Son yıllarda Trabzonspor’la ilgili yazılan yazıların, yapılan yorumların ana fikri hep aynı. Biz de dahil hemen herkes benzer şeyleri tekrarlayıp duruyoruz. Zaten Hocamız da her maçtan sonra aynı şeylerden bahsediyor. Çok güzel teşhislerle! sorunları ortaya koyuyor.
Yönetimler, alınan, gönderilen oyuncular değişiyor ancak söylenenler hep aynı kalıyor..
Zira teşhis var ama, tedavi yok.
Aynı sorunlar devam ediyor.
Peki nedir bunlar?
Öncelikle,Trabzonspor’un coşkusu yok.
Rakibi kendi sahasına hapseden baskısı yok.
Öne doğru hızlı pas, çabuk atak yok.
Rakibe hata yaptıracak alan daraltmak yok.
Onuachu yoksa gol atacak adamı yok.
Ee,yazan,konuşan da hikaye anlatacak değil ya, bunlardan bahsediyor.
Ama değişen bir şey olmuyor.
Sahada değişen bir şey olmayınca maç sonları Hocamızın söyledikleri de haliyle değişmiyor.
Ve bu kısır döngü böylece sürüp gidiyor.
Ta ki iyi bir galibiyet alınana kadar..
O zaman da abartıyoruz..
‘Çoştu, atladı, patladı, rakibi katladı’
Ve hemen birileri giriyor devreye;
‘Gördünüz mü’ diyor,‘Eleştirdiğiniz takımı da ,hocayı da ..’
‘Bunda o eleştirilerin payı yok mu sanıyorsun’ demek gerek ama..
‘Boşver’ diyorsunuz..
Herkesin uzman olduğu bu futbolda,ayrıca herkes te haklıdır!
***
Ayrıca saha dışında da değişmeyen şeyler var..
Hemen her sezon zaten olmayan paraya kıyılarak bir sürü transfer yapılır.
Yine her sezon sonunda Derde derman’ diye alınanların büyük bir kısmından kurtulmak için bir de ceplerine parala konularak gönderilir..
Baksanıza ,‘ 300 bin Euro verip sözleşmeni feshedelim ‘denilen Maxi Gomez ‘de ‘1,5 milyon Euro’dan aşağısı kurtarmaz’ demiş en son.
Bazı taraftarların bakışları da değişmiyor hiç..
Yönetimde,takımın başında kim olursa olsun hep aynılar.
Az bir eleştiri yapıldığında hemen atılırlar: Sen kimcisin, kimi istiyorsun?
‘Ne yani Muharrem Usta’mı, Ahmet Ağaoğlu’ mu yoksa bir başkasını mı gelsin?’
Ya de ‘Sen Şenol Güneş’cimisin, yoksa Fatih Tekke’mi olsun’
Yok arkadaş, biz ve bizim gibiler hiç kimseci değiliz.
Bizim derdimiz Trabzonspor.
Yani Trabzonsporcuyuz..
İşini doğru yapsın da, kim olursa olsun.
İster Patagonya’dan gelsin, isterse uzaydan..
Hiç vazgeçmeyeceğiz bu huydan...
ŞAŞIRACAK BİR ŞEY YOK!
Paris 2024 Olimpiyat oyunlarına18 dalda 102 sporcu ile katılan Türkiye,3 gümüş ve 5 bronz ile yetinirken, 40 yıl sonra tek bir altın madalya bile kazanamayarak 64. sırada yer almış..
Bence şaşıracak bir şey yok..
Pijama ile gidilen olimpiyatta yatmaktan doğal ne olabilir ki?
RİZE’Yİ BEĞENDİM
İlk maçında sahasında ağırladığı Başakşehir karşısında özellikle maçın ilk yarısında fırtına gibi esip baskılı ve coşkulu futboluyla sayısız fırsatlar yakalayan Çaykur Rizespor,90 dakika sonunda sahadan 1-1 lik beraberlikle üç yerine bir puanla ayrıldı ama, futbol adına gözlerimizin pasını sildi.
Her ne kadar geçen sezon kazandıklarıTrabzonspor maçından sonraki aşırı tavırlarına kızsak ta, İlhan Palut Hocayı kutluyor, komşuya da başarılar diliyorum..
İyi bir golcü ile bu sezon Avrupa hedeflerini gerçekleştirebilirler.
KARAYEMİŞ
Trabzon deyince aklıma bir salkım karayemiş gelir
Bahçeler dolusu zindan yeşili
İçin için kandil kandil ballanır
Kandiller içinde bir kandil yanar
Bir kız deli gibi koşmaya başlar
Yanaklarında amoftaların alı
Dudaklarında karayemişlerin moru
Göğsünde... elinin körü....
Bedri Rahmi Eyüboğlu