Yine çok önemli bir hafta, yine kritik bir viraj.
Maç öncesi; Ulusal basın ve spor camiasının genel kanısı, hatta beklentisi Antalya mağlubiyetinin Trabzonspor üzerinde domino etkisi yaratacağı ve ilk yarı sonuna kadar bu mağlubiyet serisinin süreceği yönünde olsa da Trabzonspor kanadı, yaralarını sarmak, kendi evinde ve seyircisi önünde kazanmaktan başka bir çaresi yoktu.
Rakiplerin birbiriyle oynadığı bir haftada kazanması halinde 10 puanlık bir avantaj elde edeceği, hatta takipçileri ile puan farkını açarak yoluna devam edeceği de bir sır değildi.
Maç öncesi ciddi sıkıntıları da vardı Fırtına’nın. Takımın önemli oyuncularından N’wakame’nin yokluğu başlı başına bir problem zaten. Kadroda N’wakaeme’yi yedekleyecek, yokluğunu hissettirmeyecek ,orjini sol açık olan bir yedek oyuncu olmaması da ayrı bir muamma, kadro mühendislik hatası olarak karşımıza çıktı.
Ayrıca, Sakatlıktan dönen Bakasetas, Peres, Ömür, Trondsen gibi oyuncuların maç öncesi form durumu da hepimizin kafasında soru işareti idi.
Tüm bunları kafamın bir kenarına biriktirip aldım kalemi elime, geçtim televizyonun karşısına.
Kadrolara baktigimda Abdullah hocanın sağ bekte görmeye alıştığımız Dorukhan'ı merkeze çekmesi dışında bir sürpriz göremedim.
Tıka basa dolu Tribünlerin korkunç uğultusu ve alkışları arasında başladı müsabaka..
Sahadaki onbirin de taraftara ayak uydurması ile tempolu, coşkulu, ne yaptığını bilen, oyuna hükmeden bir Trabzonspor gördük sahada. Hatta dakikalar 20'yi gösterirken Trabzonspor'un Topla oynamada ezici üstünlüğü %80 - %20 ekranlara yansıdı. Çok geçmeden golde geldi zaten.
Golden sonra da oyundan kopmayan, arkaya yaşlanmayan fırtına ezberleri bozdu da diyebiliriz. Zaten bir gol daha bulması çok zaman almadı ve ilk yarıyı 2-0 önde kapatmayı başardı.
İkinci yarıya rakip Hatayspor, 3 oyuncu değişikliğinin yanı sıra önde baskı ve yüksek tempo ile başladı. Öylesine iştahlı başladı ki misafir ekip, 10 dakika kadar Trabzonspor'un da bizler gibi bocaladığını ve kalesinde tehlikeler yaşadığını gördük.
Takiben tekrar sazı eline alan fırtına genel itibariyle topu rakibe bıraksa da rakibe ciddi gollük pozisyonlar vermedi.
İlk yarısı mutlak Trabzonspor hakimiyetinde geçen maçın ikinci yarısı için karşılıklı gitti geldi de diyebiliriz.
Sonuç olarak kaybedilen haftanın ardından kazanılan 3 puan için hayat öpücüğü diyebiliriz yada belki de Hatay öpücüğü….
Tebrikler çocuklar