Temel;
-Şeytan Bey ben cehenneme düştüm ama bunda bir yanlışlık olabilir mi acaba?
Şeytan cevap verir
-Ne gibi bir yanlışlık
-Ben ramazanda kandil gecelerinde çocuklara, gofret, şeker, bisküvi hatta çikolata dağıtmıştım. Cennette olmam lazım. Ama buna rağmen Cehenneme düştüm, bir yanlışlık var sanırım.
Şeytan gülümseyerek;
-Vaaa çok hayırlı işler yapmışsın aslında… Gofret, şeker dağıtmıştınız… Gerçekten bu çok önemli bir detay nasıl gözden kaçmış olabilirler.
-Yaa ben de ona şaşırıyorum işte dedi Temel,
Şeytan devam etti
-Yani bu verdiğiniz bilgiler cennet ve cehennem için bütün dengeleri değiştirir.
Temel “O kadar diyorsunuz yani”
Şeytan, “Evet evet. Her halde yani. Peki, dağıttığınız gofret ve bisküviler kremalı mıydı yoksa çift kremalı mıydı? Çikolata fındıklı mı veya Antep fıstıklı mıydı?
-Hepsi çift kremalıydı Şeytan Bey
-Hımmm, yani çift kremalı dağıtmışsanız sizin o zaman cennette peygamberlere yakın bir yerde falan olmanız gerekiyordu. Buraya niye düştünüz ki. Bu işte bir yanlışlık olması lazım. Bence sen en iyisi mi gidip Melek’lerle bir görüşün”
-Bence de… Peki, tamam Şeytan Bey, ben meleklerle görüşmeye gideyim o zaman.”
Bizim hayırsever (!) Temel, Meleklerin yanına gider.
-Sayın Melekler ben cehenneme düştüm ama bu işte bir yanlışlık olduğunu sanıyorum. Zaten bana da öyle söylediler.
-Nasıl, ne gibi bir yanlışlık acaba diye sorar Melek,
Temel, “Ya ben bütün kandil gecelerinde, ramazan ayında camilerdeki çocuklara, gofret, şeker, bisküvi hatta çikolata dağıttım. Üstelik çift kremalıydı. Benim Cennete peygamberlere yakın bir yerde olmam gerekiyordu yani. Niye Cehenneme gönderildim ki. Öyle diyorlar.
-Melek sorar
“Kim diyor bunu size”
-Eeee… Şeytan bey dedi,
-.Haa anladım. Siz hayatınız boyunca dedikodu yapın, faiz alın, kul hakkı yiyin, hırsızlık yapın, rüşvet yiyin, yetim hakkı yiyin sonra da çocuklara gofret ve birkaç çikolata dağıtıp cennete gideceğinizi mi sanıyorsunuz. Buna inanmanıza mı şaşırayım, yoksa ahirette bile hala Şeytanın laflarına inanmanıza mı şaşırayım” dedi Melek.
Hikâye bu işte
Bu hikâye, insanın yaptığı küçük iyiliklerle büyük günahlarını örtmeyeceklerini anlatan güzel bir ders niteliğindedir.
Temel, hayatı boyunca birçok yanlış yapmış olmasına rağmen, sadece çocuklara gofret ve çikolata dağıttığı için cenneti hak ettiğini düşünüyor.
Ancak Melek'in verdiği cevap, bu yanılgısının ne kadar büyük olduğu gösteriyor.
Günümüzde de benzer bir düşünceye kapılan insanlar var.
Çoğu kişi, dini ve mali sorumluluklarını yerine getirmekten, birkaç küçük iyilik yaparak kendini temizlediğini sanıyor.
Oysaki gerçekten iyi bir insan olmak, yalnızca belirli zamanlarda yapılan gösterişli hayır işlerinden ibaret değildir.
Asıl mesele, hayat boyunca dürüst, adil ve vicdanlı olabilmektir.
İnsanlar, yanlışlarını haklı çıkarmak için gerekçeler üretmeye ve kendilerini kandırmaya eğilimlidirler.
Gerçek iyilik ve iyilik, gösteriş için değil, samimiyetle yapılmalıdır. Küçük bir iyilik, büyük hataları örtmeye yetmez.
Sonuç olarak, herkesin hikâyesinden kendine düşen payı almalı.
Kendi hatalarımızı görmezden gelip, küçük iyiliklerle bunları hızlı sürdürebileceğimizi sanmak en büyük yanılgılardan biridir.
Ahirette bile Şeytan'ın kandırmalarına inanmamak için dünyada doğru ve adil işler yapmalıyız.