Olağan Seçimli Genel Kurulunu tek adayla gerçekleştiren Trabzonspor’da mevcut Başkan Ertuğrul Doğan 3 yıl daha göreve devam onayı alırken, büyük bir yarışın gerçekleştirildiği Sicil Kurulu Başkanlığında ise ipi kura ile göğüsleyen Serdar İsaoğlu oldu.
Başkanından, yöneticisine, sicilinden, disiplinine kadar bütün kurullara seçilenleri kutlayıp görevlerinde başarılar diliyorum.
Aslında bu gün TFF ve hakem konusunda bir şeyler yazacaktım ama ‘Trabzonspor Kulübü 48. Dönem Faaliyet Raporunu (2024) içeren kitapta belirtilen kulübün borçlarını okurken, bana nefes darlığı geldi desem hiç te abartı olmaz..
***
Bu ne ya..
Böyle bir şey nasıl olabilir..
Valla kimse alınmasın ama bence gelinen noktada durum şu..
‘Ölmüş ama gömülmemiş’ demeye dilim varmıyor da, şu kadarını söylemeden de olmaz..
‘Trabzonspor elden gitmek üzere’
Hani tüm camia maç sonuçlarına üzülüp ,kahroluyoruz ya..
Meğer onlar bişe değilmiş.
Bu gün yenilirsin, yarın yenersin, telafi edersin..
Lakin bu kadar borcu nasıl ödersin?
Bence ödeyemezsin..
Para bassan mürekkep biter, kağıt yetmez..
***
Neredeyse kulübün anahtarının teslim edildiği transfer çılgını teknik adamlar, hünerli menajerler,
Bunlara çoğu da taraftar baskısıyla ‘Ne yapıyorsunuz ya’ demeyen, diyemeyen yöneticiler..
Yöneticiler saçmalarsa bunlara engel olacak rahmetli Ahmet Suat Özyazıcı, Özkan Sümer gibi teknik adamlar olmayınca
Yolun sonunda gelinen tablo tam anlamışla şu:
‘Ölmüş ama ağlayanı yok’
Ya bıraktık elin yabancısını..
Kendi altyapımızdan aldığımız ama sürekli sakat olduğu için kırk yılda bir sahada gördüğümüz oyuncumuzun temsilcisi bile 597 bin lira (Milyar ) istiyor..
“Yapmayın, etmeyin’ ..
‘Asgari ücret maaşla jaguar araba sevdasına kapılmayın. üstelik bu jaguarın çakması.
Bu Hoca gelirse ‘ Şunları, şunları gönderin’ der para verip yollarsın.
Önünüze liste koyup ‘Bunları da mutlaka isterim der’ borçlanıp alırsın..
‘Sonra kayyuma yollanırsın’
Türünden çok yazılar yazdık, çok laflar ettik ama hikaye..
Çünkü bizim gibiler büyük düşünemeyen yerel kafalardık..
Lakin, 10 lu yaşlarda bir çocuk olarak kuruluşuna yakından tanıklık ettiğimiz,
‘Bilet arkada’ numarasıyla hem Kırmızı-Beyazlı, hem de Bordo-Mavili Trabzonspor’un ilk maçlarını bile tribünden izlemişler olarak bu kulübün nerelerden ,nereye nasıl geldiğini iyi biliyorduk..
Taklit edilirken taklit eden konuma gelmenin...
Hadi bıraktık diğerlerini son olarak 33 yaşındaki müzmin sakat Stefan Savic’e yıllık 2.5 milyon Euro maaşın yanında 500 bin Euro’da imza parası karşılığı 3 yıllık imza attıran
İki yıl önce gönderdiğin 35 yaşındaki sakat Nwakaeme’yi yıllık 1 milyon 575 bin Euro maaş, 500 bin Euro imza parası ve iki yıllık sözleşme karşılığı geri aldıran
Kadroya bile giremeyen Borna Barisic’e yıllık 1.5 milyon Euro maaş, ve de 330 bin Euro imza parası karşılığı iki yıllık sözleşme yaptıran...
Kulüplerin kasanını boşaltmakla kalmayıp geleceğini de karartan pahalı, havalı ama boş transferler yaptıran teknik adamlara , menajerlere ve hünerli aracılara teslim olmanın acı faturasıdır bu gelinen nokta..
Rahmetli Süleyman Demirel ‘ Borç yiğidin kamçısıdır’ demişti ama bu kamçı öldürür ya..
Allah korusun...
Ve de gelinen tabloda kendi hataları da olsa yeniden göreve soyunan başkan Ertuğrul Doğan’ın da Allah yardımcısı olsun.
Çünkü tam anlamıyla giyotine kafa uzatmıştır
NEREDEN NEREYE!
Ey gidi Trabzonspor..
Kimleri nerelerden alıp nerelere çıkardın..
Boynu büyük geldiler, ne apoletler takıp gittiler.
Şan, şöhret paraya boğdun da,
Bırak kıymetinin bilinmesini,
Organize sabotaja bile maruz kaldın..
Umarım artık ders almışsındır..
SEVGİLİYE NAZ!
Tabi bütün bu sıkıntıların yanında sahada da kötü giden Trabzonspor taraftarını ayrıca çok üzüyor.
Üzmekle kalmayıp kızdırıyor, bağırtıyor, maçına gitmeyip stadyumu boş bıraktırıyor.
Ve hatta ağzına geleni söyletiyor da..
Evinin, dükkanının en güzel köşesine astığı Bordo-Mavili bayrağını indirtip başka takımın bayrağını astırmıyor.
Çünkü, Trabzonspor taraftarının takımına olan kızgınlığı:
Daha sıkı sarılmak için fırsat kollanan sevgiliye yapılan naz gibidir.
Sen Trabzonlusun bilmen lazım usta!