Futbol, ilk olarak 19 Aralık 1863 tarihinde İngiltere’de oynanmış. İlk etapta halkın eğlenebileceği bir oyun olarak düşünülmüş.

Sonrasında dünyanın en çok seyirci kitlesi çeken bir durum alınca endüstriye dönüşmüş.

Para kazanan, kazandıran, kazandırılan büyük bir sektör haline gelmiş.

Büyük bir ekonomik sektör haline gelirken futbol, futbol olmaktan çıkmış,

Yıllar geçtikçe futbolda başlayan şike olayları devamında iddia ve bahis oyunlarını beraberinde getirdi.

Ve böylece dünyanın en büyük ekonomi sektörüne dönüşmüş.

Futbol iki takım arasında 22 kişi ile oynanan bir oyun olmaktan çıkmış adeta dünyayı etkileyen kazanç kapısı, bir sektör haline dönüşmüş.

Gümümüzde futbol, futbol olmaktan çıkmış, insanların eğlence kaynağı olmaktan saptırılmış milyar dolarların döndüğü bir duruma evirilmiş.

Şike, iddia, bahis ve kumar gibi içerisinde ne kadar bütün yasadışı olayları futbola dâhil edilmiş ve tehlikeli bir boyuta ulaştırılmış.

Günümüzde futbol gücün, kudretin değil, iyi olanın değil, iyi oynayanın her zaman kazanmadığı bir hale gelirken, baronların yönettiği bir duruma büründürülmüştür.

Futbolun içine “Derin futbol” girmiş.

Artık dünya futbolu ne yazık ki baronların, şikecilerin, iddiacıların yasadışı bahis çetelerinin eline geçmiş ve onların kontrolü altındadır.

Her istedikleri sonucu alabiliyorlar.

Futbol zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklı olmaktan ne yazık ki çıkarılmış ahlaksız, adaletsiz bir hal almıştır.

Hırsızların, arsızların, çetelerin, yalancıların, dolandırıcıların, baronların tek gelir kapısı haline gelmiş ve ne acıdır ki futbola “Derin futbol” bulaştırılmıştır.

Futbolcusundan- teknik heyetine, başkanından-yöneticisine, hakeminden-gözlemcisine, baronundan-ayakçısına, tefecisinden-tüfecisine, kravatlısından-sümüklüsüne kadar kısacası her bir zerrenin bile bulaştığı şike ve iddia hırsızlıkları dünyanın her yerinde görünüyor maalesef.

Takımların uğradıkları haksızlıklara, hırsızlıklara, dolandırıcı, sahtekâr ve baronların etkisi altında kalan hakem ve VAR çeteleri ile derin futbolun içindekilerin tüm alın teri ve haklarını emerek çekerken, haram kazançlar ile de seyri- sefa içindeler.

Türkiye’de de vardır bu çetelerden

Baronlardan, şikecilerden

Türkiye’de de takımlar katlediliyor

Anaları ağlatılıyor.

Özellikle Anadolu takımlarının ümüğü sökülüyor.

Her türlü haksızlığa uğruyorlar

Türkiye’de futbol 3’ten büyüktür.

Yıllarca Trabzonspor bu haksızlıklara maruz kaldı

Üç kere şampiyonluğu çalınırken, şikenin alası yapılırken ne acıdır ki hem Türkiye hem de tüm dünya buna sessiz kaldı.

Trabzonspor’un eksi başkanlarından İbrahim Hacıosmanoğlu’nun Futbol Federasyonu Başkanlığına seçilmesinden sonra hakem hatalarından ağzı yanan biri olarak hakem hatalarının tamamen biteceği ve futboldaki adaletsizliğe son vereceği beklenirken maalesef aynı şekilde devam etmesi futbolun baronlar tarafından yönetildiğinin ispatıdır.

Hakemlerin soyunma odasında kilitlenmesine kadar sabrı tükenen Trabzonspor eski Başkanının TFF’nin başına geçmesi bile tek başına bu haksızlıkları engellemeyeceği âşıklardır.

Buna rağmen aynı haksızlıklar devam ediyorsa bu iş herkesin boyunu aşmış demektir.

Aynı hakem hataları devam ediyorsa

VAR aynı hataları bilerek yapmaya devam ediyorsa bu iş herkesi aşmıştır beyler.

Hacıosmanoğlu’nun bile tek başına mücadele edeceği bir durum değildir.

Son Galatasaray maçında aynı hakem hatalarının bariz örneğini bir kez daha gördük.

Başkan Ertuğrul Doğan’ın isyanını artık her hafta görür olduk.

Trabzonspor’un bu sezon uğradığı haksızlıkları yine yaşıyor.

Tarihinin en kötü sezonunu geçiriyorsa bunun yarısı oranında hakemlerin suçudur.

Evet, futbol maalesef baronların eline geçmiş ve futbol “Derin futbol” vaziyetini almıştır.