Rahmetli anam adaletsizlikten dem vuracağı zaman ’’ Başı hocanın, döşü hocanın yedi hissede beşi hocanın, kalanında da hakkı var hocanın’’ derdi. Rahmetli bir çok konuda bilge bir kadındı ama futbolda da ondan esinleneceğim kırk yıl geçse aklıma gelmezdi, oda oldu tam oldu diyebiliriz.
Hafta içi Fenerbahçe kulübü hakemlerden şikayet eden bir bildiri yayınladı. Aynı hafta Galatasaray’a karşı lehine bir kırmızı kart ve birde penaltısı es geçilen Fırtına sessizliğini korurken Fenerbahçe’nin mağduriyeti ne olmuş dersiniz? Maç 11 dakika uzaması gerekirken 7 dakika uzamış. Şaka değil gerçekten bundan dolayı bildiri yayınlamış yüzyıllık kulübümüz. Bir Anadolu kulübü böylesine ucuz bir meseleden bildiri yayınlasa talk şovlara malzeme olur, alay konusu olur.
Başı hocanın döşü hocanın dedik ya, işkembeden sallamak olmaz futboldaki İstanbul hegemonyasına dair bir iki örnek vereyim.
Süper lig'in 20 takımından 6'sı İstanbul ekibi, Süper Ligde maç yöneten Üst Klasman 20 hakemden 7 tanesi İstanbul bölgesi, spor programlarında İstanbul takımlarına ayrılan süre toplam sürenin %90'ı, futbola ayrılan bütçenin %70'i 3 İstanbul ekibine ayrılmış ve daha niceleri…..
Peki, bunca ayrıcalığa rağmen Türk futbolun kaymağını yiyen bu imtiyazlı gurup neden hala hakemleri baskı altında tutma ihtiyacı hissediyor derseniz?
Anlamayacak ne var; Olur da hakemler adaletli yönetmek gibi bir hata yaparlarsa diye sopanın gölgesini üzerlerinden eksik etmiyorlar tüm mesele bu..
İşte tam da bu noktada Trabzonspor sahne alıyor. Mağdur olsa da, haksızlığa uğrasa da kabuğuna çekilip ağlamıyor yakaladığı İstanbul takımını, hakemlerden kurtarabildiği kadarını tabiri caizse kenara çekip tokatlıyor.
Neyse yeter bu kadar maç önü diyelim ve geçelim bir başka İstanbul ekibiyle yaşananlara;
Kasımpaşa ligimizin müstesna bir kulübü.Trabzonspor'un istediği Koita'yı TS'ye vermeme adına kadro dışı bırakıp, Thiam'ı Fener'e, Fatih Öztürk'ü Galatasaray'a bedelsiz hibe eden bir kulüp.
Maçın başı itibariyle oynamak isteyen bir Trabzonspor ve oynatmamak üzere şartlanmış bir Kasımpaşa sahada gördük. Öyle ki; ilk 30 dakika her ikili mücadelede kendini yere atan dakikalarca kıvranan bir Kasımpaşalı görmeniz mümkündü.
Zaman zaman Bakasetas ve Nwakaeme ile gollük pozisyonlara girilse de bir türlü skorborda yansımadı. İlk yarı adına Kasımpaşa da Yusuf Erdoğan'ın etkili oyunundan bahsedebiliriz.
İkinci yarıya Fırtına talihsiz bir sakatlıkla başladı. Oyuna girmesinin dakikası dolmadan Abdulkadir Parmak bir adale sakatlığı yaşayarak sahayı acı içinde terk etti. Tam keyifler kaçtı derken Bakasetas sahne aldı ve harika bir vuruşla skoru 1-0'a getirdi.
Golden sonra Bakasetas, Nwakaeme ve Abdülkadir ile girilen birçok gol teşebbüsü kalecinin ellerinde son buldu. Farkı artırıp rakibin direncini kıramayınca da her dakika rakibin nefesini ensemizde hissettik.
3 puanın çok kıymetli olduğu bir haftayı kazasız geçirmek önemliydi. Özellikle Trabzonspor'a bilendiği çok belli bir rakibe karşı. Bizim çocukları 3 puan için, Kasımpaşa'yı da mücadelesinden dolayı tebrik ediyorum ve ekliyorum; Sevgili Kasımpaşa Spor kulübü bu mücadeleye yıl boyu devam ederseniz ligi çok iyi yerde bitirirsiniz, yoksa bazı İstanbul takımlarına yancı olmak dışında bir adım ileri gidemezsiniz..