Başta Fenerbahçe ve  Galatasaray  karşılaşmaları olmak üzere kazanacak futbol oynayıp öne geçtiği maçlarda hakem facialarının yanında uzatma dakikalarında yediği gollerle mağlup olup ya da berabere kalarak hem puan hem de moral  motivasyon açısından dip yapan Trabzonspor’un ilacı güneyden geldi.

İlk olarak Ziraat Türkiye Kupası grup maçında Papara Park’ta karşılaştığı Alanyaspor’u 3-0 mağlup edip ardından kendisine her zaman ters gelen Antalyaspor’u da ligde 5-0 la hezimete uğratan Bordo-Mavililer sadece 3 puan almakla kalmadı, başkanından, yönetimine ,taraftarından teknik direktörüne ve futbolcusuna kadar derin bir ‘Oohh’ çekerek kendisine geldi.

Yani bu maçın kazancı puandan çok fazla oldu.

Öncelikle teknik direktör Şenol Güneş için başlayan homurdanmalar sona erdi.

‘Yaşlandı, çağdışı kaldı, futbolcularla iletişim kuramıyor. Avcı gitti de ne oldu?

 O’nun zamanında yana geriye oynuyorduk ama  hiç olmazsa puan alıyorduk’ diyenler sustu..

Arkasında bıraktığı  büyük enkaza rağmen bir kahraman edasıyla sağda solda boy gösterip  ‘ ‘Trabzonspor’un kadrosu yeterli ama bu bir sistem işi’ diyerek ahkam kesenler de sindi!..

Ve de santrayı geçtiği için kulübeden fırça yiyen sağbekler  artık kafayla ayakla golleri sıralamaya başladı.

23 yaşındaki Pedro biri kafayla ikisi ayakla attığı 3 golle  Türkiye profesyonel lig tarihinde, hat trick yapan ilk sağbek olarak  hem tarihe geçti  hem de  Portekiz milli takımına göz kırptı.

Oysa Mehmet Can’lar, Hatta Yusuf Sarı’lar  yana geriye  oynamak yerine rakip kaleye aktıkları için taca atılmıştı kısa süre önce..

 ***

Ve de Trabzonspor’un futbolu, kadro yetersizliğinin yanında sakatlıklar ve formsuzluklar nedeniyle  yaşanan  aksaklıklara rağmen ağır Ege havalarından yeniden hızlı horona döndü..

Lay,lay,loom  gitti, ha uşak ha hızlı horonu geri geldi.

Futbolda elbette hiçbir maç oynanmadan kazanılmaz ama bazı şeyler de kendisini beli eder.

Buna göre Trabzonspor bu havayla Pazartesi günü Papara Park’ta karşılaşacağı Sivasspor’u da yenip üst gurubun arkasına takılır.

Ara transferde banko oynayacak  fazla değil 2-3 oyunu da alabilirse hem Ziraat Türkiye Kupası, hem da Avrupa hedefi için iddialı hale gelir.

Bu da bu sezon için yeterlidir.

Yani enseyi karatmak için sebep yoktur.

Söz konusu Trabzonspor’sa umut her zaman çoktur.

Zaten Trabzonspor’dan başa bişemiz de yoktur!..

Beyin ile kalite 

Trabzonspor’un güzelleşip sonuç almaya başlayan futbolunda pek çok etmen vardır ancak bence bunların başında Nwakaeme ile Vişça gibi çok kaliteli iki ismin ritimlerini bulmaları olmuştur.

Bırakılmasını eleştirdiğimiz gibi iki yıl sonra 35 yaşında hem de sakatken geri alınmasını  da doğru bulmamıştık bu Nwakaeme’nin.

Bir kez daha gördük ki  aslolan kalitedir.

Bu da Nwakaeme’de fazlasıyla vardır.

Öyle ki  sahada dursun yeter.

Varlığı bile yetiyor.

Bunun yanında  ikinci yarı için takımda düşünülmediği ve Başakşehir’e gideceği söylenen Vişça’da  teknik direktör Şenol Güneş’in bir yıl daha kalmasını istemesinden sonra  tam anlamıyla coşup  eski günlerinden pasajlar sundu Antalya maçında.

Ve futbol hayatında 3. kez bir maçta  3 asist yaptı.

Haliyle  1 yıllık daha mukaveleyi kaptı.

Ne diyelim;

Yakışır, hayırlı olsun..

**

Heba edersen şansları vurursun kafana taşları!

Herkesin okuduğu liseyi saymazsak insanlar 6 yılda doktor oluyor.

Elbette istisnalar hariç ama ama alt yapılarda yıllarca  eğitim ve emek verilen  çoğunluk  neredeyse  10 yılda beceripte futbolcu olamıyor.

Ya bu çocuklar  A takıma alındıklarında ‘Biz artık olduk’ sanıyorlar..

Ya da,  başta en  yakın çevreleri olmak üzere dost-arkadaş  sandıklarının ’En iyisi sensin ama hoca senin hakkını yiyor’ sözlerine kanıyorlar..

Ve tabi soluğu kapı önünde alıyorlar!..

Çünkü buldukları şansları bol keseden heba ediyorlar.

Aldıkları topları  ha bire yana , geriye  verip güya hata yapmıyorlar.

Belki hata yapmıyorlar ama , hiç bir şey de yapmayarak göze giremiyorlar.

Kimseye’ Bu çocuk kimdir ya, bu bizde  banko oynar’ dedirtemiyorlar.

Ve tabi bir süre sonunda Trabzonspor’dan ayrılmak zorunda kalıp büyük bir boşluğa

düşüyorlar..

Herşey ortada zaten.

Gittikleri 2.3. Lig  takımlarında bile  zar-zor ancak oynayabiliyorlar.

Bir tanesi de ‘Yahu  biz  bu çocuğu nasıl bıraktık ’dedirtemiyor.

İnsan düşünmeden edemiyor;

Acaba yanlış isimlere mi şans veriliyor. Bu çocukların yerinde başkaları olsa yırtarlar mıydı?

Bu yüzden bence Trabzonspor’un son yıllarda yaptığı en isabetli işlerden biri 14 yaşında girdiği altyapının bütün kademelerinden geçerek 6 sı Lig şampiyonluğu olmak üzere tam 18 kupa kaldıran Güngör Şahinkaya’ nın Trabzonspor Akademisinin başına getirilmesidir.