Türk futbolu artık zıvanadan çıktı. Hakem kalkanı altına gizlenmiş Galatasaray ile Fenerbahçe ligde açık ara doludizgin gidiyor. En yakın rakiplerine ciddi bir puan fark atmış durumdalar. Lakin aynı başarıyı Avrupa’da gösteremiyorlar. Avrupa’da takım bütçelerinin onda biri değerinde takımlara diz çöküyorlar.

36 takımlı UEFA Avrupa Ligi'nde ne Galatasaray ne de Fenerbahçe ilk 8’e giremedi. Galatasaray 14, Fenerbahçe 24’üncü sırada yer aldılar. Hatta Braga’nın 90+4’te attığı gol iptal olmasa Fenerbahçe Avrupa’ya veda ediyordu.

Avrupa’da 16 şanslarını mucizelere bırakan bu ikili bundan ders çıkarıp ligin mali gerçeklerine uygun transferler yapmak yerine transfer çılgınlığına hız kesmeden devam ediyorlar. Onu da alalım, bunu da alalım, transfer çalımı atalım derken milyon Eurolar havada uçuşuyor.

Sadece Talisca’nın bir buçuk yıllık maliyetinin 50 milyon Euro civarı olduğu, Galatasaray’ın Oshimen’e 65 milyon Euro teklif ettiği konuşulurken Anadolu takımlarının yırtık beşlikleri bantlayıp transfer yapmaya çalışması vicdanları yaralıyor. Anadolu kulüplerine SGK ve vergi borçlarınızı kapatın diye yazı gönderen sayın maliye bakanı inşallah bu durumu görüyordur diye umut ediyorum.

TFF konusuna ise hiç girmiyorum çünkü ipin ucunu tümüyle bu iki kulübün eline vermiş durumda.

Bu kadar durum tespiti yeter diye düşünerek geçiriyorum dün oynanan Kayserispor-Trabzonspor maçına.

Uzun bir sakatlıktan sonra geçen hafta kısa da olsa süre alan Saviç ilk onbire dönmüş, Nwakaeme yerini yeni transfer Sikan’a bırakmış. En enteresanı da Şenol hoca Muhammed Cham’ın yerine yine Ozan Tufan’ı tercih etmiş..

İlk 15 dakika mutlak bir Kayserispor hakimiyetinden bahsedebiliriz. Direkten dönen bir top, Saviç’in önemli bir müdahalesi ve Uğurcan’ın kritik kurtarışı derken yüreklerimiz ağzımızda geçtik bu süreyi. Sonraki 15 dakikada ise oyun dengelendi, hatta Trabzonspor’un daha etkili olduğunu bu bölümde Banza’nın iki net vuruşunda rakip kalecinin şansının yaver gittiğini söyleyebiliriz.

İlk yarının son 15 dakikasında ise yine etkili görünen tarafın ev sahibi Kayserispor olduğunu söyleyebiliriz.

İlk yarı ortaya koyulan oyun için pozisyonu bol ama bir tarafın hakimiyetinden bahsetmenin imkansız olduğu bir oyun diyebiliriz.

İkinci yarı hem tempo anlamında hem de pozisyon anlamında ilk yarının çok gerisinde kaldığını söylemeliyim. Her geçen dakika, her yapılan değişiklik oyuna olumsuz yansıdı.

Sahadaki oyuncu grubu maç bitse de evimize gitsek modundan bir türlü çıkamadı. Kayserisporlu oyuncuların zaman zaman sportif alanın dışına çıkan sertlikleri, iştahları Trabzonspor’dan çok çok daha öndeydi.

Mendy’nın birkaç dakika içinde gördüğü iki sarı kart sonrası Trabzonspor’un maçın sonlarında bir kişi eksik kaldığını ekleyelim..

Son 3 İç sahada maçında gol yemeden gol şova imza atan fırtına için bu müsabaka seri sonu oldu diyebiliriz. Hem oyunsal anlamda, hem duygusal anlamda güzel bir serinin sonu oldu ve bir nevi şapka düştü kel göründü diyebiliriz.

Geçmiş olsun Fırtına