Gün Gelir Valizini Toplar Gider
 
Şu Trabzonspor'un çetrefilli aritmetiği inanın beyin çürütür. Neden derseniz; örneğin Nwakaeme... İyi futbolcu, amenna. Trabzonspor'a geldiği günden bu yana katkılar yaptı. Zaman zaman şova dönük futboluyla alkışlandı. Rakip takımların baş belası oldu. Trabzonspor'la 900 bin euro gibi cüzi bir rakam karşılığında el sıkışmıştı. Şimdilerde fiyatını yaklaşık ikiye katladı. Değeri 1 milyon 600 bin euro oldu. Gözümüz yok. Trabzonspor'a kim katkı yapıyorsa aldığı para helali hoş olsun.

Nwakaeme'yi tartıya çıkarırsak 10 gol ve 10 asistlik performansının karşılığında maaşına ekstradan 115 bin euro eklendiğini görüyoruz. Yani katkı artı değer artışı formülü devreye girmiş. Oysa biz Burak Yılmaz'a kızıyorduk, oynadığı maçlardan, attığı gollerden, hatta verdiği paslarda para almasına içerliyorduk. Şimdi yönetime soruyorum: Yerlinin yerlileri Abdülkadir Ömür, Abdulkadir Parmak ve Uğurcan Çakır gibi takıma katkıları yadsınamaz futbolcularla neden böyle bir anlaşma yapmadınız? Veya bu 115 bin euroyu BAL (Bölgesel Amatör Lig)'dan amatör kümeye gitmekte olan 1461 futbol takımına harcayıp yıldız adayı futbolcu hasadına neden başlamadınız? Dedim ya kafa çürütür bu aritmetik. Ama bilinmeli ki elin oğlu gün gelir valizini toplayıp gittiğinde arkasını sizin burun kıvırıp para vermeye kıyamadığınız öz evlatlar toplar. Size de koca bir pişmanlık kalır.
 
Sturridge Kamburundan Zararla Kurtardık
 
Yetenekli adamı severim, adamsa...
Trabzonspor yönetiminin sezon başında Sturridge'i transfer etmesi ciddi bir hatadır.
Hatta, onu transfer etmek ayağına kurşun sıkmaktı.
Trabzonspor yönetimi bunu anlamadı.
Yönetim macera peşinde koştu.
Bir ay boyunca İngiliz oyuncu ile Amerika'da pazarlık yaptı. Sonunda Sturridge'i Trabzon'a getirdi.
Sturridge'i getirirken taraftarlar da havalimanına koştu.
"En büyük yönetim başka büyük yok."

"Bravo yönetime dünyaca ünlü futbolcuyu aldı" gibi slagonlar atıldı.
Sturridge bırakılırken taraftarlar bu kez ‘brova yönetim’ dedi.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir, şimdiye kadar Sturridge'i uzaktan tanıyorduk.
Kaptan Sosa bile bu konuda yönetimle konuştu..
Sturridge'in idmanlara çıkmadığını, takıma huzursuzluk verdiğini, disiplinsizlik yaptığını söyledi.
Hep ön yargılı baktım ona! Kafasına göre idmana çıktı, aklına ne esiyorsa onu yapıyordu.
Mükemmel bir yetenek olup hakkını vermeyen bir futbolcu idi.
Sonunda o da bavulunu topladı ülkesinin yolunu tuttu.
Trabzonspor çok büyük bir hapisten böylece kurtulmuş oldu.
Ama ne kurtulma!
Trabzonspor Sturridge'den kurtulurken büyük de zarara uğradı, uğratıldı!
Sekiz ay süre içerisinde İngiliz oyuncuya 3 milyon Euro'ya yakın bir para ödendi. (Türk parası olarak yaklaşık 20 trilyon) Bu zararın bedelini kim ödeyecek?
Bizim taraftarımız bir yılan dansına kandırıldı.
Sturridge gitti.
Bundan sonra yılan dansını çok sevdiği Amerika'nın Miami takımında yapacak.
Sturridge ve menajerinin aldığı para yanlarına kar kaldı.
Olan Trabzonspor'a oldu!
Peki bu futbolcuyu transferde karar verici olan ve sorumlu olan Başkan Ağaoğlu ve yönetim bunun hesabını vermeyecek mi?
 
Sturridge Kim?
 
Trabzon İdmanocağı’nda yetişen, Ankara PTT, Ankaragücü ve A Milli Takımda forma giyen Trabzon’un efsane oyuncularından Köksal Mesci ile Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nde samimi bir sohbet yaptım. Mesci, kısa ve öz olarak Trabzon futbolunu anlattı.
Söz Mesci ’ye, “Sturridge gönderilmiş” dedik O da “Sturridge kim? Trabzonspor’da oynadı mı? Asist yapsan da gol atamıyorsan ne olacak?”
Brezilya’da Rio ne ise Türkiye’de Trabzon futbolda bir numara. Trabzon futbolunun kültürü senelere dayanır. İdmanocağı, İdmangücü ve Necmiati. Karadeniz insanı hedefsiz işlere bel bağlamaz. Hedef yoksa başarı yoktur.
 
Terim’in Pinokyosu!
 
İşte Türk futbolunun gülünecek hali. Geçen hafta sonu Ankara’da oynanan maçta Galatasaray, Gençlerbirliği’ni 3-0 mağlup etti. Gençlerbirliği’nin teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu’nun Galatasaraylı olduğunu bu ülkede herhalde bilmeyen yok.

Maçtan sonra iki takımın teknik direktörleri Fatih Terim ve Hamza Hamzaoğlu birlikte basın toplantısı yaptılar. 3 puan kazanan takımın antrenörü çok memnun. Yenilen hoca ise gülücükler dağıtıyor. Başkent ekibinin merhum başkanı İlhan Cavcav da iyi bir Galatasaray’lıydı. Rahmetli Cavcav Yılmaz Vural'la sözleşme yapmıştı. Bir saat içinde şovmen Vural'ı kapaya koymuştu. Hayatta olsa Hamza’yı anında kapı önüne koyardı.
 
40.Uluslararası Trabzon Maratonu Bu Yıl Bir Başkaydı
 
1981 yılında ilk kez düzenlenen Trabzon Maratonu 1988’de Ulusal ve 1989 yılından itibaren de Uluslararası Yarı Maraton olarak koşulmaya başlamış ve her yıl yurt içi ve yurt dışından yüzlerce sporcunun katılımıyla ülkemizin Uluslararası spor takviminde önemli bir yer almıştır. Spora verdiği değer ve yetiştirdiği sporcularla sürekli gündemde olan şehrimizin bu önemli organizasyonunda mücadele eden her yaştan erkek ve bayan katılımcılar şehrimiz de atletizme olan ilgiyi de artırmaktadırlar.
Ancak son yıllarda Maraton gerek katılım gerekse tanıtım açısından bir değer taşımıyordu. O günkü Büyükşehir Belediye yönetiminin spora bakışı maratonu da değersizleştiriyordu. Aslında maraton bir marka değeri taşımaktaydı. Artık her ilin kendi tarihi içinde bir maratonu vardı. Dolayısıyla iller arasında maratonların değerlendirilmesi yapılıyordu. Buda o kentin tanıtımı için büyük anlam taşıyordu.

40. Trabzon Uluslararası Trabzon Maratonu bu yıl adına yakışır şekilde gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’nun hassasiyeti yeni kurulan Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanı Ayhan Pala’nın disiplinli çalışması tüm spor kamuoyunun övgüsünü alan bir organizasyon başarı öyküsü yarattı.
Dünyayı ve ülkemizi tehdit eden “sıfır atık” konusu maratonun ana temasını oluşturdu. İnsan hayatında hareketli yaşamın sağlık açısından önemini vurgulamak için “Hayde adım at değişsin” sloganı hafızalarda asla silinmeyecek şekilde yerini aldı.
40. Trabzon Uluslararası Trabzon Yarı Maratonu fotoğraf yarışması yapıldı. Ödüllü yarışma sonunda 30 eserden oluşan maraton albümü hazırlanacak. Katılımın yoğunluğu bu etkinliğin anlamını artırdı. İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa illerinden kaldırılan otobüsler maratonu daha anlamlı kıldı. Katılımdaki yoğunluk Trabzon Uluslararası Trabzon Yarı Maratonun marka değerini yükseltti.
Para ödülünün artırılması Kenyalı ve Etopyalı atletler açısından sevindirici idi. Zaten derecelerde sürpriz yaşanmadı. Trabzon sokaklarını ezberlemişçesine paraları da yarışları da kazanarak geri döndüler.
Canlı yayında 1995 yılında bayanlarda Trabzon Yarı Maraton şampiyonu Serap Aktaş “bu yıl 40.  Uluslararası Trabzon yarı Maratonu bir başka” sözü de her şeyi özetliyordu.
Görülen o ki Büyükşehir Belediyesinde spor bir başka anlam bulmaya başladı. Bu tanıtımı ve Maraton kazanımlarının güzelliklerini ortaya koyduğu için başkan Murat Zorluoğlu ve ekibini alkışlıyoruz.
 
Ofspor Sevgisi Bitmez
 
Trabzon'un 3. Lig temsilcisi Ofspor'un cefekar ve fedekar taraftarı Pirağa Saral takımının aldığı kötü sonuçlara mı yansın yoksa maçlara gelmeyen taraftarlara mı sistem etsin! Soğuk, yağmur, çamur demeden Ofspor'un içerde oynadığı tüm maçlarını kaçırmayan Of'un sevilen gençlerinden Pirağa Saral tüm Ofspor taraftarlarını maça davet ediyor.
 
Saral, “Ben Ofspor'u çok seviyorum. Öyle ofluyum demekle bu işler olmuyor. Of'lu isen Ofspor'un kendi evinde oynadığı tüm maçlarına herkesi bekliyorum. Tribünler boş kalmamalı, Ofspor'a tüm Oflular sahip çıkmalı. El ele verip Ofspor'umuzu layık olduğu yere çıkartmak zorundayız” dedi.