Anadolu’da güzel bir söz vardır. “Büyük konuşma zira Mevla insanları sözleriyle sınar” derler. Bu söz benim için çok kıymetlidir. Şiyar edindiğim, düstur edindiğim bir sözdür desem yeri var.

Özellikle günümüzde insanın ne söylediğine iki misli dikkat etmesi gerekir çünkü kamera denen teknolojik alet her şeyi kayda alıyor.

Bu konuyu neden satırlarıma taşıdım derseniz, anlatayım.

İbrahim Hacıosmanoğlu’nun seçilmeden önce söyledikleri ile seçildikten sonra yaptıkları arasındaki tezata dikkat çekeceğim ve hala Trabzon medyasını okuyorsa iki çift sözüm olacak kendisine.

Seçilmeden önce Türk futbolu ikiden büyüktür demişti, yabancı VAR hakemi olacak mı sorusuna 600 yıl dünyayı yönetmiş bir milletin evlatlarıyız kendi evlatlarımıza güvenmeliyiz demişti, hatta 2010-11 şampiyonu Trabzonspor’dur demişti.

Peki aradan geçen 6 ayda ne değişti de söyledikleri ile yaptıkları 180 derece değişti. Bunu bizim bilme şansımızın olmadığını düşündüm ve kendisine sormaya karar verdim.

Başlıyorum sorularıma inşallah hedefine ulaşır ve cevaplarını alırız.

Başkan adayı iken ’2011’in şampiyonu Fenerbahçe’dir’ mi diyeceğim? 2011’in şampiyonu Trabzonspor’dur. Bugünden başlarsak mavi boncuk dağıtmaya biz de eleştirdiğimiz başkanlar gibi oluruz.” demiştin ya sn. Başkan seçimi kazandın, mühür sende neden gereğini yapmadın?

Sormaya devam ediyorum,

Seçim öncesi Türk futbolu ikiden büyüktür diyordun ya hani peki o zaman neden MHK'yı Galatasaray ile Fenerbahçe’nin tahakkümüne terk ediyorsun, anlat da bilelim Başkan.

Bitti mi, tabi ki hayır

Yabancı VAR dahi olmayacak diyordun ya ne oldu da isterlerse yabancı hakem getirsinler ben karışmayacağım noktasına geldin..

Anlat bize Başkan koltuk mu tatlı geldi..

Adalet dağıtacağım, adil olacağım sloganıyla çıktığın yolda ne değişti de Trabzonspor’un  hiçbir zaman yaşamadığı zulme maruz kalmasına sesin çıkmıyor, aydınlat bizi..

Sn. Başkan yola çıktıklarını yolda bulduklarına değiştiren motivasyonun ne olduğunu bilmek istiyoruz!

Bu sorular uzar gider lakin şimdilik ben burada sorularımı sonlandırıyorum.

Son olarak bir de nasihatim olacak sana.

Bu koltuklar kimsenin tapulu malı değil sana da kalmayacak bunu bilesin. Sana Mustafa Reşit Akçay’ın bende iz bırakan bir sözünü hatırlatmak isterim! “Tabutumun altına girecek insanlarla kötü olamam ben” demişti.

Bence bunu bir düşün!..