Ülkenin ağır gündemi en çok onları etkiledi. Virüs geldi, okullarından yurtlarından oldular. Eğitimleri ağır aksak, yarım yamalak devam etti. Henüz mesleğe atılan gençler, ‘Pandemide uzaktan eğitim mi gördün’ şakalarına maruz kaldılar.
Deprem oldu yine eğitime ara verildi. Yine tasını tarağını toplayıp evlerine döndüler bu kez depremzedelere bıraktılar yurtlarını…
Uzaktan eğitim, isteğe bağlı okula devam etme şekline dönüştü. Tüm bu baş döndürücü süreçlere maruz kalanlar, genç çocuklar, genç öğrenciler oldu.
Uzatan eğitim demek, dijital ortama iyiden iyiye dahil olmak demek. İyiden iyiye diyorum çünkü onlar sanal ortamın tam da merkezinde yer alıyorlar. Vakitlerinin çoğu orada geçiyor zaten. Oyunlar, sohbetler dış dünyadan izole ediyor onları.
O dünya öyle büyüleyici, öyle içene çekiyor ki onları, yemek yemeği bile unutuyorlar. Zorla yemek masasına geliyor bir iki cümle etmeden haydi bilgisayar, tablet başına. Aile iletişimi kör topal ilerliyor. Çocuklarına temas edemeyen ebeveynler, ‘Z’ kuşağı, hepsi böyle deyip avuntu cümleleri kuruyorlar… Sanal dünyanın içinde aileler yok, çeşitli akımlar, karmakarışık bir bilgi ağı, hayranlık duydukları müzik gurupları var.
Bunlardan en yaygın olanı, Güney Kore’de, K-Pop yapan şarkıcılar. Sadece bizde değil tüm dünyada böyle bir akım var. Adı da ‘Hallyu’. Cinsiyetsiz bir erkek pop gurubu var mesela, toplumsal cinsiyet normlarına aykırı davranıyorlar. Giydiklerinden, fiziksel görünümünden bağımsız olarak, istediğin gibi ol mesajı veriyorlar. Kadın mı erkek mi tam kestirilemeyen güzel yüzlü gençler!
Dünya modası da boş durmuyor ‘cinsiyetsiz’ kıyafetlerden oluşan çocuk giyim koleksiyonu hazırlıyor. Çocuklarını, cinsiyet yönelimi ve kimlik baskısı yapmadan, büyütmek istediğini açıklayan Hollywood ünlüleri de cabası…
Bizde ise geçtiğimiz yaz, çok köklü bir üniversite hocasının açıklamaları soğuk duş etkisi yapmıştı. Diyordu ki hoca; ‘ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 6 bin 700 kişi cinsiyet değiştirmek için sıra bekliyor.’ Fakülte açılma yapıyor: Rakkamlar, gerçeğin çok üzerinde…
Bu açılama yüreklere ne kadar su serpti bilemem…
Halil Cibran dizelerini bilirim: Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil/ Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları/ Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler/Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller…’