Geçen hafta kaleme aldığım “SON DÜZLÜK” başlıklı makalemde Süper Lig’de kalan 8 haftayı SON DÜZLÜK olarak nitelendirip kurtlar sofrasına benzetmiştim.
 
Aradan geçen kısa zaman üzülerek belirtmek isterim ki beni tümüyle haklı çıkarttı.
Hatta ben az söylemişim bile dedirtti.
 
Hafta başında Sosa ile başlayan menajer oyunları bir diğer sözleşmesi bitme noktasında olan Novak ile zirveye çıktı.
 
Menajerlerin manipüle ettiği medyanın gazı ile sosyal medyada kopartılan kıyamet sonrasında kontrolden çıkan olaylar futbolcu ailelerini rahatsız etmeye, hatta tehdit etmeye kadar vardı.
 
İşler daha fazla içinden çıkılamaz bir hal almadan Başkan Ahmet Ağaoğlu, Kaptan SOSA’yı da yanına alarak apar topar bir basın toplantısı düzenlemek zorunda kaldı.
 
Toplantıda olayları yargıya taşıdıklarını, kulübün ve oyuncuların huzurunu kimsenin bozmasına müsaade etmeyeceklerini deklare ederek tabiri caizse camiaya bir nefes aldırdı.
 
Tam oh bee artık futbola dönebiliriz derken UEFA’dan gelen 1 yıl Avrupa'dan men cezası Trabzonspor camiasına bomba gibi düştü.
 
Tabi hemen ne oluyor, ne bitiyor anlayalım diye Twitter, web sayfası, blog, vs. bıraktım kendimi internetin engin dünyasına.
 
Lakin her kafadan bir ses.
 
Cezayı veren İsviçre merkezli UEFA olunca orijinal metin de haliyle İngilizce oluyor.
 
Türkçe çevirilerine bakalım diye bir miktar mesai de harcayınca gördüm ki;  Birisi bir türlü, bir başkası başka türlü çeviriyor kısacık metni...
 
20 yıl geriden gelen teknik üniversiteden kalma İngilizcem ile meseleyi daha da içinden çıkılmaz bir hale sokmamak adına sevgili yeğenimin desteğine başvurdum.
 
Galatasaray Üniversitesi’nde Yüksek Lisansını İngilizce olarak vermiş, şu anda da Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde Öğretim Görevlisi olarak görev yapan zehir gibi bir delikanlı.
 
Galatasaray ile yarıştığımız bir süreçte Galatasaray Üniversitesi’nde tahsilini tamamlamış bir gençten faydalanmak da ayrı bir ironi...
 
Aslına uygun çevrilen metni dikkatle okuduğumuzda cezanın  3 ana kısımdan oluştuğu anlaşılıyor;
İlk önce İhlalin tespit edildiği tarih vurgulanıyor; “5 Temmuz 2019 tarihinde Trabzonspor’un kar zarar yükümlülüklerini yerine getiremediğini tespit etmiştir” deniyor.
 
İkinci olarak da hatanın doğru zamanda tespit edilmesi halinde tedavi edilebileceğini vurgulanıyor; “Kulübün, 2019 mali yılı finansal sonuçları bağlamında belirlenen hedeflere ulaşması durumunda ceza uygulanmayacaktır” deniliyor.
En son olarak da güncel bir değerlendirme yapılarak “Kurul yapmış olduğu güncel değerlendirme neticesinde Trabzonspor’un 2019 mali yılı için belirlenen hedefleri gerçekleştirme noktasında başarısız olduğuna karar verilmiştir” notu ile ceza kesiliyor.
 
Özetle UEFA; Biz İhlali 5 Temmuz 2019’da gördük, Yıl sonuna kadar düzeltebilirdiniz ama düzeltmediniz diyor ve cezayı kestik diyor.
 
TFF Başkanı Nihat Özdemir’in “Biz 4-5 aydır Trabzonspor'la bu süreci beraber yürütüyorduk. TFF'den Finanstan Sorumlu Gen.Sek. Yrd. Nevra Özhatay da sürekli TS profesyonelleriyle birlikte hareket etti, İsviçre'ye de birlikte gittiler.’’ sözleri TFF ve Trabzonspor’un iş işten geçtikten sonra haberdar olduğunu, düzeltmek için birlikte mesai harcadıklarını göstermektedir.
 
Burada aklımıza can alıcı bir soru geliyor. 5 Temmuz 2019’da tespit edilen İHLAL Trabzonspor Kulübüne zamanında bildirilmiş midir?
 
Eğer bu bilgi Türkiye sınırlarından içerisine zamanında girmediyse, UEFA’da evrakı kimlerin ne amaçla geciktirdiği bulunmalı ve gerekli yargı yolu izlenmelidir.
 
Ama eğer bu bilgi zamanında kulübe ulaştı ve kulüp profesyonelleri doğru değerlendiremedi ve başkanı bilgilendirmedi ise o zaman sorumluları mutlaka bedelini ödemelidir.
Kimsenin bizim hayallerimizi yıkmaya hakkı yok!!