2024-25 sezonu Trabzonspor için tam bir şanssızlıklar sezonu oldu. İki hafta üst üste aynı kadro ile sahaya çıkamadık.
Büyük umutlarla transfer edilen Saviç sezon başından bu yana bir var bir yok, müzmin sakat genç Hüseyin’in emekliliği geldi hala bir hayrını göremedik, sezonu kapattı. Yetmedi sezonun en istikrarlı ismi Batagov da sakatlar kervanına eklendi. Stoper bölgesinin orjin oyuncusu diyebileceğimiz devre dişi gibi 3 isim dün kadroda yoktu. Göztepe karşısında tek orjini stoper olan ise sezon başından bu yana iki sakatlık geçiren Serdar Saatçi.
Velhasıl savunma bloğunun revire döndüğü bir sezon yaşıyoruz. Bir lanet var sanki stoper bölgesinde. Lanet demişken Abdullah Avcı’nın “Burası okul bahçesi değil” diyerek kameralar karşısında azarladığı ve takım bulmasını söylediği Rayyan Baniya geldi aklıma. Acaba bir özür mü dilesek kendisinden…..
Hucum hattı da savunmadan farklı sayılmaz lakin oradaki kadro derinliği durumu idare edebilecek türden. Büyük umutlarla geri getirilen N’wakaeme 3 maç üst üste maça çıkamadı, Deraguş bir sakatlandı pir sakatlandı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de sezonun en büyük şansı golcü Simon Banza’da kart cezalısı.
Yani neresinden bakarsanız bakın bir antrenör için tam bir kabus maçı. Bir hafta önce üzerine oyun kurguladığınız oyuncu bir hafta sonra yok. Ne oyuncuyu geliştirmeye zaman bulabiliyorsunuz ne de oyunu.
Tüm bu problemlerin Hoca da farkında ki maça temkinli bir oyun başlangıcı yaptığını, savunma güvenliğini ön planda tuttuğunu maç başında gördük, şahit olduk. Bu süre iki taraf için de oyunun dengede olduğunu, hatta sıkıcı olduğunu söyleyebiliriz. Takımın tecrübeli isimlerinden Visca’nın tecrübesine yakışmayacak bir penaltıya sebep olmasıyla Trabzonspor 1-0 geri düşmesi bana göre oyunun kırılma anı oldu.
Trabzonspor’un yenik duruma düşmesiyle kontrol oyunu yerini tempo oyununa bıraktı.
Gol Mustafa Eskihellaç’ın 70 metre sürdüğü topu Zubkov ile buluşturması sonrası geldi (1-1). Golden sonra birçok gollük pozisyonu harcadık dersem abartmış olmam. Özellikle altıpas üzerinde Enis Destan’ın kaleciye nişanladığı top önemli bir gol şansıydı, değerlendiremedik.
İlk yarı özellikle oyun anlamında bunca eksiğin olduğu bir maç için bence geçer not aldı.
İkinci yarıya ilk yarı başladığı onbirle başladı Fatih Hoca. İstek, arzu, tempo ve aksiyon anlamında göz doldursa da kalite eksiği gözden kaçmadı. Fatih Hocanın ard arda müdahaleleri ile ayakta kalan Bordo Mavili oyuncular gole daha fazla yaklaşan taraf olsa da bir türlü gole nail olamadı.
Oyuncuların bir haftada bunca eksiğe rağmen siyahtan beyaza bir değişim yaşayamayacağı doğası gereği olsa da Fatih Hocanın dokunuşlarına da şatit olmadık dersem yalan olur.
Oyunun Uğurcan üzerinden ve geride kurulması, Stoperlerin ayağa paslarla topu oyuna sokması gibi birçok dokunuşu sahada gördük lakin bu iş öyle bir günde olacak iş değil.
Zaman lazım, sabır lazım, destek lazım!!