, Trabzon müzik ve halkoyunları Gençlik kulübü Derneği Türk Halk Müziği Korosu’nun.
Sonuncu ise Beyaz Saçlılar orkestrasının.
Kutlama programının finalinde Cumhuriyet resepsiyonu var.
Kutlamalar elbette çok kıymetli. Fakat Cumhuriyetin kazanımlarının farkına varılması, “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Atamızın ne demek istediğinin anlaşılması da bir o kadar önemli.
Atatürk’ün gençliğe hitabesi mesela…
Okul yıllarımda ezbere bildiğim metni oyuncu Nurgül Yeşilçay okumuş.
Ne iyi etmiş.
Bu kez bir öğrenci değil yetişkin olarak bir kez daha dinledim ve okudum Atatürk’ün öğütlerini…
Bu kez kısmen sadeleştirilmiş bir Türkçe ile bir kez daha okumaya ne dersiniz?
Ey Türk Gençliği!
Senin en önemli görevin Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuza dek korumak ve savunmaktır.
Varlığının ve geleceğinin tek temeli budur! Bu temel, yani bağımsızlık ve Cumhuriyet senin en değerli hazinendir!
Gelecekte seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek, içeride ve dışarıda düşmanların olacaktır!
Bir gün ülkenin bağımsızlığını ve Cumhuriyetini savunmak zorunda kalırsan, içinde bununduğun şartlarını düşünmeyeceksin.
Bu şarlar, hiç uygun olmayan bir durumda kendini gösterebilir.
İstiklal ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar; benzeri görülmemiş bir galibiyete ve güce sahip olabilirler.
Zorla ya da hile ile kutsal vatanın bütün şehirleri alınmış, bütün işletmeleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesi işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu koşullardan daha acıklı ve korkunç olanı ise ülkede iktidara sahip olanlar, kandırılmış, doğru yoldan sapmış ve hatta ihanet içinde olabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini; bu işgalcilerin siyasi amaçlarıyla birleştirip düşmanla işbirliği yapmış olabilirler. Halk, yoksulluk ve sıkıntı içinde bitkin ve yorgun düşmüş olabilir.
Ey Türk geleceğinin evladı!
İşte bu durum ve koşullar içinde bile en önemli görevin, Türk bağımsızlığını ce Cumhuriyetini kurtarmaktır.
Muhtaç olduğun güç, damalarındaki asil kanda mevcuttur!