Türkiye’de havalimanları ne üzücüdür ki iç politikada polemik konusu olmaya devam ediyor. Son 20 yıla baktığımda
Atatürk Havalimanı’nın kapatılarak uzak bir yere İstanbul Havalimanı’nın yapılması, Kütahya’da kurulan Zafer Havalimanı’nın özelleştirmeye dahil edilerek, işletmeci IC firmasına yolcu garantisi verilmesi ve devletin zarara uğratılması, Adana Havalimanı’nın ticari uçuşlara kapatılarak yerine, yine yolcu garantili, Mersinlileri de mutlu etmeyen Çukurova Havalimanı’nın hizmete girmesi hep tartışma konusu.
Siyasi muhalefetin, iktidarı suçlama argümanlarından bir olan ‘her yere havalimanı yapma’ iddası gerçekten doğru mudur, bu konuya bir bakalım.
Türkiye, 783 bin 562 kilometrelik bir yüzölçümüne sahip geniş ve ulaşımı zorlu bir coğrafya üzerinde kurulu.
Devlet adına havalimanlarını işleten Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin verilerine göre 81 ilimizin 53’ünde bir ve birden fazla toplam 62 meydan var.
(Artvin, Ordu, Mersin bu sayıya dahil)
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Türkiye’da sadece sivil hava trafiğine açık 13 meydan var.
Sayısı 59 olan sivil havalimanlarımızın yalnız 37’si uluslararası uçuşlara açık olup, 18’i de askerî amaçla kullanılıyor.
Savunma Sanayii Başkanlığı’na ait Sabiha Gökçen, Anadolu Üniversitesi malı olan Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı, Özel İdarelere ait Alanya Gazipaşa ve Zonguldak Çaycuma Havalimanı’nın yanı sıra Hezarfen (İst) Samsun, Görükle (Bursa), Çıldır (Aydın), Ankara Etimesgut, Antalya Karain, İzmir Selçuk Efes gibi yerlerde de havaalanları bulunmaktadır. 2002 yılında iktidara geldiğinde kapattığı Sivas, Tokat, Aydın Çıldır, Uşak, Çanakkale ve Balıkesir meydanlarını daha sonra açan Ak Parti iktidarı, her fırsatta “Biz iktidara geldiğimizde 26 havalimanı vardı, şimdi (Çukurova ile) 59 havalimanımız oldu” diyerek her fırsatta övünüyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu ise “2053 hedeflerimiz kapsamında mevcutta 59 olan aktif havalimanı sayımızı da 61’e çıkaracağız" derken 30 yıl gibi çok uzak bir tarih için sadece dört yeni meydan yapılacak demesi çok garip.
Türkiye’de 81 vilayetin şu anda tam 27’sinde havalimanı bulunmamakta.
Bu sayıların övünmek için yeterli olup, olmadığına bakmadan, dönüp dünya ülkeleri ne durumdadır ona bakalım.
Kısaca (ACI) denilen Uluslararası Havalimanları Konseyi, dünyada 171 ülkede bin 925 nitelikli havalimanını üyelerinin işlettiğini belirtmekte.
İstatistikler ABD’de irili ufaklı 50 bine yakın havalimanı veya havaalanının bulunduğunu, yüz ölçümü 385 bin kilometre kare olan Norveç’in bile 98 havalimanı olduğunu hatırlatmakta fayda var sanıyorum. Havalimanı ve havaalanı sayısının Türkiye’de 120’yı bile bulmadığını ve listenin 58’inci sırasında yer aldığımızı da belirtelim.
Türkiye'deki havalimanlarında 2023 yılında ağırlanan 104 milyon 725 bin yolcunun yüzde 55'i, iç ve dış hat yolcusu olarak İstanbul’dan farklı yerlere seyahat ettiğini bilmenin bize öğrettiği bir gerçek var ki, Anadolu’da 80 vilayet bu sayının yarısı kadar bile uçamıyor. Aynı dönemde 819 bin uçak seferinin yüzde 47’si de yine İstanbul meydanlarından yapılıyor. Ne yazık ki Anadolu’da yaşayan on milyonlarca insan, ya hiç uçamıyor, ya da çok az uçuyor. Az gelişmiş ve vatandaşının alım gücü düşük olan bütün ülkelerde, havalimanı sayısının fazla oluşunun uçan yolcu sayısını olumlu bir şekilde etkilemediğini biliyoruz. Bu nedenle çok havalimanı yapmanın da, herkesi uçurmaya yönelik bir faydası olmaz.
“Her vilayete bir havalimanı” şiarıyla yola çıkan geçmiş siyasi iktidarlar, 100 yıllık Cumhuriyet’in ilk 50 yılda yaptığı 26 havalimanı ikinci 50 yılda zor yaptı.
Büyük ve yolcu garantili havalimanları yerine küçük ve işlevsel bölgesel alan yapıp, büyük uçaklar yerine bölgesel küçük uçakları devreye sokmalıyız.
Sözün özü, bu kadar meydan ve bu kadar büyük uçak yeter de artar bile.
Siz daha çok insanı uçurmaya bakın.
Mutlu yarınlar Türkiyem.
musaalioğ[email protected]