Eskiden siyaseti çok severdim. Sonra parti arası geçişler, yeni oluşumlar ve ittifaklar derken aktif olarak takip etmeyi bıraktım. Politikanın yalan, siyasetin de milleti kandırıp oyalamanın farklı bir taktiği olduğu gerçeğine geç de olsa karar verdim.
Fakat 28 Şubat mağduru biri olarak yine de ister istemez kopamıyorum, bir taraftan yeni gelişmeler olur mu diye de takip ediyorum. Nasıl takip etmeyeyim ki? En tepeden en dibe kadar her alanda etkili ve yetkili siyaset kurumu değil mi?
En etkisiz dernek kuruluşunda bile acaba hangi tarafa daha yakın sorusu akıllara düşmüyor mu? Her neyse, ben yine de siyasete inancını yitirmiş biri olarak takip etmeye maalesef istemesem de devam ediyorum.
Bu yazımda yılların partisi, iktidar yorgunu, Ak Partiye biraz değinmek istedim doğrusu. Ankara’da yaptığı son kongre ile beraber yeni bir oluşumla yine karşımızda. 8.Olağan Büyük Kongre ile partide yeni merkez yürütme kurulu üyeleri belirlendi.
Nedendir bilmem sürekli bir değişiklik beklentisi içerisinde olma hasebiyle baktığım MKYK listesinde doğrusu pek bir değişiklik görmedim. Tabiri caizse “Eskilerin yenisi” yine iş başında bir de diğer partilerden yapılan transferler var.
Partiye yıllarca emek verenler bir tarafa, nerede bir topçu popçu gibi devşirme siyaseti yapanlar bir tarafta. Partiler arası transferler esasen hiç içime sinmezken bir de bunları sanki partide başka emektar ve tecrübeli adamlar kalmamışçasına MKYK’da değerlendirmek “Değişim” adı altında olduysa vay bu “Değişimin” haline!
Reis her türlü işini bilir elbet ama partide beklenen değişim en baştan en dibe kadar olmadı kanaatindeyim. Sadece kaybedilen oyların faturası Erkan Kandemir’e kesilmiş gibi gözüküyor. Ekonominin düzelmediği, İsrail’in gün geçtikçe sınırımıza yaklaştığı şu ortamda, diploma savaşı ile diploması savaşlarının yaşanmasını izlemek kaderimiz olmasa gerek.
Uzun zamandır düşünüyorum şu kanıya vardım. Ne iktidar tam olarak sahada olmak istiyor ne de muhalefet gerçek anlamda iktidar olmak istiyor. Muhalefet hükümete rakı hesabı üzerinden yüklenene kadar temel gıda hesabı üzerinden yüklense belki de piyasada bu kadar fahiş zam yapan olmazdı.
Şimdi sırada kabine değişikliği var. Kim olursa olsun parti ayrımı yapmaksızın millet artık yarasına merhem olanı da tuz basanı da unutmuyor bir kenara not ediyor. Geldi mübarek Ramazan ayı, açların hâlinden fakirin halinden inşallah bir nebze olsun anlarız. Şimdiden herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum.
Sözlerime son verirken, vicdanı ve imkânı olanlar için her yazımda hatırlatıyorum, deprem ve deprem bölgesindekileri ne olur unutmayın, her daim hatırlayın. Gazze’de şimdilik sözde ateşkes olsa da unutma, unutturma! Sağlıcakla kalın.