Eskiden Trabzonspor Beşiktaş maçları öncesi ülkede hayat dururdu. Ülkenin en önemli derbilerinden biriydi Beşiktaş Trabzonspor müsabakaları. Özellikle sahada ortaya konan oyun, mücadele ve gollü geçmesi bakımından bence ülkenin bir numaralı derbisiydi bile diyebiliriz.

Son dönemde bu iki kulübün maddi imkanlarının azalması, lobi faaliyetleri ve  puan cetvelinde gerilere düşmeleriyle bu derbinin itibarı ciddi manada törpüledi. Artık eskisi kadar gündemi meşgul etmiyor, neredeyse sıradan bir maç havasına büründü.

Tüm gözler iki hafta sonra oynanacak Galatasaray Fenerbahçe maçında. Sadece gözler değil Türk futbolunu yönetenlerin de, medyanın da tüm konsantrasyon bu müsabakaya. Çok özel bir müsabaka olacağından ya da yıldız savaşları olarak geçeceğinden değil kaybedenin yine ortalığı savaş alanına çevireceğinden.

Yani keyiften değil korkudan.

Galatasaray ile Fenerbahçe’nin Türk futbolunu nasıl içinden çıkılmaz bir girdaba soktuğunun anlaşılması lazım. Türk futbolunu oyun hamuru misali ezip büzmesinin önüne geçmek açısından Trabzonspor’un her alanda bu mücadelenin içerisinde olma mecburiyeti var. Şanlı tarihlerine yakışır kadrolar kurarak meydanı bunlara bırakmamak Trabzonspor’un menfaatinden ziyade ülke futbolunun bekası için elzem.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde, inşallah Galatasaray Trabzonspor maçında olduğu gibi hakem maçın önüne geçmesin duasıyla tribünde yerimi aldım.

Maça Beşiktaş’ın daha iştahlı başladığını hatta ilk 15 dakikanın mutlaka hakiminin ev sahibi olduğunu söylemeliyim. Bu sürede Uğurcan’ın net bir gol girişimini engellediğini de ekleyelim.

Trabzonspor’un genelde geride rakibi karşıladığı zaman zaman zaman ön alan baskısıyla basit hata kovaladığı bir anda gol basit bir hatadan Banza ile geldi (1-0)

Golden sonra da daha daha fazla topla oynayan tarafın ev sahibi Beşiktaş ama gole daha fazla yaklaşan tarafın ise misafir ekip  Trabzonspor olduğunu söyleyebiliriz.

İkinci yarıya yine Beşiktaş önde baskıyla başladı. İlk yarıdan farklı olarak dönen topları da toplayan Beşiktaş’ın golü bulması gecikmedi ve 10 dakika dolmadan skora denge geldi (1-1).

Golden sonra da Trabzonspor’un reaksiyon veremediğini ve Beşiktaş’ın bir gol daha bularak öne geçtiğini gördük (2-1).

Şenol Hocanın geç gelen müdahaleleri ile biraz kıpırdanan Trabzonspor oyuna tekraren ortak olmayı başarmış gibi gözükse de bunu pozisyon zenginliğine dönüştüremedi.

Şenol hocanın deyimiyle kayıp bir sezonda kayıp bir 3 puan ile geçilen bir hafta oldu.

Geçmiş olsun